Post image
Küçük Katip’in Tuhaf Hikayesi

071120141523572097813

Selin Miloşyan

Dokuz yaşında öldürmeye başlayan, prensipleri uğruna seri katil olan, geceleri izbe fabrikalarda dolaşan, adı da kendi gibi tuhaf olan Katip’in sıra dışı yaşam öyküsünde Ertuğrul Özkök‘ün geniş hayal dünyasına, ölümle hayatın, masumiyetle suçun, aleladelikle tuhaflığın sınırlarına doğru “fevkalade” bir yolculuğa çıkacaksınız.

tuhaf-bir-cocugun-fevkalade-hikayesi-Front-1Ertuğrul Özkök, yeni kitabı “Tuhaf Bir Çocuğun Fevkalade Hikayesi”nde Katip‘le tanıştırıyor bizi. Gerçekten tuhaf bir çocuk, Katip. İlk cinayetini 9 yaşında işliyor, sıkı prensipleri var ve rakamlara takıntılı. “Peki ama neden?” diye soruyoruz yazara: “Örümcek Adam filminde, teyzesi ona bir gün şunu söylüyor: ‘İçimizde hep bizi soylu kılan, cesur yapan ve sonunda soylu ölmemizi sağlayan bir kahraman var’. Benim de böyle kahramanlarım vardı. Hayal kurdum, hayalperest olmayı öğrendim. O kahramanlardan cesur olmayı ve risk almayı öğrendim. Tabii bir de yalnızlığı.”

YALNIZ VE MASUM

Evet, Katip yaşıyla ters orantıda cesarete sahip, engin hayalleri olan ve de yalnız bir kahraman. Özkök, “Katip aslında masum bir çocuk. Yalnızlık, zorunlu bir masumiyet hali getirir” diyor. Yazar kitabını lam da kendi yalnızhğıyla baş başa kaldığı 2013’te kaleme aldığını hatırlatıyor: “2013, hayatımın en kötü yılıydı diyebilirim. Kendi kendimle kaldığım ve çok da boş zamanım olduğu için yazdım.”

NEDEN BU KİTAP?

eokBeş-altı kelimelik cümlelerle yazılan, Özkök’ün “İstedim ki her cümle, kendi içinde anlaşılabilir bütün olsun” dediği bu çok kolay okunabilen roman, 9 yaşında katil olan Katip’in cinayetleri üzerinden ölümle hayatın anlamı hakkında düşünmeye davet ediyor okuru: “Bilimsel olarak yaşamaya başladığımız an, aslında ölmeye de başlıyoruz. Neticede hayat ölüme doğru azimli bir yürüyüş. Katip 9 yaşında öldürmeye başlayıp 18’inde ölen bir çocuk. Ama bu kitap aynı zamanda bir reenkarnasyon hikayesi. Ayrıca herkesin içinde, işleyeceği cinayetin zamanını gelmesini bekleyen mutasavver bir katil vardır. İnsan sevgisiyle, inançla, ahlakla, kanunla bastırırız. Bastırırız 138 ve insan oluruz. Öldürmek, aynı zamanda bir fikri sabitten kurtulma eylemi. Ama Katip’inki tamamen prensiplerle ilgili- Ben bu kitabı prensip denen saplantının hayatlarımızı ne kadar berbat ettiğini anlatmak için de yazdım. Böyle prensipler edineceğimize, altına inemeyeceğimiz insanlık çizgilerini çizsek ve uygulasak çok daha mutlu olurduk.”

“BENDE BATIL NANÇLÂR VAR”

“Tuhaf şeyler hepimizin ilgisini (ekiyor. Çünkü kolamızın arkasında harika bir metafizik yatıyor. Açıklayamadığımız o kadar cok şey var ki, onları ancak ‘tuhaf’ kelimesiyle izah edebiliyoruz. Bence iyi de oluyor. Rahatlıyoruz. Bende batıl inançlar vardır. Evden sağ ayağımla çıkarım, sağ ayağımla girerim. Bir psikiyatra sordum, ‘Yaptığın horeket o kadar basit ve kolay ki, bunu yaparak onun çağrıştırdığı kötü beklentiyi kafandan atıyorsun’ dedi. Macera duygusu, merak, açıklayamadığım şeylerin etrafında dolaşmak, kapıları açmak, kapatmak, labirentlerde dolaşmak, korku, ürperti, tekrar hayala dönme hazzı. Tuhaf olan şey, bu zincir; hayat zinciri…”

(ELLE-Ulusal aylık dergi-,01.05.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN