Post image
Neden Bireysel Silahsızlanma?

Zaman zaman Vakıf olarak yıllardır sürdürdüğümüz çabanın sebebini anlayamayan ya da anlamak istemeyenlerle karşılaşıyoruz. Bu duruma alıştık. Bizi “silahlara karşı” olmakla sanki insanları savunmasız, ölümle burun buruna bırakıyormuşuz gibi bir suçlama ile kınıyorlar. Hâlbuki biz bilimsel olmayan hiçbir şeyi savunmadık. Elimizdeki veriler, istatistikler bize defalarca şunu kanıtladı: silah kişiyi korumaz, aksine daha büyük bir riske sokar.

Kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için silah ediniyoruz diyenler neden Türkiye’deki bireysel silahlı olayların %50’sinden fazlasının mağdurlarının yakınlarımız olduğu gerçeğini görmek istemezler? Silah yaşama hiç şans vermez. Son yıllarda şiddet olayları içinde payı çok hızlı yükselen intihar vakaları var. Yurt dışı araştırmalar, intihara teşebbüs edenlerin %30’unun tekrar denediğini, kalan %70’inin hayatlarına devam ettiğini gösteriyor. Oysa ateşli silahlarla intihar vakalarında hayatta kalma oranı sadece %2. Yani silah size ikinci bir şans tanımıyor. Bu nedenle, gerek öfke kontrolünde yaşanan zorluklar gerekse intihar vakalarındaki artış, ruhsatlandırma aşamasının belki de en önemli konusu olarak “psikolojik muayene”yi karşımıza çıkıyor. Ama silah kanun tasarısında bu gerçek tamamen göz ardı ediliyor.

Bireysel silahlı olayların küçük bir yüzdesi olarak gözüken kaza kurşunları ise tamamen masum insanların ölmesine neden olduğu ve çarpık kültürel kodları ısrarla yeni nesillere yükleyen sevinç olaylarında havaya ateş açmayı normalleştirdiği için bizim açımızdan önemle üzerinde durulması gereken bir konu. Her ne koşulda olursa olsun, havaya ateş açan kişinin olası kast suçundan yargılanması ve hüküm giymesi şarttır. Bu maddenin tasarıya mutlaka eklenmesi gerekmektedir.

Dikkat ederseniz, tüm bu saydıklarımız, ciddi bir psikolojik muayene ve sıfır toleranslı hukuki yaptırımlar, bireysel silahlanmayı çok kısa süre içerisinde kısıtlayacak ve kontrol altına alınmasını sağlayacak önlemlerdir. Bunları savunmamak mümkün mü? Kontrolsüz silahlanma hepimiz için bir tehdittir. Toplumsal düzeni bozan, toplumda güven içinde yaşamayı engelleyen bir durumdur. Bizim mücadelemiz bunun içindir. Yoksa kimseyi savunmasız bırakmak gibi bir arzumuz, isteğimiz yoktur. Elbette şunu da unutmamak gerekir, vergilerimizle bize hizmet etmek üzere kurulmuş kolluk güçleri vardır. Bireysel olarak silahlanmaktansa ciddi kaynak aktarılan bu kurumların görevlerini yapmalarını beklemek her yurttaşın hakkıdır. Hatta sivillerin silahsızlanmaya başlaması ile kolluk güçlerinin de, orantısız güç kullanımını göz önüne alarak, silahlara veda etmesi beklenecektir. Bunun dünya örneklerini görmek mümkündür.

Umarız bir gün, bir 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Gününde, böyle güzel müjdeli haberleri verebileceğiz.

İyi Haftalar,
Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN