Post image
Öfkeliyiz, çünkü…

page_elif-cermik-159-gun-sonra-yasamini-yitirdi_539856335Bireysel Silahlanma ve Savunma Hakkı İnsyatifi’ne göre, Türkiye’de işlenen suçlarda kullanılan ruhsatsız silahların oranı yüzde 95’e ulaşırken kan donduran cinayet haberleri de gündemden düşmüyor.

6 Haziran Cuma günü, gazete manşetleri, üçüncü sayfaları yine öfkeyle işlenmiş cinayet haberleriyle dolu:

. Selçuk Üniversitesi’nde akademik vahşet… Profesör, evli sekreteri kıskandığı Doçentin boğazını kesti…

. Bavuldan vahşet çıktı. Beyoğlu’nda temizlik yapan işçiler, spor bir çanta içinde ceset parçaları buldu. 24 yaşındaki Suriyeli genç kadını, memleketine geri dönmediği için 17 yaşındaki kardeşinin öldürdüğü belirtildi.

. Osmaniye’de Kıbrıs gazisi ahır yüzünden tartıştığı kişi tarafından öldürüldü.

. Kayseri’de 38 yaşındaki kahveci Hüseyin Ekemen, boğazı kesilip kalbinden bıçaklanmış olarak sokakta bulundu.

. Gaziantep’te bara damsız girme tartışması ölümle bitti. Kerim Yılmaz (30) vurularak öldürüldü.

. Adana’da Mustafa Kılıç (33) boşanmaktan vazgeçip barıştığı eşinin eski sevgilisini öldürdü.

. Bursa’da İşçi Pazarı diye bilinen yere yanaşan araca binmeye çalışan kişiler birbirini bıçakladı: 2 yaralı.

. Artvin Anadolu Lisesi 2. Sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Turgay Demirci başından tabancayla vurulmuş olarak su kanalında bulundu.

. Batman’da Hasan Oğurlu (70) ve oğlu Mahmut Oğurlu (40) TOKİ mahallesinde silahlı saldırıya uğradı. Oğlu öldü, kendisi ağır yaralandı.

. Bolu’da üniversite öğrencisi Bigem Çubukçuoğlu’nun güzelliğinin kurbanı olduğu ortaya çıktı. 21 yaşındaki genç kız “Uzun saçlı ve güzel kadınlardan nefret eden” Ayşe Kalkan tarafından sokak ortasında boğazına bıçak saplanarak öldürüldü.

Bolu’daki üniversite öğrencisini de sayarsak bir günde ikisi kadın cinayeti 9 ölü, 3 yaralı…

Bir bu kadar da kendini asarak intihar olayı yaşanıyor aynı gün. Sonraki günlerde de ateşli silahlarla işlenen cinayetler sürüyor.

Cinayetlerin yüzde 70’inin silahla işlendiği Türkiye’de 7.5 milyonu ruhsatsız 10 milyon silah bulunduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, silaha bu kadar kolay ulaşılmasını ve kullanımının böylesine yüksek olmasını “yaptırımların yetersiz oluşu, medyanın özendirilmesi ve silahı adeta kutsayan kültür yapısına” bağlıyor…

nd

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Umut Vakfı Bakanı Nazire Dedeman Çağatay’ın Milliyet gazetesinde yer alan açıklamasında da belirttiği gibi “Toplumsal olarak huzursuz, gergin, sürekli şiddetin körüklendiği , tahammülün, uzlaşmanın, neredeyse iletişimin koptuğu    bir dönem yaşıyoruz”.

Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman Çağatay, Milliyet’te yayımlanan üç günlük yazı dizisinde bu konudaki açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Maalesef ülkemiz her alanda kamplaştırılmış ve sert bir şekilde taraflar haline getirilmiştir. Ve yine maalesef toplum önderleri, siyasetçiler, yöneticiler buna zemin hazırlamıştır…

Kuralların, yasaların, neredeyse toplumsal değerlerin moda terimiyle ‘sıfırlandığı’ dönemdeyiz. İçinde bulunduğumuz bu durum da, ikili ilişkilere, aile ilişkilerine, akran ilişkilerine yansıyor ve sonuçta sokakta, evde, işyerinde cinayetle sonuçlanan patlamalara neden oluyor. Ve vahşice cinayetler işleniyor.

Tam bir ruhsal travma neredeyse ‘amok’ tarzı cinayetler oluyor. Yani beyin otomatiğe bağlanmış önüne geleni öldürüyor. Yaşananlar sonucu da, toplumsal huzur yok oluyor.

Acilen, başta politikacılar, toplum önderleri, toplumun sevip saygı duyduğu sanatçılar olmak üzere tüm ilgililer, ‘ötekileştirici yaklaşımlar ve kamplaştırıcı açıklamalardan vaz geçmelidir.’ Ayrıca her türlü hukuki ve organizasyonel tedbirlerin alınması suretiyle ‘yapanın yanına kar kalıyor’ mantığı ülke gündeminden, kamuoyunun gündeminden bir an önce uzaklaştırılmalı, uzlaşma teşvik edilmelidir.” 

Maalesef şiddet ve hakaret düzeyindeki sözel şiddet hiç ülke gündeminden düşmüyor.

Biz Umut Vakfı olarak, ulusal düzeyde acil olarak;

silahlara veda1 – Tüm Türkiye’yi kapsayan şiddeti önleyici projelerin oluşturulmasını, 2 -Şiddeti sonuç alma anlamında kolaylaştıran bireysel silahların sınırlandırılması ve nihai olarak yasaklanmasını, 3 – Eğitimde, sorunların barışçıl yolla çözümünün teşviki için özellikle ilköğretim ve ortaöğretime şiddet ve öfke denetimi ilgili derslerin konulmasını ve devamlılığın sağlanmasını, 4- Basın yayın organlarında program yapımcılarının bu konuda duyarlı olmaları için uyarılmasını, 5 – Dizilerin şiddet içeriğinden arındırılmasını ve 6 – Televizyonlarda bu konudaki sosyal çalışmacılardan da yararlanılarak bilgilendirici programlar yapılmasını, 7 – kampanyalarla devamlılığın sağlanmasını öneriyoruz.

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN