Umut Vakfı olarak en büyük amaçlarımızdan birisi şiddete, bireysel silahlanmaya karşı mücadele etmek. Bu konularda farkındalık yaratarak, şiddet ve silahlarla mağdur olan insanların sayısının her geçen gün azalmasını sağlamak…
Geçen hafta Türkiye’nin 2015 yılı silahlı olay, cinayet haritasını rapor halinde hazırlayarak yorumumuzla tüm Türkiye kamuoyunu bu konuda bilgilendirmiştik… Tek tek kentlerde meydana gelen ve basına yansıyan olayların istatistiklerini açıklarken art niyetsiz olarak amacımız; alarm zillerinin çaldığı kentlerin yöneticilerinin önlem almaya yönelik çalışmalar yapabilmeleri için dikkatini çekmekti. Ki bazı yöneticilerin, ciddi bir şekilde şiddet sarmalı içerisindeki kentlerinde konuyu uzmanlarıyla, sosyologlarıyla, psikologlarıyla masaya yatırıp çalışmalar yapmaları gerekiyordu…
Umarız bize kulak verip, duyarlı davranırlar…
Bu harita doğrultusunda farkındalık yaratabilmek amacıyla zaman zaman olayların yüksek olduğu kentlere uzanıp eleştiriler yapacağız…
Samsun İlkadım’ı bilir misiniz?
Doğrusu Samsun deyince hemen herkesin aklına; türkülerden ve coğrafya derslerinden Çarşamba, Bafra ve Havza gelir…
Ama bireysel silahsızlanma çalışmaları yaparken en çok yani sık sık karşımıza çıkan yer; kentin 312 bin nüfusuyla en büyük ilçesi olan İlkadım ilçesi oldu…
19 Mayıs 1919’da büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun’a gelmesi ve bağımsızlığa giden ilk adımı burada atması nedeniyle ilçeye İlkadım adı verilmiş. İlkadım Samsun’un ve Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ve gelişmiş ilçelerinden biri…
Ya Atakum’u?
Atakum’da 150 bin civarında nüfusuyla Samsun’un ikinci büyük ilçesi… Olaylara bakınca bu iki ilçeyi Tekkeköy ve Vezirköprü takip ediyor…
Terör hariç, bireysel şiddet haritasında basına yansıyan 106 bin şiddet olayıyla dördüncü sırada bulunan Karadeniz’in “en hırçın kenti” Samsun’da bir yaralama, öldürme olayı meydana gelmişse eğer ve “nerede” diye baktığınızda, büyük çoğunluğunun İlkadım’da gerçekleştiğini görüyorsunuz. Evet Samsun’da geçen yıl basına yansıyan olaylarda, büyük çoğunluğu İlkadım ve Atakum ilçelerinde olmak üzere 51 kişi öldü, bir kısmı da ağır 89 kişi yaralandı.
Kadın cinayetleri
Samsun’un kadın cinayetleri haritasına baktığınızda da; 2015 yılında kentte 10 kadın cinayeti yaşandı (4-16 Nisan, 16 Temmuz, 25 Ağustos, 16 Eylül, 20 Kasım, 16-21-23-24 Aralık tarihlerinde). Bu kadın cinayetlerinde 10 kadın ve aile bireyi öldü, iki kişi de yaralandı. İki koca karısını öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti.
Yan baktı, tipini beğenmedim, eğlencelerde havya ateş açılması gibi cinayetleriyle de Samsun “maganda cinayetleri”nin en çok yaşandığı kentlerden birisi maalesef…
İki oğlu şikayet etti: Bizi dövüyor
Gördünüz mü bilemiyoruz. Geçenlerde gazetelerde ve internet sitelerinde vardı: Samsun Vali Yardımcısı Recep Yüksel çocuklarıyla karakolluk oldu, diye…
Üzücü tabii, ama geçen yıl haziran ayında eşinden boşanan ve Eylül ayında bir çocuk annesi DY. İle evlenen Vali Yardımcısı, ilk eşinden olan 13 ve 19 yaşındaki oğullarını da yanına almış. Üvey anne ile çocuklar arasında yaşanan tartışma sonucu ise olanlar olmuş. Oğlu, polisi arayarak, babasının kendilerini dövdüğünü bildirmiş ve şikayetçi olmuş. Eve gelen ekipler ailenin ifadelerine başvurmuş. “Aile içi darp, tehdit ve hakaret” suçlamalarıyla taraflar birbirlerinden şikayetçi olmuşlar.
Açıklama yapan Vali Yardımcısı, “Kesinlikle fiziksel ve sözlü şiddet söz konusu değil. Boğma, dövme gibi bir durum söz konusu değil” demiş…
Ancak Antalya’da yaşayan boşandığı eşi FE., Samsun’a giderek çocuklarını almış…
Aslında tüm çocuklar annelerine yakışır. Babalar boşandıklarında zorla çocuklarını yanlarına almamalılar. Çok iyi baba iseler yine çocuklarını sevsinler ve annelerinin yanındaki çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşılasınlar…
Sık sık “toplum nereye gidiyor” diye soruyoruz. Keza memlekette bir cinnet hali söz konusu, büyük çoğunluğun ruhsal tedaviye ihtiyacı var. Televizyon yöneticileri eğer bu toplumu düşünüyorlarsa, yoğun olarak evlilik programları vs. yapacaklarına sosyal televizyonculuk yapabilirler, psikolog ve psikiyatrislerin de yardımıyla şiddet sarmalına batmış, cinnet halindeki toplumu tedavi edici programlar yapabilirler… Ki işte bugün (2 Şubat 2016) yine gazeteler, bir annenin çocuğunu baltayla öldürmesi, çiftlik evinde bekçilik yapan yaşlı adamın satır ve bıçakla öldürülmesi, 23 suçtan sabıkası olan “suç makinesinin” son kurbanının ağabeyi olduğu haberleriyle dolu…
Bireysel şiddet olaylarının arttığını hep beraber görüyoruz, izliyoruz. Spordan siyasete her yerde şiddet var. Sonuç olarak “toplumda şiddet, rol model haline geldi” maalesef. Topluma hakim olan stres ve toplumsal yapıdaki bozulma nedeniyle yan baktın, şöyle oturdun, gülüşünü beğenmedim, bana yol vermedin gerekçeleriyle herkes herkese şiddet uyguluyor. Gün geçmiyor ki bir kadın şiddet görmesin, öldürülmesin…
O nedenle topluma örnek olacak, toplumun örnek alacağı kişiler yaşamlarında, davranışlarında daha titiz olmalı, daha özenli yaşamalı…
Toplumca, önce evimizden başlayarak “ŞİDDETE DUR” demeliyiz… Çözümler üretmeli, bulmalı, uygulamalıyız. Yüreğimizden sevgiyi eksik etmeden, empati yaparak karşımızdaki insanlara kendimize yapılmasını istediğimiz gibi davranmalı, tartışmalarımızı saygı ve hukuk kuralları içerisinde hoşgörüyle noktalamak için çabalamalıyız…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN