BESTE SEZEN ATEŞPARE (bestesezen@gmail.com)
Üşüyen Ruhlar, 2000’lerin başında patlak veren Katolik Kilisesi’ndeki cinsel istismar olaylarından yola çıkılarak kurgulanmış.
Aidan Donove, Connecticut’ta yaşayan zengin bir ailenin on beş yaşındaki çocuğudur. Babası aileyi terk edip gittikten sonra ana oğul baş başa kalmışlar. Aidan bu olaydan sonra iyice yalnız kalmış ve içine kapanmış. Fakat tam bu esnada ona yardım eli uzatan, dertlerini dinleyen ve ona yardımcı olan biri gelir: Peder Greg. Aidan zaman buldukça onunla kilisede hayır işlerinde çalışır ve sık sık beraber zaman geçirirler. Fakat okurlar çok geçmeden bu ilişkinin yalnızca bununla sınırlı olmadığını anlar.
Brendan Kiely’nin kaleme aldığı Üşüyen Ruhlar, pedofiliyi konu alan bir roman. Kitapta, 15 yaşındaki bir çocuğun çok sevdiği ve güvendiği biri tarafından istismar edilmesi konu ediliyor. Üstelik bu kişi, bağlı oldukları Katolik Kilisesi’nin rahibidir.
Kitap, 2000’lerin başında patlak veren Katolik Kilisesi’ndeki cinsel istismar haberlerinden yola çıkılarak kurgulanmış. Olaylarla ilgili yaşananları okurlara aktarırken, aynı zamanda onlara maruz kalanların neden sessiz kalmak zorunda hissettiklerini de anlatıyor. Ve yine, kilisenin diğer mensuplarının da bu sessizliğe nasıl teşvik ettiklerini göz önüne koyuyor. Kilisenin rahibi tarafından cinsel istismara uğrayan Aidan’ın, diğer çocuklara sessiz kalmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulunduğu anlar oldukça dikkat çekici. Özellikle yakın bir arkadaşı onunla konuşmak, dertleşmek isteyip ondan yardım talep ederken, Aidan’ın verdiği kesin ve net cevap vurucu bir etkiye sahip. Zira tam bu noktada, “Eğer kimse konuşmazsa hiç yaşanmamış demektir” gibi cümleler karşımıza çıkıyor.
Kitapta böylesine çarpıcı ve hassas olaylar detaylarına girilmeden veriliyor. Aidan’ın kendi ağzından dinlediğimiz hikâyesinde onun içindeki karmaşık duygulara şahit oluyoruz. Okurken Aidan’ın verdiği kararlara hak vermesek de, onun içinde ne olup bittiğini, yaşadığı duyguyu, utancı ve neden gizli tutmak istediğini yavaş yavaş anlıyoruz. Olmamış gibi davranma hissi ilerleyen sayfalarda okurların önüne çıkıyor.
Sessiz kalmak
Çocukları konuyla ilgili konuşmamaları için Rahibin kullandığı ikna yöntemi de dikkat çekiyor. Onlara sevgi ve güven aşılayıp bunun aralarında bir sır olduğunu, özel olduğunu söyleyip duran rahip, işler ciddiye binince panikleyip tehdit ve şantaj gibi yöntemlere başvuruyor. Ve bazı sırlar taşınamayacak kadar ağırlaşmaya başlıyor.
Aidan zaman zaman bazı sınavlardan geçiyor. Başkalarını yalnız bırakmaması gereken anlar, onlar için mücadele etmesi gerektiği olaylar karşısına çıkıyor. Desteğini bekleyen bir arkadaşı ya da çaresiz bir çocuk İşte böyle anlarda Aidan’ın verdiği kararlarla okur da sınanıyor. Romanı, “Ben olsam böyle yapardım” gibi cümleler eşliğinde okuyorsunuz. Fakat bir yandan da Aidan ile birlikte birçok gencin psikolojisini anlıyorsunuz.
Üşüyen Ruhlar, 2001 yılının kış aylarında, 11 Eylül’ün izleri hâlâ tazeliğini korurken gerçekleşen bu olayları gündeme getirerek okurları kendi içine yönelmeye ve kendi vicdanları ile yüzleşmeye yöneltiyor. Romanın en can alıcı noktası ise belki de okurun kendine sorular sormaya başladığı zaman: “Birileri senin yardımını istediğinde ne olursa olsun onlar için orada olur musun?”
ÜŞÜYEN RUHLAR
Brendan Kiely
Çeviren: Mehmet Gürsel
Editura Yayınları
2015, 248 sayfa, 14 TL.
(Radikal Kitap, 03.04.2015)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN