Bu sözler; Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’a ait…
Doğrusu biz Umut Vakfı olarak yıllardır ülkemizin şiddet sarmalı içerisinde olduğunu vurguluyor ve acilen konunun masaya yatırılmasını istiyoruz… Vali Yavuz’un bu sözlerini görünce umutlanmadık dersek yalan olur…
İçimizde; “şiddet sarmalıyla” mücadelenin başlatılacağı umudu doğdu…
İçişleri ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarının başkanlığında “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon İzleme ve Değerlendirme” toplantıları sürüyor… Vali Yavuz, bu video konferans sonrası kentin ileri gelenleriyle konuyu değerlendirmek için yaptığı ikinci toplantıda bu sözleri dile getirmiş… Diyor ki; “Bu toplantıları detaylı yapmamızın ana amacı; ortada bir sorun var, bu sorunu nasıl çözebiliriz? Bunu istişare edip, somut öneriler sunmalıyız. Genel itibariyle şiddete meyilli bir nesil yetiştiriyoruz. Erkek ve kız çocukları arasında halen eğitimler de dahil olmak üzere bir ayırım var. Erken çocukluk dönemindeki iyi örneklerin, olumlu bir ortamda büyümenin çok farklı olduğunu ve şiddetin kültürden ve ortamdan beslendiğini düşünüyorum. Şiddete karşı toplumsal ‘net’ bir duruş göstermemiz gerekiyor… Sadece polisiye tedbirlerle şiddetle mücadele etmek mümkün değildir. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili kurumların çalışmalara katkı vermesi büyük önem arz etmektedir.”
Kesinlikle…
Kadına yönelik şiddetin masaya yatırılması önemli… Konuya verilen önemi gösterir…
En son Kocaeli’yle video konferans sistemiyle yapılan toplantıda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği bilgiler bile; -ki bakan Soylu kadın cinayetlerinde geçen yıl yüzde 21 azalma olduğunu söylüyordu- kadına yönelik şiddetin ne denli yükseldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bakan Soylu’nun verdiği bilgilere göre, bu yılın ilk üç ayında da, 55 bin 231 kadına yönelik şiddet olayı meydana gelmiş bulunuyor. Bakan Soylu, bu rakamı açıklarken de; geçen yılın ilk 3 ayına göre yüzde 8’lik düşüş yaşandığını söylüyor…
İsterse yüzde 50 azalsın…
Bizce; “şiddete sıfır tolerans” olmalı hedef…
Bırakın kadını, hiç kimseye, hatta hayvanlara, doğaya…
Sokaklarda birbirine kurşun sıkan şehir eşkıyaları yüzünden yolda yürüyemez, evde oturamaz hale geldik…
Şiddet dalgası öylesine yükselişte ki… Doğa katliamlarından hayvanlara her türlü saldırı ve işkenceye kadar…
Hatırlayın daha bir hafta kadar önce Denizli Çal’da iki kendini bilmez vicdansız, göç eden Leylekleri tüfekle öldürmüştü…
Böylesine zararsız hayvanlara neden saldırır ki insan…
Bugün de yani 12 Nisan günü de bir Karabük gazetesinde haber var. Yenice ilçesi Şirin köyünde göç eden Leylek sürüsüne tüfekle ateş açılmış. Göç yolunda adeta görsel şölen oluşturan yüzlerce leylekten ikisi yaralanmış. Leylekleri bulan Değirmenyanı Köyü Muhtarı İhsan Kurt yaralı leylekleri önce evine götürüp tedavi etmiş, sonra da Karabük Doğa Kurama ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne teslim etmiş…
Gökyüzündeki masum leyleklere ateş edip vuranlar, kadınlara, çocuklara şiddet uygulamaz mı?
Bakın Adıyaman’da iki çocuk annesi, 35 yaşındaki Esra Yılmaz’ın kendisini doğalgaz borusuna astığı ileri sürülüyor. Eziyet görmese bir anne, neden iki çocuğunu geride bırakıp kendisini assın ki… Ve de gerçekten o mu kendisini astı… Urfa, Mardin de yine aynı şaibeli ölümler. Siirt’in Baykan ilçesinde 10 Nisan günü vücudu yanmış ve ağır yaralanmış halde bulunan 27 yaşındaki Saynur Süyüncü tedavi altına alınmıştı. O da yaşamını yitirdi.
İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararına tepkiler sürerken erkek şiddeti de görüyorsunuz son bulmuyor. İstanbul’un Pendik ilçesinde dört çocuk annesi Arzu İlhan Koca’yı da, uzaklaştırma ve koruma kararına rağmen zorla eve giren Göksal Koca katletti… Konya Ereğli’de 3 aylık uzaklaştırma kararı olan Abdülkadir Ş. de, süre dolduktan hemen sonra Meryem Ş. ile kardeşi Eşe B.’yi tabancayla vurarak yaraladı.
Gaziantep’te Cinayet Büro Ekipleri; 11 yıldır kayıp olduğu ileri sürülen 41 yaşındaki Leyla Ganigülü’nün de öldürüldüğünü belirledi…
Bu arada, kadın cinayetlerinde yine mahkemelerden birbirinden ilginç kararlar çıkmaya devam ediyor… İstanbul Avcılar’da evli olduğu Öznur Bilgici‘yi sokak ortasında kesici aletle ağır yaralayıp “Sen ölmedin mi hala” diyen Deniz Bilgici‘nin cezası “iyi hal” indirimiyle 15 yıla düşürüldü… Gaziantep’te 7 aylık hamile eşini 3 yıl önce döverek öldüren adamı mahkeme, beraat ettirdi. Gerekçe; cezanın 3 yaşındaki çocuğun mağdur olabileceği!
Güler misin, ağlar mısın?
Anne ölmüş, belli ki bebek yaşamış… “O mağdur olmasın” diye babayı beraat ettiriyorlar…
Ve erkek egemen bakışlı devlet yapısı, hukuk ve CEZASIZLIK…
Evet, cezasızlık… Gerek kadına yönelik, gerekse de genel şiddeti önlemenin önündeki en büyük engellerden biri…
Yine de; yukarıdaki toplantıya dönersek “kırıntı halinde de olsa umut, umuttur” diyoruz…
Umutlarınız eksilmesin…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN