Mustafa DERMANLI
Gazeteci, televizyoncu, akademisyen-yazar Haluk Şahin’in ‘Güzel Mavrella’ kitabı piyasada. Şahin kitabı için, “Koronavirüs bana bir çerçeve verdi. O çerçevenin içinden insanlığa baktım” diye konuşuyor.
Bozcaada’ya gelen koronavirüslü iki Çinli turist sonrasında adanın karantina altına alınmasını konu edinen roman, hikâyesi ile okuyucuyu adanın sokaklarında ve bağları arasında dolaştırırken adalı karakterleri de satırlara taşıyor. Tüm dünyayı diken üstünde yaşamaya sevk eden bir virüsün adada yaşattığı hisler, ana karakter Erkan ve Jülide’nin ilişkileri, karşı komşumuz Midilli’deki mültecilerin yaşamına dokunan kısımlar romanda ön plana çıkarken, kurgusal akışın yanı sıra esinlenilen karakterler, gerçek insanlar ve adalıların bizzat yaşadığı büyülü doğa gerçekliğini aktaran betimlemeler ile bu hibrit roman yaşanmakta olanı anlatan bir fotoğraf karesi adeta.
“Bozcaada Mendirek Yayınları” tarafından daha yeni çıkan roman sonrası kitabın yazarı Haluk Şahin ile bir röportaj gerçekleştirdik.
► Daha çok gazeteci, televizyoncu ve akademisyen olarak tanınıyorsunuz. Ancak son yıllarda birbirinin ardı sıra romanlar yayınlamaya başladınız. Öbür mecralar dururken niçin roman?
Gazeteciliğin ve edebiyatın hemen her alanında kalem oynattım. Öykü, şiir, deneme, eleştiri… Ancak son dönemde, modern romanın, yazarına müthiş bir özgürlük alanı bıraktığını keşfettim. Romanda her şeyi yapabiliyorsunuz, isterseniz kuş olup uçabiliyorsunuz. Yeter ki, inandırıcı olun… Güzel Mavrella aslında kısa bir roman. İsterseniz ‘novella’ diyebilirsiniz. Ayrıca bir hibrit roman örneği sayılabilir.
► Ne demek hibrit roman?
Son zamanlarda, dijital teknolojinin eski uzmanlık alanları arasındaki duvarları yıkması sonucunda ortaya yepyeni melez türler çıkıyor. Docu-
drama böyle bir örnek. Sözlü narrasyon, canlandırma, sinema teknikleri, teatral ses, animasyon iç içe geçiyor… Bazı edebiyatlarda bunu deneyen roman yazarları var. Anlatımda yer yer, gazete röportajı, çizgi roman, fotoğraf vs kullanıyorlar.
HAYAL, GERÇEK, TARİH İÇ İÇE
► Sizde neler var?
Yaşayanlarla röportajlar, aramızdan ayrılmışlarla hayali görüşmeler, gazetecilik tarzı haberimsi gözlemler, izlenimler. Hayal, gerçek, tarih, hurafe, bilim iç içe. Tıpkı günümüzdeki gibi. Az kaldı ikonik fotoğraflar da kullanacaktım ama son anda vazgeçtim. Böylelikle yarı-hibrit roman oldu.
► “Güzel Mavrella” çok güncel bir konuyu, martta başlayan koronavirüs salgınını ele alıyor. Nereden aklınıza geldi? Olayın güncelliği gazeteci tarafınıza çekici mi göründü?
İlk bakışta öyle görünebilir ama aslında pandemiyi bahane edip Homeros’tan beri anlatılan en temel insani konulara daldım. Korku, kötülük, sevgi, dayanışma ve hayata anlam arayışı gibi. “Yeni normal” denen dönemde değişen değerleri araştırdım ve özellikle toprak sevgisini vurguladım. İçinden geçmekte olduğumuz çok olağanüstü bu zaman dilimini anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Bu kısacık romanın bazı insanları derinden etkileyeceğini hatta değiştireceğini umuyorum. Savı ve işlevsel amacı olan bir metin bu. Bir zamanlar romanların öyle olması istenirdi.
***
BİR ARAYIŞ ÖYKÜSÜ
► Peki, roman sadece koronavirüs salgını etrafında mı dönüyor? Biraz konusundan bahseder misiniz?
Koronavirüs bana bir çerçeve verdi. O çerçevenin içinden insanlığa baktım. Tüm insanlığa. Ada bir ‘mini evrendir’ derken bunu kastediyorum. Bir mikrokozmos. Çerçevenin içine ölüm girdi. Oysa insanların çoğu, özellikle gençler, ölümsüzmüş gibi yaşarlar. Ölümün bu kadar yakın olabilmesi insanları öncelikler konusunda yeniden düşünmeye yöneltti. Neler önemlidir hayatta? Romanın baş kişisi Erkan dünyanın dört bir yanında ikonik fotoğraf peşinde koşarken adasındaki bağları ve bahçedeki erik ağacını görmüyor. Ta ki günün birinde güzel ‘mavrella’yı keşfedinceye kadar. Bir arayışın öyküsü bu roman. Erkan, adanın mağara ve mahzenlerinde saklanan kaçak Covid-19 hastalarını aradığını sanıyor ama çok daha fazlasını buluyor. Ya turizmci Jülide? İnsanları kocaman uçaklara doldurup adını bile duymadıkları yerlere götürüp getirmek nasıl bir hayat? Yaptığı işi sorguluyor. Arayış ve sorgulama: İrdelenmiş hayat!
(Birgün, 09.07.2020)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN