Post image
Tutanağa göre Uğur vurulmamış

ugur-kurt-kimdir-ugur-kurt-neden-oldu-_1115597_340_226Kemal Göktaş/ANKARA – İstanbul Okmeydanı’nda cemevi bahçesinde katıldığı cenaze sırasında polis memuru S.K.’nın tabancasından çıkan kurşanla öldürülen Uğur Kurt’la ilgili soruşturmada ‘tutanak’ skandalı yaşandığı ortaya çıktı. Terörle Mücadele Şubesi’nden S.K.’nın da aralarında bulunduğu polisler tarafından imzalanan ‘‘Olay Tutanağı”nda Kurt’un vurulmasından hiç bahsedilmiyor.

Tutanakta ayrıca zırhlı polis aracının molotofla yanmasından sonra polislerin havaya ateş ettiği belirtilirken hiçbir görüntüde ve hiçbir tanık ifadesinde yer almamasına rağmen göstericilerin bulunduğu taraftan da silah seslerinin geldiği iddiasına yer verildi. Bir başka skandal da savcı Hasan Yılmaz’ın soruşturmayı başlatan tutanağında çıktı. Savcı Yılmaz, Kurt’un vurulmasının medyadan öğrenildiğini belirterek resen soruşturma açtığına ilişkin tutanak tuttu. Bu durum Kurt’un vurulmasını polisin savcılığa dahi bildirmediğini de ortaya koydu.

Şüpheli polis memuru S.K. hakkında yürütülen soruşturma dosyasına giren ‘Olay Tutanağı’na Milliyet ulaştı. Uğur Kurt’un vurulmasından yaklaşık 6.5 saat sonrasının saatini taşıyan ve 56 polis amir ve memurunun imzasını taşıyan 22 Mayıs 2014 saat 19.00 tarihli tutanakta Kurt’un vurulmasından hiç söz edilmiyor.

ukurtS.K.’nın da imzasının yer aldığı tutanakta, “Saat: 11.35 sıralarında Çınar sokaktan Piyale Paşa caddesine çıkan TEM Şube Müdürlüğü’ne bağlı 24-62 kod nolu zırhlı araca Barçın sokak ve Piyale Paşa caddesi kesişiminde maskeli 5-6 kişilik grup tarafından molotof kokteyli atıldığı ve aracın önünde bulunan havalandırma mazgalından içeri giren molotofun kokteyli zırhlı araç içerisinde yangın çıkardığı” belirtildi.

Vurulma bilgisi yok

Aracın şoförünün ve ekip şefinin ön taraftan yanar vaziyette çıkmaya çalıştıkları sırada 10-15 kişilik grubun açık olan zırhlı aracın sağ kapısından bir molotof daha attıkları iddia edilen tutanakta bunun yangının büyümesine neden olduğu öne sürüldü.

Tutanakta havaya ateş edildiği belirtilmesine rağmen S.K. ifadesinde “yere ve havaya ateş ettiğini” söylemişti. Dosyaya giren görüntülerde de Kurt’un vurulmasından hemen sonra Cemevin’den çıkan bir vatandaşın polislere bir kişinin vurulduğunu söyleyerek ambulans çağırmalarını istemiş, polisten “Görmüyor musun bizi yakıyorlardı” yanıtını almıştı.

Kurt’un vurulduğuna ilişkin haberler olaydan hemen sonra gün boyu televizyonlarda ve internet medyasında yer almıştı. Ayrıca tutanağa göre olay yerinde beklenildiği belirtilmesine rağmen Kurt’un vurulmasına ilişkin herhangi bir bilgiye yer vermemesi dikkat çekti. Müfettişlere ve savcıya ifade veren polislerin de Cemevi’nde bir kişinin vurulduğunu tutanak saatinden önce öğrendiklerine dair beyanları dosyada yer alıyor.

tutanaga-gore-ugur-vurulmamis-4605373

Savcı medyadan öğrenmiş

Savcı Yılmaz, Kurt’un vurulmasının medyadan öğrenildiğini belirterek resen soruşturma açtığına ilişkin tutanak tuttu. Bu durum, Kurt’un vurulmasını polisin savcılığa dahi bildirmediğini ortaya çıkardı. Ancak savcılıkta Kurt’un vurulmasını bildirmeyen polislerle ilgili herhangi bir işlem başlatılmadı.

Bakanlığa göre 4 kişi öldü

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, gezi parkı eylemleri sırasında dört kişinin yaşamını yitirdiğini savundu. Ölenler arasında Abdullah Cömert, Mustafa Sarı, Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz’ı sayan Müezzinoğlu’nun, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Berkin Elvan ve Medeni Yıldırım’ın isimlerini saymaması dikkati çekti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Müezzinoğlu, destek eylemlerine katılıp şiddet sonucu hastaneye başvuran ve ayakta tedavi edilen kişi sayısını 23 Eylül 2013 itibarıyla 4 bin 355 kişi olarak açıkladı. Tüm yurtta olaylar sırasında yatarak tedavi edilen hasta sayısını da 119 olarak kaydetti. Müezzinoğlu, biber gazı sebebiyle 905; travma, çarpma, yaralanma, kırık sonucu 767 kişinin hastanelere başvurduğunu belirtti.

Bu arada, Uğur Kurt’u vuran polisin babasının da polis olduğu ve Kağıthane Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bulunduğu belirlendi. Terörle Mücadele Polisi SK’nın ateş ettiği anda babası EK‘nın da olay yerinde olduğu ve oğlunu ateş ettiği için azarladığı kaydedildi. Baba ve oğulun, Uğur Kurt’un öldürülmesinden hiç bahsetmeyen ve göstericilerden silah sesi geldiğini ileri süren skandal “Olay tutanağı”na da birlikte imza attığı anlaşıldı.

(Milliyet, 24-25.07.2014)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN