2022’nin sonlarına doğru çıkan son kitabımın adı:
‘Ortadoğu’da Büyük Tiyatro’.
Kitabımın son bölümünde “Baskıya girerken” diye bir başlık kullanarak her yeni baskıda son gelişmeleri anlatmayı amaçlamıştım çünkü ilginç gelişmelerin devam edeceğini biliyordum.
Peki kitap yayınlandıktan sonra neler oldu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Şubat’da BAE’ye, 28 Nisan’da Suudi Arabistan’a gitti, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog 9 Mart’ta ve Muhammed Bin Selman 22 Haziran’da Ankara’ya geldi.
Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve Katar’ın ‘düşman’ liderleri birbirini ziyaret edip durdu. Oysa ilk üç ülke Haziran 2017’de Katar’la ilişkilerini kesmiş ve Erdoğan dostu Temim’i korumak için bu ülkeye Türk askerini göndermişti. Bölgenin tüm ülkelerinde üsleri bulunan ve bu üsleri Katar’daki ana üslerden yöneten Amerikalılar olup bitenleri izlerken kesin kıs kıs gülüyorlardır.
Adına ister BOP deyin ister Arap Baharı sonuçta hepsinin senaryosunu onlar yazıyor ve rolleri de ona göre dağıtıyorlar.
Haziran 2017’de savaşın eşiğine gelen Katar’la Mısır, Suudi Arabistan ve BAE liderleri nasıl ve ne yüzle kucaklaşıp öpüşüyorlar!
Diyelim onlar Arap peki Cumhurbaşkanı Erdoğan söylemediğini bırakmadığı BAE ve Suudi Arabistan liderlerini neden ve nasıl kucakladı.
Hadi bizimkileri anladık peki Biden’a ne demeli?
Ocak 2021’de Kaşıkçı Cinayeti ile ilgili dosya içeriğini açıkladıktan sonra “Muhammed Bin Selman hesap verecek” diyen Beyefendi 18 ay sonra Bin Selman’la kucaklaşıp öpüşmek için 15 Temmuz’da Cidde’ye gidiyor. 15 Temmuz tesadüf olabilir ama adam kesin Erdoğan’ı kıskanmıştır!
Kıskanmasaydı telefonu kaldırıp Erdoğan’la konuşur onu Beyaz Saray’a davet ederdi. 31 Ocak’da Erdoğan’ın dost ve müttefiği Temim’i davet edip krallar gibi karşılayan Biden 11 bin kilometrelik yüzölçümü ve 500 bin nüfusuyla Katar’ı ABD’nin NATO dışından stratejik müttefiği ilan etti ama bölgenin en önemli ülkesi, çok sayıda ABD ve NATO üssünün bulunduğu Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı muhatap almaması çok ayıp ve İttifak ilişkilerine yakışmıyor!
Her şey normal olabilir ama “Tiyatro”nun en ilginç ve heyecan verici perdesi Temim, Erdoğan ve Bin Selman arasındaki ilişki.
Sisi’yi de katabiliriz.
Ankara’ya gelmeden önce Kahire’ye gidip Sisi ile kucaklaşan Bin Selman “zafer kazanmış” edasıyla ülkesine döndüğü gün Erdoğan’ın dost ve müttefiği Temim Kahire’ye gitti ve Sisi ile öpüşüp koklaştı.
Gerçekten süper!
Bölgesel ve uluslararası politikanın geldiği nokta tam anlamıyla rezalet.
Bu arada İsrail’i unutmayalım.
Hadi diyelim ki Arap kral, emir ve şeyhlerinde SWAP’lı para var peki İsrail’de ne var?
Ankara; İsrail’le barışmak için neden bu kadar hevesli?
Ne oldu Hamas’la stratejik ve ideolojik ittifakımız?
Mısırlı Müslüman Kardeşleri sattığımız gibi Hamas’ı da mı sattık.
Yoksa artık ‘dünya lideri’ değil miyiz!
Bunun farkına varan Hamas lideri İsmail Heniye önceki gün Beyrat’ta herkesin ve özellikle İsrail’in korkulu rüyası Hizbullah’ın lideri Nasrullah ile bir araya geldi sonra da Hizbullah’ın ve Esad’ın müttefiği İslami Cihad’ın lideri Nahhale ile buluştu. Erdoğan ve Katar’ın telkin, istek ve baskıları sonucu 2011’de Şam’daki kamplarını kapatarak Esad’a karşı cephe alan Hamas liderleri satıldıklarının farkına vararak şimdi Esad’la barışmanın yollarını arıyorlar.
Körfez ülkeleri, Türkiye, ABD, Batılı müttefikler ve İsrail’e karşı Tahran, Şam, Iraklı Şiiler, Lübnan Hizbullah ve Sünni Hamas ve İslami Cihad!
Arkalarına Rusya, Çin ve onların müttefikleri.
Örneğin Latin Amerika ve Afrika’da bir çok ülke.
Benden söylemesi kavga giderek büyüyecek.
Ukrayna’da yenilen Batılı ülkeleri çok çetin bir kış bekliyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez böylesi derin ekonomik krizle karşı karşıya gelen bu ülkeler ya yenilgiyi kabullenecek ya da çok daha tehlikeli maceralara kalkışacak.
Biz en iyisi cin kovma seanslarına devam edelim.
O da olmazsa tiyatronun kanlı perdelerinden kendimizi korumak için hemen birer muska yazdıralım!
(Korkusuz, 26.06.2022)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN