Post image
Mülteci olmak…

 

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) 2020 Dünya Göç Raporu’nu göre uluslararası göçmen sayısı 272 milyona yükselmiş bulunuyor… 1970’te 84 milyon ve 1990’da 153 milyon olan göçmen sayısı, 50 yılda 3 kattan fazla artış göstermiş durumda.

2050 yılı için yapılan göç tahminleri, dünya genelindeki mülteci sayısının 230 milyona yükseleceği ve dünya nüfusunun yüzde 2,6’sını oluşturacağı yönündeydi. Ancak 2020 verileri gösteriyor ki; bu tahminlerin üzerine 30 yıl öncesinden çıkıldı ve göç edenler dünya nüfusunun yüzde 3.5’ini oluşturuyor…

Rapora göre; ekonomik sebeplerden bağımsız olarak; şiddet, çatışma, savaş ve doğal afetler nedeniyle ülkesini terk edenlerin sayısı toplam 41,3 milyona ulaşmış bulunuyor… Bu Mültecilerin yarıdan fazlasını çocuklar, kalanın çoğunluğunu da kadınlar oluşturuyor. Yine Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin kabul etmiş olduğu rapora göre, binlerce refakatsiz çocuk Avrupa’da kaybolmuş organ ve fuhuş mafyalarının eline düşmüş durumda…

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR), yıllık raporunda da, 2018 yılı itibarıyla dünyada 70 milyon 800 bin kişinin yerinden edildiğini açıklanmıştı. UNHCR verilerine göre; bugün dünya üzerinde 25,9 milyon mülteci bulunuyor. 41,3 milyon kişi kendi ülkeleri içinde yerinden edildi, 3,5 milyon ise sığınmacı konumunda…

Halen; tüm dünyada etkili olan yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka sayısının 170 milyonu aştığı “Pandemi süreci”ne rağmen de, silahlı çatışmalar, iç savaşlar ve siyasi kaygılar sebebiyle uygulanan insanlık dışı muameleler milyonlarca insanın yurtlarından göç etmesine, tüm varlıklarını geride bırakarak başka ülkelere gitmelerine neden olmaya devam etmekte…

Büyük ölçüde dünyayı yönetenlerin tutumları nedeniyle ülkelerinde çıkan savaşlardan, çatışmalardan ya da yaşanan ekonomik sebeplerden dolayı adeta her şeylerini geride bırakarak “insanca bir yaşam  umuduyla” yollara düşenlerin; göç yolunda ölüme kadar varan yaşadığı zorlukları bilmeyenimiz yok… Maalesef mülteci dramına, özellikle sömürgeci gelişmiş ülkelerin gözünü kapayıp, kulağını tıkadığı da bir gerçek… Gittikleri ülkelerde yaşadıklarını da en iyi sanırız onlar biliyor… Ki zaman zaman bu olaylar büyüyerek gerek ülkemizde, gerekse başka ülkelerde toplumsal olaylara dönüşüyor ve basına yansıyor… İşte en son Kanada’da 14 yıl önce bu ülkeye göç etmiş olan Pakistanlı ailenin fertlerinin üzerine otomobil sürülerek katledilmesine şahit olduk…

 

 

Ülkemiz son yıllarda en fazla mülteciye ev sahipliği eder konumda… Suriye savaşı sonrası; sanki hepsi  Suriye’den gelmiş gibi düşünüyor çoğumuz, ama Afganlısından, Iraklısına, Suriyelisinden Pakistanlısına, İranlısından Afrikalılara pek çok ülkeden, milletten milyonlarca insan ülkemizde göçmen durumda… Türkiye’nin hiç aklınıza bile gelmeyecek ilçelerinde, belde ve köylerinde bile göçmenler bulunuyor, sanki hususi oralara gönderilmişlercesine… Hayatlarında hiç duymadıkları bir köyde çobanlık vs. yapıyorlar…

