Tuna KİREMİTÇİ
Kitap Dedektifi
Armağan Tunaboylu’nun Berkun İstanbullu Polisiyeleri dizisinin ilk kitabı Polisiye Yazarının Ölümü’nde, geçmişi kendisinin bile bilmediği sırlarla dolu Komiser Berkun ile tanışıyoruz.
Gecen yıl telefonda konuştuğumuzda Armağan Tunaboylu yeni bir dedektif karakteri üzerine çalıştığını söylemişti. Metin Çakır Cinayetleri serisinin takipçisi olarak merak etmiş, ama her polisiye yazarı gibi Tunaboylu da sır vermeyi sevmediği için söz konusu karakterin eşkalini ele geçirememiştim. Nihayet Tunaboylu’nun yeni roman Polisiye Yazarının Ölümü Maceraperest Kitaplar tarafından yayımlandı ve Komiser Berkun İstanbulllu ile müşerref olduk. Hemen söyleyeyim, kendisinin Metin Çakır ile hiçbir ilgisi yok! Metin Çakır ne kadar sokak çocuğuysa Berkun İstanbullu o kadar salon adamı. Metin ne kadar müptezelse Berkun okadar centilmen. Metin’in soyu sopu belirsizken Berkun’un paçalarından burjuvalık akıyor.
Behzat Ç.’ Ye tepki olarak doğmuş
Terasında ‘’Ay Işığı Sonatı’’ dinleyip orkidelerini severken tanıştığımız Berkun İstanbullu bildiğiniz snop : Dandy giyim tarzından cinayet mahallinde de ödün vermiyor, en adi sabıkalılarla sizli bizli konuşuyor, burnundan amirlerine bile kıl aldırmıyor. Üstelik yakışıklı da… Kadınlar tarafından Clive Owen’a benzetiliyor. İcabında yumruklarını konuşturmayı da biliyor. Her gerçek centilmen gibi bir ara boksla ilgilenmiş.
Haliyle hem polis teşkilatında hem de suç dünyasın da gıcık olanı çok. Hatta bazen kendi ekibi bile ona katlanmakta zorluk çekiyor. Berkun’un ise bunları umursadığı yok. O adeta Behzat Ç. Ve Mayk Hammer’ a tepki olarak doğmuş!
Metruk bir inşaatın önünde yanan cipin içindeki cesedin kimliği güç bela tespit edilince, kahramanımız elinde sürpriz bir dosya buluyor. Maktul sadık okuru olduğu ünlü polisiye yazarı İskender Emre’nin ta kendisi! Aynı günlerde Fatih’teki bir viranede infaz edilmiş Suriye uyruklu üç cesedin bulunmasıyla Berkun’un örümcek hisleri davul çalmaya başlıyor. Amirlerinin tüm itirazına rağmen iki dosya arasında bir bağlantının varlığını hissediyor çünkü. Soruşturma ilerledikçe bazı yayınevlerinde dönen kirli dolaplar, maktulün gizemli yazar partneri Nihat Akik ve insan kaçakçılığı yapan vahşi bir çetenin vakaya ilgisi su yüzüne çıkıyor. Yaz kış iki dirhem gezmeyi seven komiserimiz çamura balıklama dalmak zorunda kaldığını anlıyor. Henüz bilmediğiyse kendi geçmişinin gölgeli, okunmamış sayfaları.
Armağan Tunaboylu yeni romanıyla parodiden klasik polisiyeye yönelmiş. Yine de o rahat ve pervasız üslubundan vazgeçmemiş. Öte yandan suç dünyasına başka pencereden, entelektüel bir komiserin gözleri ile bakmış. Berkun’un ayrıksı bir iyi aile çocuğu olmasına rağmen neden polisliği ve Cinayet Büro’yu seçtiğini romandaki herkes gibi bizde merak ediyoruz. O işini yaptıkça parçalar birleşiyor, hiçbir şeyin tesadüf olamadığı ortaya çıkıyor. Suç şehri İstanbul’un entelektüel yüzüyle karanlık sokakları izbe köşelerde pazarlık ederken yakalanıyor. Tunaboylu iyi tanıdığı bu iki dünyayı cinayet mahallinde buluşturuyor.
Polisiye Yazarının Ölümü-Bir Barkun İstanbullu Polisiyesi
Armağan Tunaboylu
Maceraperest Kitaplar
Roman
280 sayfa
(Oksijen 02, 06.2022)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN