Tweet

HANDAN CANSU GÜNAY

Mehmet Emin Güneş üçüncü kitabı “İnsan Kokusu”nda, evliliği bitmek üzere olan bir çiftin, ailesine katılan sokak çocuğu Mustafa ile değişen hayatlarını aktarıyor okuruna.

Doktor Mehmet Emin Güneş, aynı zamanda Marmara Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Kitabın kahramanı Kenan Kocatürk bir avukat. Uzun yıllardır bu mesleği yapmasına rağmen, kafasında hâlâ mesleğine dair çözülmeyi bekleyen ciddi soruları olan biri. Adalete, güce, cezaya dair sürekli derinleşen meseleleri var. Bir gün, sık sık yemek yediği lokantanın kapısının önüne, dimağındaki soruların ete kemiğe bürünmüş haliyle, ‘düşleri olmayan’ bir sokak çocuğu yanaşır. Hayat ona adil davranmamıştır belli ki; küçücük yaşında güçlü olanın bile hayatta kalmasının pek mümkün olmadığı koşullarda yaşar. Ve bir ceza çekmektedir. Hayat ona kendi suçu olmayan bir cezayı reva görmüştür. Kenan, bir anlık kararla, garsona seslenerek çocuğu içeri almasını söyler. Çocuk çekinerek Kenan’ın yanına gelir. Kenan ona yemek ısmarlar. Çocuğun adı Mustafa‘dır. Gizemli bir çocuktur; az konuşur, başından geçenleri anlatmaya çekinir. Ali isminde birinin ‘himayesinde’ yaşar. Ali, onu uyuşturucuya alıştırmıştır. Şiddet, dayak ve istismar Mustafa’nın hayatının tek gerçeği haline gelir. Mustafa, Kenan’ın ısmarladığı yemeği yedikten sonra sessizce kalkar ve gider. Bir yandan da içinde bir umut ışığı yanar.

Müvekkil avukat aşkı

Birkaç gün sonra Kenan ve Mustafa tekrar karşılaşırlar. Kenan, Mustafa’ya kartını verir, Mustafa da Ali’den yediği şiddetli bir dayaktan sonra soluğu Kenan’ın ofisinde alır. Hayatta sığınacak kimsesi yoktur. Onun halini gören Kenan, daha kökten bir çözüm arayışına girer. Eşi Asuman‘la araları uzun zamandır kötüdür. Çocukları olmaz. Bu durum, her geçen gün ilişkilerine zarar verir ve birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olur. Kenan, Mustafa’yı eve götürmeye karar verir. Asuman çocuğu kabullenmeye sanki dünden razıdır. Ancak Mustafa’nın tedavi edilmesi ve geçmişten kopmasının sancılı bir süreç olacağını düşünen Kenan ve Asuman’ın aklını şu soru kemirir: “Bu mümkün mü?”

Kenan bu süreç yaşanırken Gurbet adında bir cinayet zanlısının avukatlığını üstlenir. Dikkat çekici ve zeki olan Gurbet, avukatım etkiler. Kenan zamanla Gurbet’in suçsuzluğuna inanmaya başlar ve hatta müvekkiline karşı koyamadığı hisler besler.

Gurbet, çok uzun süre bu ilgiye karşılık vermez, ama Kenan bu sırada karısından oldukça uzaklaşır. Aynı evin içinde iki yabancı gibi olurlar. Bu olayların en büyük etkisi de tedavi ve yeni hayata alışma sürecinde olan Mustafa’ya olacaktır.

İki farklı gözden

Kitabın yazarı Mehmet Emin Güneş, bir doktor. Marmara Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders veriyor, bunun yanı sıra Anadolu Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğrenimi görüyor. 25 yılın ardından tekrar üniversiteye dönmesinin tek sebebi ise edebiyata olan tutkusu. Mesleğinden artakalan tüm zamanını okumaya ve yazmaya ayırıyor.

Verdiği bir röportajda geceleri uykusundan feragat ederek yazılarını kaleme aldığını söylüyor. Doktor olmanın edebiyat için eşi bulunmaz bir gözlem şansı yarattığına da değiniyor Güneş. Ona göre. insanların kahrolduğu, sevinç çığlıkları attığı, ağladığı, güldüğü o anlara tanık olmak; insanları ve onların duygularını yakından gözlemleyebilmek demek. Bu anlamda Güneş, doktorluğu edebiyatın önünde bir engel değil, edebiyatının en büyük unsuru olarak görüyor. “Tek okurum olsa bile yazmaya devam edeceğim” diyen Güneş, üçüncü romanında farklı bir yol izleyerek olayı iki farklı karakterin gözünden aktarıyor.

Aynı günü ya da anı, önce Kenan’ın, sonra Mustafa’nın gözünden takip ediyoruz. Bu durum kuşkusuz romana bir derinlik katıyor. Kenan ve Mustafa’nın anlatımlarında da belirgin bir farklılık söz konusu. Kenan’ın sayfalarında gözlemler önemli yer tutarken, Mustafa’nın anlattığı bölümlerde daha çok duygular ön plana çıkıyor. Yazar iç çatışmaları olan evli bir avukatın sıkıntılarını da sokakta yaşayan küçük bir çocuğun ruh halini de aynı yetkinlikle okurlarına anlatıyor. Tüm bunları yaparken de okurunu bir İstanbul gezintisine çıkarıyor. Beyoğlu merkezli bu gezintide, İstiklal Caddesi’ni, Asmalı Mescit’i, Mısır Apartmanı’nı gözümüzün önüne getiriyor.

Mehmet Emin Güneş’in madde bağımlılığını merkeze oturttuğu kitabı, o dünyaya bir de doktor gözüyle bakmamızı sağlıyor.

(Milliyet Kitap, 09.11.2014)