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’ye göç eden Suriyeli sayısı 3 milyon 672 bin 646’ya ulaştı. Yani Türkiye nüfusunun 4.46’sı Suriyeli…

Türkiye’nin 81 iline dağılan Suriyelilerin büyük bölümü yani 1 milyon 414 bin 80’i, akrabalık ilişkileri ve geri dönüş umudu ile sınır kentlerinde kalmayı tercih etti.  Geçici koruma kapsamında kayıt altına alınan bu Suriyelilerden 449 bin 667’si Gaziantep, 435 bin 699’u Hatay, 423 bin 711 ‘i Şanlıurfa ve 105 bin 6’sı Kilis’i tercih etti. Bölgede oluşan yoğunluk ile Suriyeli nüfusu, Kilis nüfusunun yüzde 74,23’ünü, Hatay nüfusunun yüzde 26,33’ünü, Gaziantep nüfusunun yüzde 21,56’sını ve Şanlıurfa nüfusunun yüzde 20,10’unu oluşturdu.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin en fazla yaşadığı kent, İstanbul oldu. 525 bin 241 Suriyeli, yaşamlarını sürdürmek için tercih ettikleri İstanbul nüfusunun yüzde 3,50’sine denk geliyor. Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin en az tercih ettiği kent ise Bayburt oldu. 23 Suriyelinin yaşadığı Bayburt’tan sonra 38 sığınmacı ile Artvin, 43 sığınmacı ile Tunceli, 72 sığınmacı ile Iğdır ve 88 sığınmacı ile Gümüşhane, Suriyelilerin en az bulunduğu kentler olarak belirlendi. 56 bin 191 Suriyeli ise Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye’deki 7 barınma merkezinde yaşıyor…

Tabii bunlar resmi rakamlar… Hiç İstanbul’da bir otobüs ya da metrobüse bindiğinizde kendinizi başka bir ülkedeymiş gibi hissettiniz oldu mu?

Yani gerçek rakamlar, kayıt dışı olanlarla çok çok daha fazla olabilir…

Ama göçe zorlanmanın, bir insanın ülkesini terk etmek zorunda kalmasının, mülteci olmak zorunda kalmanın çok zor olduğu bir gerçek…

20 Haziran’ın Dünya Mülteciler Günü olarak kabul edilmesinden buyana 20’nci Dünya Mülteciler Günü kutlanırken; hemen her ülkede geçmen, sığınmacı konumundaki insanların;  hak ihlallerine maruz kaldıkları gibi bulundukları ülkelere uyum sağlamakta da zorlandıkları, Avrupa ülkelerine gitme hayaliyle göçmen kaçakçılarının eline düştükleri, büyük zorluklar yaşadıkları da bir gerçek. Göç yolunda ailelerde büyük parçalanmaların acısı yaşanırken kadın ve kızların erken yaşta ikinci ve üçüncü eş olmak için zorlandıkları, satıldıklarının da ülkemizde örnekleri bir hayli çok. Ve ayrıca yaşanan pek çok asayiş olayında da; bu göç yolunda bazılarının birbirlerini dolandırdıklarına, parasına konabilmek için birbirlerini acımasızca öldürdüklerine de üzülerek tanık oluyoruz…

Umut Vakfı olarak; her insanın insan onurunu yaraşır şekilde yaşam sürme hakkı olduğuna inanıyoruz ve eminiz ki hiç kimse olağan şartlarda yurdundan, toprağından, evinden, ailesinden ayrılmak istemez…

Bugün dünya genelinde böylesine bir mülteci, göç sorunu varsa pek çok dünya lideri bunun sorumlusudur…

Tüm insanların insani standartlarda yaşam koşullarına kavuşturulması ve bu insani standartların korunması devletlerin görevleri arasındadır. Böyle bir günde; mültecilerin yaşadığı hak ihlallerinin son bulması ve insan onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için bütün devletlerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerekir…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN