Üniversite Dayanışma Platformu Eşgüdüm Kurulu üniversitelerin şirketleştirilmesine, eğitim emekçilerinin güvencesizleştirilmesine karşı dayanışmaya çağrısı yaptı.
Üniversite Dayanışma Platformu Eşgüdüm Kurulu ,özgür ve eleştirel düşüncenin, akademinin ve üniversitelerin saldırılara hedef olduğunu açıkladı. “Vakıf-kamu ayrımı yapmadan yoğunlaşan baskılar, üniversitelerde “eğitim ve öğretimin taşeronlaştırılması süreci”nin sonuçlarından sadece biri” denildi.
Platform bugün saat 16.00’da, İstanbul Tabip Odası’nda bir basın açıklaması yapacak.
Bilgi, Maltepe, Doğuş, Okan, Bahçeşehir ve Yeditepe tenkisatlarından sonra hukuksuz işten çıkarmaların hatırlatıldığı açıklamada son zamanlarda yapılan baskılar şöyle sıralandı:
* Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün kâr amaçlı bir şirket gibi çalıştırılmasına karşı çıkan Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu işten çıkarıldı.
* Fatih Üniversitesi’nde ise son bir senede bilimsel yetkinliğin artması için çaba gösteren Prof. Dr.Manuel Knoll, Prof. Dr. Philipp Amour, Yrd. Doç. Dr.Rainer Brömer, Dr. Nil Mutluer ve son olarak da Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kalaycı ve Prof. Dr. H. Neşe Özgen’in işten çıkarılmasında nitelikli akademik eğitimi itibarsızlaştırarak yok etmeye yönelik şiddetin izleri var.
Vakıf Üniversitelerinin çoğunun bir apartman katından ve gösterişli birer web sayfasından ibaret olduğuna; İş ve İdare Hukuku’nun sağladığı haklar çerçevesinden uzak keyfi kadro ve özlük politikalarıyla idare edildiği söylendi.
Açıklamadan şatırbaşlarışöyle:
* Taşeron sistemin en yırtıcı biçimleri üniversite adı altında yürütülüyor, sözleşmesiz veya hukuksuz çalışma baskısı uygulanıyor.
* Araştırma görevlisi kadroları “lisans üstü burslu öğrenci” ismi altında kaçak veya sigortasız çalıştırılan öğrencilerle telafi ediliyor.
* Mütevelli Heyetlerinin çıkarı olan şirketler bizzat destekleniyor.
* Öğretim üyeleri, iktidarda olan her kimse onun adına propaganda yapmaya, siyaset ve inanç zeminli gösterilere zorlanıyor. Diğer taraftan, akademik dereceleri dahi olmayan, ama iktidarlarla siyasi yandaşlık kurmakta yararlanılacak kişiler akademik kadrolara alınıyor ve egemenlerle ilişki kurma adına akademik unvanlar ulufe gibi dağıtılıyor.
* Öğretim üyeleri sadece “ders verici”ye indirgeniyor.
* Öğrenciler, öğrenim ücretlerine ilaveten fahiş miktarlara ulaşan servis, yemek vb. ücretlerle acımasızca soyuluyor. Mezunlar, patron fabrikalarında ücretsiz stajyer olarak çalıştırılıyor.
Üniversite Dayanışma Platformu Bileşenleri:
Akademi Susmayacak Platformu, AİBÜ Öğretim Elemanları Derneği, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Barış İçin Akademisyenler, Eğitim Sen Kocaeli Üniversitesi temsilciliği, Eğitim-Sen AİBÜ temsilciliği, Eğitim-Sen Anadolu Üniversitesi Temsilciliği,Eğitim-Sen istanbul 6 Nolu Şube, Eğitim-Sen Ankara 5 Nolu Şube, Eğitim-Sen İzmir 3 Nolu Şube, Eğitim-Sen Mersin Üniversitesi Temsilciliği, Eğitim-Sen Ordu Üniversitesi Temsilciliği, Eğitim-Sen Tunceli Üniversitesi Temsilciliği, Eğitim Sen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Temsilciliği, Eskişehir Eğitim Hakları Derneği, İ.Ü. Demokratik Üniversite Girişimi, İstanbul Tabip Odası, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, İTÜ Asistan Dayanışması, Kocaeli Üniversitesi Nasıl Bir Üniversite İstiyoruz Platformu (NBU) Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Asistan Dayanışması, ODTÜ Mezunlar Derneği, ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, Onurumuzu Savunuyoruz Hareketi, Öğrencime Dokunma, SES İstanbul/Aksaray Şube, SES İstanbul/Anadolu Şube, Sosyal Araştırmalar Vakfı, Sosyal İş İstanbul Şubesi, Sosyoloji Mezunları Derneği, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Pltf.,Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnsiyt., Türkiye’de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu (GIT Türkiye), Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Vakıf Dayanışma
(bianet.org, 27 Aralık 2013)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN