Umut Vakfı’nın önderliğinde düzenlenen Hukuk Devleti Seminerlerinin dördüncüsü “Medya ve Hukuk Devleti” başlığıyla Şanlıurfa’da Nevali otelinde gerçekleştirildi.
Konrad Adanauer Stiftung Derneği’nin sponsorluğunda Umut Vakfı, Şanlıurfa Barosu ve Şanlıurfa Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Derneği ile meslek örgütlerinin ortaklaşa düzenlediği “Medya ve Hukuk Devleti” seminerinde açılış konuşmalarının ardından Yrd. Doç. Dr. Gülhan Kurt İç güvenlik ve PVSK Değişiklikler konusunda, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, avukat Fikret İlkiz ise Ceza Davaları Basın konusunda görüşlerini aktardı.
BAĞIMSIZ YARGININ TEKRAR TESİS EDİLMESİ GEREKİYOR
Toplantıda bir konuşma yapan Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe yaptığı konuşmada, “Hukuk sistemlerinde yasama, yürütme, yargı kuvvetler ayrılığı olduğunu, Yürütme ve yasama her kuvvet kendi alanında hareket eder. Yürütme organı güçleniyor” dedi. Delebe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm güçleri etki alanına alıyor. Yargı ve medyada bundan nasibini alıyor. Biz bundan çok rahatsızız. Avukatlar, savcılar, hakimler tutuklanabiliyor. Avukatlar hakaretten tutuklanıyor. Hakimler kararlarını vicdanlarına göre verip sorumsuzlardır. Kararları itiraza ve temyize tabidir. Bunun karşılığı tutuklayıp hapse atmak değildir. Sulh Ceza Mahkemeleri yerine Sulh Ceza Hakimlikleri kurulması ile sıkıyönetim, istiklal mahkemelerini aratmıyor. Siyasilerin güdümüne giriyor. Şanlıurfa Barosu olarak temennimiz tekrar hukuk bağımsız ve tarafsızlığa tekrar kavuşur diyoruz. Telefon dinlemeleri tek yargıcın kararı ile veriliyordu. Şu an düzenleme ile 3 hakimin ortak kararı ile verilebiliyor. Tek yargıca güvenilmiyor. Üç hakim veriyor, ancak kolluk kararsız dinleyebiliyor. İnsanların hukuk güvenliği tehlikeye girmiş durumdadır. Hukuk tesis edileceği günlerin yakın olduğuna inanıyoruz.”
İNTERNET YASASININ ÇIKMAMASI MEDYAYA ZARAR VERİYOR
Böyle bir seminerin Şanlıurfa’da yapılmasından dolayı ilgili kurum ve kuruluşlara öncelikte teşekkür ettiğini belirten Şanlıurfa Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Kamil Güler de şunları söyledi:
“Bu tür seminerlerde alanlarında uzman değerli kişilerin bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaşması imkanı doğuyor. Ekonomi, Eğitim, Sağlık, Kültür başta olmak üzere her alanda haber yapan meslektaşlarımızın kişi hakları başta olmak üzere halkın doğru bilgilendirilmesinin birinci yolu eğitimden geçer. Konumuz Hukuk olunca toplumun yüzde 40’nın etkileme durumunda bulunan internet medyasının halen yasal statüye kavuşmadığını hatırlatmak istiyorum. Hukuka göre gazeteci olmayan ancak fiili durumda gazetecilik yapan bu kitle başıbozukluk nedeni ile vergisini ödeyen, istihdam sağlayanlara karşılık vergi ve istihdama katkı sağlamayan, haksız rekabetle gazetecilik sektörüne zarar veriyorlar. Diğer meslek örgütleri tek bir kanunla iş ve işlemlerini yerine getirirken Basın 5187, 3984, 5681, 5846, 212, 195 sayılı kanun olmak üzere birçok kanunla başta Valilik, Savcılık. Basın İlan Kurumu, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü olmak üzere birçok kuruma yükümlülüğü bulunuyor. İnternet yasasının da eklenmesi ile en fazla mevzuatla yükümlülüğü bulunan medyanın günün şartlarına göre yapılacak düzenleme ile birçok kurum ile değil bir kurum ile muhatap olmasının sağlanmasının gerekiyor.”
PVS KANUNUNDAKİ DEĞİŞİKLİK ANAYASAYA AYKIRI
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülşah Kurt yaptığı konuşmada, 4-5 yıldır torba kanun tasarısı ile kanunlarda değişiklik yapıldığını anımsatarak “Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu hakkında değişiklik yapıldı. Polisin kanuna göre kişiyi uzaklaştırma yetkisi var. Ceza muhakemeleri Kanunda da değişiklikler yapıldı. Göz altı süresi Vali veya Kaymakam tarafından 24 saat, toplu işlenen suçla göre 48 saate kadar uzatılabiliyor.4 gün içinde hakim önüne çıkarılabiliyor. Gözaltı aslında adli tedbirdir ancak idari tedbir olarak önümüze çıkıyor” dedi.
VAKIF SİYASİ BİR VAKIFTIR
Konrad-Adenuer Stiftung (Kas) Proje yönetici Bekir Öncel ise Alman vakfının kuruluşu ve çalışmaları ile ilgili bilgiler verdi. Vakfın 80 ülkede 120 projesi olduğunu anlatan Öncel, “Finansmanı Alman Devleti sağlıyor” dedi. Öncel, Vakf’ın 1983 yılında Turgut Özal’ın daveti üzerine Türkiye faaliyetine başladığını belirtti.
GİZLİ DİNLEMELERİ DOĞRU BULMUYORUZ
Avukat Fikret İlkiz ceza davaları ve basın hakkında katılımcılara bilgiler verdi. “İnsan Hakları Evrensel Bildirisine göre, insanlar fikir ve ifade hakkına sahiptirler ve bu hak ve özgürlüklerinden dolayı hiçbir şekilde rahatsız edilemezler” diyen İlkiz, şunları söyledi:
“Urfa’da gördüğüm kadarıyla gazetecilerde bir örgütlenme var. Yani gazeteciler tarafından gerçekleştirilen çokça bir örgütlenme var. Herhangi bir ülkede nerede olursanız olun eğer o ülke demokratik hukuk devleti ise ülkeniz hukukun üstünlüğünü ele geçiriyorsa bu her insan için yaşayan her insanın bulunduğu topraklar bir hukuki güvencesi olması demektir. Gazeteci olarak gizli dinlenmelerin ya da başka birinin telefon numaralarının verilmek suretiyle dinlendiğini doğru olmadığını buluyorsanız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurun. Ve bunun bir hak ihlali olduğuna inanıyorsanız bu başvuruyu yapacaksınız. Haberleşme hak ve özgürlüğünün gizliliğini ihlal edildiği ile ilgili karar okuyacaksınız. Gazetecinin yaptığı başvuru diğer kişilerin yaptığı başvurudan çok daha önemlidir.”
ALMANYA’DA POLİSİN YETKİLERİ DAHA FAZLA
Şanlıurfa Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Kamil Güler; İç Güvenlik ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu hakkında bilgiler veren Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülşah Kurt’a “Bu semineri Alman Vakfı’nın katkıları ile yapıyoruz. Sizde bir akademisyensiniz. Mutlaka Almanya’da polis vazife ve salahiyetleri Kanunu hakkında araştırmanız vardır. Almanya’daki polisin yetkilerinin çok fazla olduğunu biliyoruz. Türkiye’de 6-7 ekim olaylarında 40 civarında insan öldü. Vatandaş polis ve jandarma bizi koruyamadı koruması gerekiyor. Devletin suçu önlemesi için tedbir alması gerekmiyor mu bu konuda neler söyleyeceksiniz” diye sordu. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülşah Kurt ise Alman Hukukunu incelemediğini, İngiltere’de polisin müstakil olduğunu, hiçbir birime bağlı olmadığını belirtti.
Programda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri hakkı konusunda konuşma yapacak olan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Avukatı Avukat Can Atalay yoğun işleri nedeniyle toplantıya katılamadı.
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN