Tuğçe Madayanti DİZİCİ
Türkiye’de televizyonda yayınlanan en doğru dizi Menajerimi Ara. Fransız yapımı bir dizisinin uyarlaması olan yapımda Ahsen Eroğlu, Barış Falay, Canan Ergüder, Fatih Artman, Ayşe Nil Şamlıoğlu, Deniz Can Aktaş yer alıyor. Ünlü oyuncular ve onların menajerlerinin yaşadıkları hayali bir dünyada geçen dizinin ana hikayesi, yan hikayelerle birbirlerini destekleyen şekilde yavaşça açılmaya devam ediyor. Bölümler orijinalinden çok daha uzun sürdüğünden, dizi yedi bölümde neredeyse orijinalinin ilk sezonunu kullandı, bu yüzden nasıl uzun soluklu olacak henüz kestiremiyorum. Türk dizilerinin üzerindeki, uzun süre laneti yüzünden iyi yerlere gelebilecek ve seyirci çeşitliliğini arttırabilecek potansiyeldeki diziler sadece bu sebepten kaybolup gidiyor. Örneğin bu kaliteli dizi düşüşte olan reytingleri hak etmiyor.
ROLÜNÜN POZUNU VERENLER
Elbette Diderot’nun 1773 yılında kaleme aldığı Paradoxe sur le Comêdien isimli çalışmasının üzerinden yani oyuncunun karakteri ile özdeşleşmesi konusundaki önemli bu ilk görüşlerin üzerinden çok sular aktı. Ve günümüzde her oyuncu kendi eğitim disiplininde ve iç dünyasında birer teknik geliştirdi. Ancak şunu söylemeliyim Türkiye’de televizyonda yayınlanan dizilerde izlediğimiz performansların çoğu oyunculuk değil. Seyircinin izlerken büyülendiği çoğu durumu oyuncuya mal etmesinin yanlış olduğunda hemfikir olmalıyız. Bu büyüyü sağlayan şey bir sihirbazlık aslında. Kaldırın ağır dram yüklü müziği, ağır çekimi, geriye pek bir şey kalmaz. Kısacası sadece rolünün pozunu vererek kameraya oynayanların el üstünde taşındığı dizi sektörü bu sihirbazlık ve hızlı çekim süreciyle gerçek oyunculuğu öldürmekte.
ROLÜNÜN HAKKINI VERENLER
Uzun süren bölüm süresine rağmen beni yedi bölüm boyunca Menajerimi Ara dizisinde tutan sebep Dicle karakterini canlandıran Ahsen Eroğlu ve onun el değmemiş hissi veren oyunculuğu oldu. Onun oyunculuğunda, kendiliğinden bir Meisner tekniği gördüğümü düşünüyorum. Bunu en son, Yeşim Ustaoğlu’nun Tereddüt filminde genç oyuncu Ecem Uzun’da hissetmiş ve ondan da çok etkilenmiştim. 80’li yıllar New York’unun sanat çevresinde yaşamış ve üretmiş bir sanatçı olan Sanford Meisner’den ismini alan bu tekniğin ilkelerinden en önemlileri; Oyuncu, dürüst bir şekilde davranır yani odak noktasında kendine yer vermez ve yaptığı işe odaklanır. Hayali koşullara uyarak kendisi gibi davranır. Belki yanılıyorumdur, ama Ahsen Eroğlu’nun her sahnesinde işte bu ilkelerin izlerini görmekteyim. Stinespring “Just Be Yourself:…” çalışmasında konu ile ilgili çok güzel bir inceleme sunmakta, oyuncu adaylarının bu okumayı yapması veya en azından 1990 yapımı Sanford Meisner -Theatre’s Best Kept Secret belgeseli izlemeleri çok iyi olur. Bu teknikle eğitim gören oyunculardan bazılarını Naomi Watts, Tom Cruise, Diane Keaton, Christoph Waltz olarak sayabilirim.
DİCLE’Yİ TAKİP ET
Sinemacı olma hayaliyle İstanbul’a gelen ve kendisine menajerlik ajansında asistanlık işi bulan, ego, hırs, şöhret ve para hırsıyla çevrili bir dünya içinde, karakterinden ödüm vermeden tek başına ayakta kalma mücadelesi veren Dicle’nin ana hikayesi, psikopat karakterlerden, silahlardan, metalaşan kadın imgelerinden, töreden, kadına şiddetten, ajitasyonlardan bıkmış tükenmiş seyirciye derin bir nefes aldıracak türden. Dizi sektörünün arka planını da güzel yansıtan dizide, set çalışanlarına saygısızlık yapan partnerine tepki koyan Deniz Can Aktaş, yan yollara sapmadan ayakları üzerinde durmaya çalışan eğitimli, dürüst ve zeki bir genç kadın Ahsen Eroğlu, özgürlükçü güçlü bir kadın olarak Canan Ergüder, Yeşilçam kokan ağırbaşlı biri olarak Ayşe Nil Şamlıoğlu, entelektüel sinema aşığı olarak Fatih Artman, başarı için her şey mubahtır mottosuna rağmen kötülüğün sınırlarını da çizmiş biri olarak Barış Falay’ın oyunculuklarıyla Menajerimi Ara televizyonda kendini kaliteli bir yere pinlemiş durumda.
Baba ve kız ekseni içinde Dicle-Kıraç, aşk, dostluk ekseni içinde Dicle-Barış hikayeleri her hafta seyirciyi sürükleyen ve merakta tutan hikaye aksları. Keşke Dicle ve Feris aksı daha da güçlense demek istiyorum bu noktada. O iki kadının ilişkisinin çok iyi bir şeye everileceğini düşünüyorum. Her hafta ağırlanan konuk ünlülerin hikayelerinin ana akslarla dramatik olarak bağını koparmamasını, kaba saba paragöz dizi yapımcısı karakteri arkasından herkesin sövmesini, star bir oyuncunun inzivaya çekildiği yerden verdiği mesajları çok sevdim. Karakterlerin iyice oturduğu dizi, bu derinleşmeleri harcamazsa, uzun bakışmalar ve anların gerçek ötesi uzatmaları törpülenirse, dijital platform dizisi kalitesinde bir dizimiz olur televizyonlarda.
(Birgün, 10.10.2020)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN