Post image
Türk yargısı ‘erkeğe iyi’: Ceyda Yüksel’in katiline verilen cezada ‘elem ve öfke’ indirimine tepkiler çığ gibi

 

Rengin TEMOÇİN

Türkiye kadın cinayetleri ile sarsılırken katillerin cezalarına yapılan indirimler gündem oluyor. Kadın dernekleri temsilcileri, yargıda ataerkil bakış açısına dikkat çekiyor.

İzmir’de 3 yıl önce evinde cam kesikleri içinde cansız bedeni bulunan Ceyda Yüksel’i (28) “kasten öldürme” suçundan yargılanan Serkan Dindar’a (43) “haksız tahrik” indirimi uygulanması bu konudaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Müebbet hapis verilen Dindar’ın cezası 18 yıla indirilmişti.

Gerekçeli kararda, “elem ve öfkenin niteliği” dikkate alınarak “haksız tahrik” indirimi uygulandığı belirtilmişti. Kararda; Dindar’ın “cinsel yakınlaşma isteğinin geri çevrilmesi” nedeniyle tartışma çıktığı, Dindar’ın “kapıldığı tahriğin” etkisiyle Yüksel’i evin salon kapısının camını kıracak şekilde tutup kapıya vurduğu da yer almıştı.

Cumhuriyet konuya ilişkin kadın dernekleri ve avukatlarla konuştu.

 

 

‘AYRIMCI İNDİRİM’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Uzun süredir Ceyda Yüksel’in ölümündeki gerçekler açığa çıksın diyerek davayı takip ediyoruz. Bu mücadelelerin sonunda bunun şüpheli ölüm olmadığı ve kasten işlenmiş bir cinayet olduğu gerçeğini açığa çıkardık. Kasten öldürmeden bir kararın çıkmasını olumlu buluyoruz aslında” dedi.

Haksız tahrik indirimine ilişkin ise Ataselim, “Katillere ve şiddet faillerine uygulanan ayrımcı indirimlerle karşılaşıyoruz. Bu davada da cinayeti işlemesinin bir tür gerekçelendirilmesi olarak elem ve öfke ya da cinsel birlikteliği reddetmesi gibi meseleleri haksız tahrik indirimi uygulamaya dayanak kıldıklarını görüyoruz. Aslında cinayetlere meşru bir zemin yaratılıyor. Bu indirim de cinsiyetçi yargının bir tür yansıması” ifadelerini kullandı.

 

 

HUKUK NEREDE?’

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “TRT sanatçısının evlenme teklifini kabul etmediği için öldürülmesine ilişkin Yargıtay bir karar vermişti. Bu da ‘bütün erkeklerin evlenme teklifini kabul edin yoksa öldürülürseniz bu suç değil’ gibi bir sonuç ortaya çıkarmıştı. Oradan buraya aynı noktadayız. Cinsel tacizde bulunanları ya da cinsellik isteyen kişileri reddettiğinizde ölmeniz sizin ona haksız tahrik yapmanızı ortaya koyduğu için suç unsuru sayılmıyor. Şimdi bunun neresinde hukuk var?” diye konuştu. Güllü şu ifadeleri kullandı:

“Sorgulamadan aldığınız karar kadınların yaşam hakkını gasp ediyor. Ben yarın bu karar nedeniyle yargıya dava açma hakkına sahibim. Çünkü benim yaşam hakkım tehlikede.”

Avukat Selin Nakıpoğlu ise “Katilin tahrik altında suçu işlediğinden, kapıldığı elem ve öfkeden ne kadar eminler ki tahrik indirimi ile cezayı kuşa çevirmişler. Ataerkil erkek mantığı bedeni bir fetih alanı, cinsel ilişkiyi de zapt eden/ zapt edilen ilişkisi olarak görüyor. Yargıçlardaki bu ataerkil bakış açısı kırılmadığı için bu kadar sık karşılaşıyoruz bu ‘haksız tahrik’ indirimleriyle” değerlendirmesinde bulundu.

(Cumhuriyet, 20.06.2023)

 

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN