Barış DOSTER
Salgın hastalığın tüm dünyayı çok boyutlu olarak kasıp kavurması, ekonomide de yerleşik ezberleri bozdu.
Kapitalizme, liberalizme, neo liberalizme ilişkin kalıp düşünceler hayli aşındı. Kamucu, toplumcu, halkçı, devletçi, planlamayı önceleyen, sosyal adaletçi, çevreyle barışık, insanı tüketici ve müşteri olarak değil, yurttaş olarak gören yaklaşımların ne denli haklı olduğu bir kez daha anlaşıldı. İşte bu dönemde, çok önemli bir kitap raflarda yerini aldı. Gazetemizin ikinci sayfasındaki ekonomi yazılarından da tanıdığımız Prof. Dr. Duran Bülbül’ün Kemalist Ekonomi Modeli adlı çalışması…
Alt başlığı “Atatürk’ün Maliye Politikası 1923-1938” olan kitabında Duran Bülbül, hem akademik yetkinliği hem ideolojik berraklığıyla dikkat çekiyor. Siyasetin sağında ve solunda, akademinin ezici çoğunluğunda, birkaç istisna hariç medyada egemen olan liberal iktisada kafa tutuyor.
Dahası Atatürk’e sövmenin, Cumhuriyet’e saldırmanın siyasette, medyada ve üniversitede kariyer yapmayı hızlandırdığı, sadece sağda değil, solda da hayli prim yaptığı günümüzde, erken Cumhuriyet dönemini, büyük bir kararlılık, tutarlılık ve yüreklilikle sahipleniyor.
Belirtelim, akademik kariyeri yanında, özgeçmişinde özel sektör ve devlette yöneticilik deneyimiyle de dikkat çeken Bülbül, uzmanlık alanında 20 kadar kitaba ve 50’yi aşkın makaleye de imza atmış bir isim.
ATATÜRK’ÜN MALİ DEHASI
Kitap, iki bölümden oluşuyor. 1923-1929 arası ilk bölümü, 1930-1398 arası ikinci bölümü oluşturuyor. İlk bölümde yeniden inşa süreci, ikinci bölümde devletçilik ve korumacı sanayileşme anlatılıyor.
Bülbül, Atatürk’ün ekonomi ve kalkınma anlayışını, kapitalist ve sosyalist modellerin dışında, Üçüncü Yol olarak tanımlıyor. Özgünlüğünün altını çiziyor.
Vergi, harcama, borçlanma ve bütçe politikalarına vurgu yapıyor ve her iki bölümde de. Cumhuriyetin kurucu babalarının, Atatürk başta olmak üzere, iktisadi bağımsızlık, planlı kalkınma, denk bütçe konusundaki hassasiyetini anımsatıyor.
İktisadi bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın da olmayacağını; mali egemenlik yoksa milli egemenliğin de olmayacağını iyi bilen Atatürk’ün, sadece askeri ve siyasi değil, aynı zamanda iktisadi ve mali dehaya da sahip olduğunu belirtiyor Duran Bülbül ve şöyle diyor:
“Batılı ekonomiler tarafından 1950’li yıllarda fark edilip kalkınma ekonomisi olarak adlandırılacak bu ekonomi ve Maliliye politikaların kurucusu, sahibi ve uygulayıcısı ulu önder Atatürk’tür.
Bugün ekonomik öğretilere hakim olmakla birlikte, hiçbirine bağlı kalmamış, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik gerçekliğe uygun, bizim ihtiyaçlarımızdan ve koşullarımızdan doğan, etkin, özgün ve öncü bir devletçilik ve sanayileşme politikası geliştirmiştir. “
Atatürk: yani savaşın, kurtuluşun ve kuruluşun büyük ustası, kalkınmanın da eşsiz mimarı olurken, namluların ateşi henüz soğumadan, ekonomik savaşa, cehalet ve yoksullukla başlıyor. Kaynak yetersizliğine rağmen, planlı ve dengeli kalkınmayı başarıyor.
Kapalı ekonomi koşullarında öncü devletçi politikalarla büyük atılım yapılıyor.
1929 öncesinde ve sonrasında ekonomi politikalarında farklılık olsa da, maliye politikalarının değişmediğinin, mali disiplinden ödün verilmediğinin altını çizen Duran Bülbül, gelişmiş ülkelerde devlet öncülüğünde planlı sanayileşme uygulamasının ilk kez Atatürk Türkiye’sinde hayata geçirildiğini söylüyor.
Kemalist Ekonomi Modeli / Duran Bülbül / Cumhuriyet Kitapları / 157 s. / 2020.
(Cumhuriyet Kitap, 19.10.2020)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN