TMMOB Adana İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi, madenlerde kamu işletmeciliği ve Kamusal denetimin egemen olmasını savunarak “Artık Yeter! Durdurun Bu Denetimsizliği, Durdurun Bu Cinayetleri” dedi. Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahattin Sakatoğlu da, son 10 ayda maden kazasında 354 işçinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan sadece üçünün kamu madeninde çalıştığını ifade etti.
TMMOB Adana il Koordinasyon Kurulu Sekreteri Hasan Emir Kavi, Jeoloji Mühendisleri Odası’nda TMMOB’ne bağlı oda başkanları ve temsilcileri ile düzenlediği basın toplantısında, madenlerde kamu işletmeciliği ve Kamusal denetimin egemen olmasını savunarak şöyle konuştu:
“Tüm işçi katliamlarında olduğu gibi Cumhurbaşkanından Başbakana, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına kadar yetkililer yine kaza yerine gitti. Ancak yetkililerin görevi ‘cenaze çıkartılmasını organize etmek’, ‘olay mahallinden canlı yayın yapmak’ vb. değil, iş kazalarını, meslek hastalıklarını, can kayıplarını önlemektir. Kazaları, iş cinayetlerini konuşurken yalnızca o olaya ilişkin teknik nedene/nedenlere takılıp kaldığımız sürece cinayetler yaşanmaya devam edecektir, iş cinayetlerinde neden, bazen ‘ölçülmeyen karbon monoksit oran’, bazen ‘bakımı yapılmayan cephe asansörü’, bazen, ‘kapatılmayan inşaat boşluğu’, bazen ‘çadırdaki elektrik kaçağı’dır. Oysa olayların asıl nedeni, yıllardır uygulanan yeni emek rejimi, sorumluları da bu politikaları kararlaştıranlardır. AKP iktidarı ile çalışma yaşamının tüm kuralları değiştirilmiş, dönüştürülmüştür, ilgili yasalar ile çalışma yaşamı esnekleştirilmiş, yeni çalışma türleri devreye sokulmuş, geçici istihdam, taşeronluk, kısmi süreli çalışma, telafi çalışması, çağrı üzerine çalışma, serbest zaman uygulaması, denkleştirme süresi vb. uygulamalara geçilmiş, iş güvencesi kaldırılmış, işlerin taşeronlara verilmesi kolaylaştırılmış; işçilerin tamamen patronların belirlediği koşullarda çalışmasının önü açılmıştır. Yıllardır söylediğimiz önerileri bir kez daha yineliyoruz. Kamu işletmeciliği ve kamusal denetim egemen olmalıdır. Çalışma yaşamı yeniden düzenlenmelidir, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin çok bilimli bir konu olması itibarıyla, sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin karar süreçlerinden dışlanması kabul edilemez. Bu örgütlerin katılımı ile Ulusal işçi Sağlığı Güvenliği Kurumu oluşturulmalı, bu kuruluşlar kurumun yönetiminde egemen olmalı; kurum, idari ve mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip olmalı; finansman kaynakları işveren ceza paraları ile ‘iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasının fazlalık veren bölümü’nden oluşturulmalıdır. işçilerin mesleki eğitimlerinde TMMOB’ye bağlı odalara yetki verilmelidir, işyerlerinde yapılması gereken teknik periyodik kontroller, ölçümler konusunda TMMOB’ye bağlı odalara etkin rol verilmelidir.”
Ölülerimize değil dirilerimize saygı
Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahattin Sakatoğlu da, son 10 ayda maden kazasında 354 işçinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan sadece 3’ünün kamu madeninde çalıştığını ifade etti. Kurtarma çalışmalarındaki tabloyu da eleştiren Sakatoğlu, “Bizler Kazadan sonra kazayla ilgileniyormuş gibi yapan, kendilerine karşılama törenleri yapılan yetkilileri de kaza yerlerinde istemiyoruz” dedi. Konya Ermenekte havza madenciliği yapılması gerektiğine dikkat çeken Sakatoğlu açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Ruhsatlı sahada daha öncesi yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde eski imalatlar bulunan saha üç ayrı firmaya rodövansla verilmiş, daha öncesi yıllarda yapılan çalışmaların ve yeni üç firmanın yapacağı çalışmalar koordineli olmadığından birbirlerini nasıl etkileyeceği bilinmeden üretim çalışması yapılmaktadır. Burada havza madenciliği yapılmalıdır. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Bizler Kaza olduktan sonra iki Uçak bir helikopter ile yüzlerce AFAD ekibinin ocak ağzına yığıldığı hizmetleri istemiyoruz. Ölülerimize değil dirilerimize saygı gösterilsin istiyoruz. Her şeyde olduğu gibi bizim dilimizden anlayan TTK, TKİ ve Diğer işletmelerde kurulu bulunan tahlisiye ve kurtarma ekipleri kurtarma ve tahlisiye çalışmalarını yapmaları yeterli olacaktır. AFAD gibi konunun uzmanı olmayan yüzlerce kişiyi ocaklara taşıyarak çözüm üretmek yerine sadece ve sadece kurtarma çalışmasında kaos ve kargaşa yaratmaktadır. Bizler Kazadan sonra kazayla ilgileniyormuş gibi yapan, kendilerine karşılama törenleri yapılan yetkilileri de kaza yerlerinde istemiyoruz.”
(Çukurova Barış, 02.11.2014)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN