Hukuk fakültesinde bir akademisyenin öldürülmesinden sonra dün de (4 Ocak) ortaokuldaki kavgada bir öğrenci bıçaklandı. Toplumsal şiddetin arttığına dikkati çeken uzmanlar uyardı: “Şiddetin normalleştirilmesi ve hak olarak görülmesi şiddeti artırıyor. Günümüzde çocuklar şiddetle büyüyor!”
Doç. Dr. Serap Erdoğan Taycan, “Güçlülüğün pompalandığı, eğitimli insanların değersizleştirildiği, neredeyse cehaletin övüldüğü bir süreç içindeyiz. Son yaşanan korkunç olay dahil hiçbir şiddet eylemi artık ‘münferit’ bir olay olarak ele alınmamalı” dedi.
Akademisyen Ceren Damar Şenel’in öldürülmesine tepkiler sürerken, toplumsal şiddetin giderek arttığına dikkat çekildi. Uzmanlar, şiddetin normalleştirilmesinin şiddeti artırdığı görüşünde. Kişilerin şiddeti çözüm olarak gördüklerini ve haklarını bu yolla almayı normalleştirdiğini belirten uzmanlar, şiddeti ‘normalleştiren’ dizi karakterlerinin de bu algıyı desteklediği uyarısını yapıyor.
Oyunlar ve diziler
Toplumsal şiddetin arttığını, yaygınlaştığını ve bunun rakamlara da yansıdığını belirten Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilay Çabuk Kaya, “Şiddet, toplumsal yaşam, baskı, aile, erkek egemenliği, işsizlik gibi birçok faktör tarafından besleniyor. Şimdi çocuklara baktığımızda şiddetle büyüyorlar. Bütün oyunlar şiddet içerikli. Dizilerdeki karakterlere baktığımızda yine aynı. Şiddetin normalleştirildiğini görüyoruz. İnsanlar eskiden adrenalin yaşamak için farklı şeyler yapardı, spora yönelirdi şimdi ise şiddet bunun yerini aldı. Bilgisayar oyunlarında artık çocuklar oynamıyor, direkt ana karakterin kendisi gibi hissediyor ve orada yaşadığı ne varsa onu dışarı aktarıyor. Diziler için de aynı durum geçerli. Sosyalleşmeme, ev içindeki şiddet, okuldaki, sokaktaki şiddet de bunu besliyor. Sadece fiziksel değil, psikolojik boyutu da artıyor. Şiddet artık içimizde” değerlendirmesini yaptı.
‘Rol model oluyor’
Türk Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Uzman Dr. Yunus Hacımusalar da, toplumsal şiddetin arttığı tespitinde bulunarak şunları söyledi:
“Bir şeylerin olağanın dışında çok fazla konuşulması onu normalleştiriyor. Medyada bu tür şiddet haberlerinin verilmesi de aslında şiddeti normalleştiriyor ve artırıyor. Ve en acısı da şiddeti çözüm olarak görüyorlar. Son olay bazında baktığımızda öğrenci dersini çalışmamış, sınavda kopya çekmeyi hak olarak görüyor ve yakalandığında da bunu kabullenmiyor. İfadesinde ‘kendimi denetleyemedim’ diyor. Bu şiddetin aslında normalleştirildiğini gösteriyor. Dizilere, oyunlara baktığımızda başrollerdeki karakterler hep şiddet içerikli. Kendi adaletini kendisi yaratan, hukuk kurallarını koyan, bunlara göre ceza kesen, çevresindekilere adalet dağıtan, kim ona göre haksızsa onu cezalandıran kişiler ön planda. Ve bunlar normalmiş gibi gösteriliyor. İnsanlar da bu karakterleri ‘rol modelleri’ olarak görüyor. Genç kesim onlara özeniyor, onlar gibi olmak istiyor, onların yaptıklarıyla şiddet normal bir durum olarak algılanıyor.”
‘Online oyunlar da saldırganlığı besliyor’
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz psikolog ve psikiyatrislerin görüşleri şöyle:
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi Uzman Psikolog Simge Alevsaçanlar: “İnsanlar oldukları yerlere torpille ya da birilerinin yardımıyla geldiklerinde, bir süre sonra ben bazı şeyleri yapabilirim, bana bazı haklar tanınmalı, bana iltimas geçilmeli gibi düşünebiliyor. Bunu talep ediyor ama karşısındaki insan kurallar dahilinde hareket ettiğinde buna tahammül edemiyor ve kendine göre ‘hakkını’ alabilmenin yolunu şiddette buluyor.”
Memorial Şişli Hastanesi Klinik Psikolog Gizem Mine Çölümlü: “Şiddetle yoğrulan çocuk, anti sosyal kişiliğe dönüşebiliyor. Yine gençlerin oynadığı şiddet içerikli online oyunlar da gençlerdeki agresif tutum ve davranışları besliyor. Özellikle şiddet uygulayan karakterle fazla özdeşlik kuran genç, şiddeti normalize ederek, saldırgan tutum ve davranışları benimser ve örnek alır, böylece toplumsal düzeyde de şiddet eylemleri birbirini besler.”
‘Bunlar münferit olaylar değil’
Türk Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Serap Erdoğan Taycan, şiddetin görünürlüğünün özendirici bir yanı olduğunun unutulmaması gerektiği uyarısını yaptı: “Yaşam koşullarındaki olumsuz değişiklikler insanları yalnızlığa, bencilliğe ve mutsuzluğa sürükledi. Sorunlarla dolu mutsuz dünyalarına kapanan insanlar, hukuk sistemine ve adaletin hukuk sistemi aracılığıyla sağlanacağına olan inancın da zayıflaması ile herhangi bir şekilde haksızlığa uğradıklarını düşündükleri anda haklarını şiddet yoluyla aramaya girişebiliyorlar. Güçlülüğün pompalandığı, eğitimli insanların değersizleştirildiği, neredeyse cehaletin övüldüğü bir süreç içindeyiz. Son yaşanan korkunç olay dahil hiçbir şiddet eylemi artık ‘münferit’ bir olay olarak ele alınmamalı.”
(Milliyet, 05.01.2019)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN