Ali Kemal ERDEM
İstanbul’da bir kadın 29 yıldır kendisine saplantılı kişi tarafından zorla kaçırılıp, tecavüz uğradı. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, saplantılı kişilikleri “Kafaya taktıklarının peşini bırakmıyor, onlara karşı yapacak fazla bir şey de yok” sözleriyle anlatıyor…
İstanbul’da H.M., adlı evli bir kadın, aynı mahallede oturdukları F.V., adlı erkek tarafından zorla kaçırıldı.
Bayılttığı H.M.’ye tecavüz eden F.V., görüntüleri mağdur kadının eşine gönderdi.
Şikayet üzerine gözaltına alınan F.V.’nin 29 yıldır H.M.’yi takıntı haline getirdiği, gençliğinde ailesinden defalarca istediği ortaya çıktı. Ret cevabı aldığı halde de, H.M.’yi evlendikten sonra da rahatsız etmeyi sürdürdüğü iddia edildi.
Öyle ki yakalanmadan önce hastanede tedavi gören H.M.’yi 170 kere aradığı, ulaşamayınca görüntüleri eşine gönderdiği de ortaya çıktı.
Saplantılı kişilere dair bu tür hikayeler bugüne kadar birçok romana hatta filme konu oldu.
Yaşanılan bu olay da bu tür bir rahatsızlığın sadece filmlerde ve romanlarda değil gerçek hayatta da insanların başına ciddi sorunlar açabildiğini gösterdi.
Peki saplantılı insanlar nasıl anlaşılır? Kaç tür saplantı vardır?
Bu soruların cevabını Psikiyatr Doktor Ayhan Akcan verdi.
“Sanatçılara bela olanlar erotomanikler”
Akcan, saplantılı insanları birincisi erotomanik, ikincisi saf paranoya saplantı, üçüncüsü dürtüsel parafilik olmak üzere üç grup halinde değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Erotomanik tiplerde amacın cinsel beraberlik olmadığını belirten Akcan, “Burada rastgele birini hedef seçmiştir. Tüm enerjisini onun üzerinden kurar. Genelde ulaşılması güç bir kişiye saplantılıdır. Onun da kendisine aşık olduğunu düşünür. Genelde sanatçılara bela olan kimi tipler böyle kişilerdir” dedi.
“Paranoyaklar öldürebilirler de”
Akcan, “Paranoyak saplantıda ise hedef alınan kişiyi öldürmeye ona veya çevresine zarar vermeye kadar iş gidebilir” dedikten sonra sözlerini şöyle devam ettirdi:
Parafilikte ise hedeflenen kişi cinsel nesne olarak görülür. İçgüdüsel tam bir haz alma şeklinde bir olaydır. Örneğin hedeflediği kişiye telefon açar sesini duyduğunda telefonu kapatır. Sesini duymak bile ona bir haz yaşatabilir. Bu yıllarca sürebilir.
Akıl hastalığı, tedavi edilmesi lazım
Her üç durumunda bir akıl hastalığı olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Akcan, “Bu kişiler suç işlediklerinde hasta olduklarının anlaşılması halinde cezai ehliyetleri de olmayabilir. Kendilerini merkeze koyarlar, kimi zaman insanları etkileyip taraftar da bulabilirler” diye konuştu.
Saplantı haline getirdikleri kişinin eşine veya sevgilisine de zarar verebilirler
Akcan, saplantılı kişilerin kimi zaman hedefledikleri kişinin evlenmesi veya birini bulması halinde onu kaybetme korkusuyla o kişilere de zarar verebileceğini de iddia etti.
Bu tür psikolojik sorunları olan kişilerin toplum içerisindeki oranının yüzde 1 olduğunu ve mevcut kadın cinayetlerinin yüzde 1 veya 2 kadar oranının da saplantılı kişilerce gerçekleştirildiğini öne süren Akcan, tanık olduğu bir cinayeti şöyle anlattı:
“Matematik öğretmeni bir erkek vardı. Hemşerilik yapan düzgün bir eşi vardı. Eşindeki rahatsızlığın farkındaydı. Öğretmen eşi okulda bir İngilizce öğretmeninin kendisine aşık olduğunu kendisinin de ona aşık olduğunu üçünün birden yaşaması gerektiğini söyledi. Bir süre sonra İngilizce öğretmenine gidip açılıyor. Kadın şaşırıyor tabi. Rahatsız etmeye devam edince gidip savcılıkta şikayetçi oldu. Şikayet sonunda öğretmenin rahatsız olduğu anlaşınca bir süre ben tedavi ettim. Ancak bir süre sonra tedaviyi bırakıp başka doktora gitti. Tedavi aksayınca rahatsızlığı arttı. Sonuç olarak eşi de dayanamayınca bıraktı. Bir süre sonra mesleğini de bırakıp kumara yöneldi. En sonunda babasını, annesini ve kız kardeşini öldürdü.”
“Dışarıdan normal insanlar gibi görünürler”
Saplantılı kişilerin dışarıdan normal insanlar gibi göründüğünü belirten Akcan, “Hiç anlayamazsın. Öyle ilk etapta garip tuhaf hareketleri ve giyimleri olmaz” dedi.
Bu tarz kişilere sorulduğunda saplantı haline getirdikleri kişinin de kendisini sevdiğini iddia ettiğini belirten Akcan, “Nereden anladın?’ diye sorduğunda ‘O da bana bakıyor’ derler. ‘Gidip açıldın mı?’ diye sorduğunda “O gelsin bana açılsın ama her yerden onu takibe aldım’ gibi cevaplar alabilirsin” diyerek bu kişilerin özelliklerini anlatmaya sürdürdü.
“Ya benimsin ya kara toprağın diyenler de saplantılı kişilik örneği”
Akcan, saplantılı kişilerin kimi zaman bir tebessüme veya nazik bir ifadeye bile yanlış anlam yükleyebileceklerini de kaydetti.
Madde kullanımının da kişilerdeki saplantılı halleri artıracağını belirten Akcan, “Ya benimsin ya kara toprağın, diyenler tipik bir saplantılı kişilik örneğidir. Madde kullanan saplantılı kişiler daha tehlikeli olabilir” dedi.
Konuşarak ikna etmek zor tedavi görmeleri lazım
“Peki biri tarafından saplantı haline getirilen insanlar ne yapmalı?” sorumuza “Yapacak pek bir şey yok. Sonuçta rahatsız. Mutlaka tedavi görmeleri lazım. Hedefte olan kişinin tek başına konuşarak ikna etmesi imkansız. Saplantılı kişiden kurtulmak için yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalanlar oluyor” şeklinde konuştu.
Bağlı olduğu gruba aşırı bağlılıkta bir saplantı
Akcan, saplantılı kişilerin bağlı bulundukları gruplara da aşırı bağlılık içinde olduklarını kaydederek “Kendi gruplarına yönelik bir eleştiriye karşın bile saldırgan ifadelerde bulunabilirler. Bunlar psikopat kişilikler. Kanunlara saygı duymuyorlar. Ancak kendi gibi başka bir psikopatı görünce etkileniyorlar” diyerek sözlerini bitirdi.24.11.2020
The Independentturkish ©
YORUMLAR(1)
SİZ DE YORUM YAZIN