Hilal TOK
İstanbul – TBMM Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonu, 4 aylık bir çalışma sonrası hazırladığı raporda pek çok tartışmalı öneriye imza attı. Çocuk istismarını önlemek için “hadım”, çocuk evlilikleri önlemek için “duyarlılık” öneren komisyon, cezaevlerinde yaşanan istismarlar için “Yeni çocuk cezaevlerinin açılmasını” öneriyor.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesinde, çocukların birçok ülkede aylarca, hatta yıllarca tutuklu olarak tutulmaları sonucu yaşama isteğini yitirdiklerini kaygıyla belirtilirken, dünyanın pek çok ülkesi suça sürüklenen çocukların alternatif yöntemlerle topluma nasıl geri kazandırılacağını tartışırken, Türkiye’de çocukların tutukluluk sürelerinde yaşadığı travmalar, istismar ve hak ihlalleri artıyor. Cezaevlerinde istismara maruz kalan çocuklarla ilgili politika önerisi yapması beklenen Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonu ise artan sorunlar karşısında “Çocuk ceza infaz kurumlarının ve çocuk eğitim evlerinin sayısı ve nitelikleri artırılmalıdır” önerisi yaptı.
HAPİSHANELER ÇOCUK DOLU, ÇÖZÜM YENİ HAPİSHANE DEĞİL
Gündem Çocuk Derneğinden Alper Yalçın, son yıllarda hapis cezası alan çocuk sayısındaki artışa dikkat çekiyor:
“Ancak bunun çözümü ceza infaz kurumlarının sayısını artırmak değil. Çocukların tahliye olduktan sonra hapishaneye dönme oranı yüzde 65. Bu gösteriyor ki tahliye olan çocuklar hayata adapte olamıyor.”
Yalçın’a göre çocukların tekrar suç işlememesi için devlet eğitimi yarıda kalanlara imkan sağlamalı, destek olmalı. Bunlar tartışılmadan ceza kurumlarının artırılması yeni mağduriyetlere sebebiyet verecek. Devlet, sivil toplum örgütleriyle ortak çalışma yaparak çocuklara destek vermeli.
ÇOCUK CEZAEVLERİ KAPATILMALI
Komisyon üyesi HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise rapora hazırladığı muhalefet şerhinde çocuk tutukluluğunun son bulması için Adalet Bakanlığının herhangi bir çalışma yapmadığına dikkat çekerken, Meclis komisyonu raporunda çocuk tutukluluğunda infaz kurumlarının artırılması yönünde öneriyi de eleştiriyor. Filiz Kerestecioğlu, neden eleştiri sunduğunu söyle anlatıyor:
“Bugün Türkiye’de çocukların hüküm öncesi yargılama süresi 18 aya kadar çıkabiliyor, ilk adım olarak Türkiye’de çocukların tutukluluk sürelerinin yasalarla sınırlandırılması gerekiyor. Çocukların yetişkinlerin kapatıldığı kurumlarda tutulmaması gerektiği Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin de önemle üstünde durduğu bir konu. Ancak çocuk kapalı ceza infaz kurumlarına yerleştirilmeleri de çözüm değildir. Çocukların çoğu mala karşı işlenen suçlardan dolayı hapishanede. Yani çocuğun ve bakım verenlerinin yoksul olduğu aşikar… 18 yaş altı çocukların yüzde 68.6’sı hapishaneden tahliye olduktan 1 yıl sonra adalet sistemi içerisine yeniden dahil oluyor ve ceza alıyorlar. Tutuklulukları boyunca çocuklar, çocuk hak ve ilkeleri ile karşılaşıyor, istismara maruz kalabiliyorlar. Bu nedenle, çocuk cezaevleri tamamen kapatılmalı, çocuklar için eğitim alternatifleri geliştirilmeli.”
KOMİSYONUN ÖNERİSİ
Rapordaki bir diğer tartışmalı maddeyse “Terör mağduru çocukların rehabilitasyonunun yapılacağı bir merkez kurularak, topluma sağlıklı bireyler olarak kazandırılmaları” maddesi. Raporda, “Doğu ve Güneydoğu bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarının terör kamplarına kaçırılarak kendi emelleri için kullanıldıkları” gibi bir ifadeye de yer verilmiş. Komisyon Üyesi Filiz Kerestecioğlu raporun çocukların terörle ilişkilendirilerek ailelerinden koparılmalarının önerdiğini, bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor. Kerestecioğlu, “Bu ülkede kırk yıldır süregelen bir savaş var. Bu savaştan çocukların etkilenmemesi mümkün değil. Hatta bu çocuklar arasında, gözünün önünde annesi, babası ya da kardeşi öldürülmüş çocuklar mevcut. Bu alanda çocuklarla ilgili yürütülecek politikaların gerçekçi olabilmesi için öncelikle savaş koşullarının son bulması ya da savaşın sonlanmasının mümkün olmadığı anlarda dahi, başta çocuklar olmak üzere tüm sivillerin yaşam hakkı öncelikli olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerinin korunması zorunludur. Raporda önerildiği gibi bu çocuklarını ailelerinden koparmayı önermek, imzacısı olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı” diyor. Önerisi ise şöyle:
“Güvenlikten ziyade çocukları güçlendirecek, onlara katılım olanakları sağlayacak mekanizmalar geliştirilmeli. Çocukların ‘terör’ etiketi ile rehabilitasyon merkezlerine yerleştirilmesi, aileden alınması yaklaşımından vazgeçilmeli, çocukların öznelliğini kabul eden ve çocuk katılımını öngören mekanizmalar inşa edilmeli.”
ÇOCUKLAR HAPİSTE TECAVÜZE UĞRUYOR İŞKENCE GÖRÜYOR
İzmir Şakran Hapishanesi müdürünün imzasının bulunduğu, 24 Şubat 2015 tarihinde basına yansıyan kurum içi yazışma korkunç gerçekleri ortaya koymuştu. Yazışmada “Zayıf çocukların büyüklerce cinsel istismara uğradığı, bu suçlardan ötürü cezaevine düşenlerin içeride de küçüklere tecavüz ettikleri ve bunu topluca yaptıkları, çocukların anüslerinden vücutlarına ne kadar uzunlukta hortumu alacakları yönünde kendi aralarında iddiaya girip denedikleri, metal çay kaşığını dörde bölerek yuttukları” gibi korkunç ifadeler yer almıştı. 27 Şubat 2015’te Muğla E Tipi hapishanesinde yaşları 12 ile 15 arasındaki 4 çocuğa aynı koğuşta kalan 17 yaşındaki diğer çocuklar tarafından işkence yapılıp, tecavüz edildiği ortaya çıkmıştı. Çocukların vücutlarında sigara söndürüldüğü, ayaklarına gazete bağlanıp ateşe verildiği öne sürüldü.
2012’de güvenlik güçlerine taş attıkları gerekçesiyle Pozantı Çocuk Cezaevi’ne gönderilen dört çocuk cezaevi görevlileri tarafından tacize ve tecavüze uğramıştı. Yargılananlar hakkında takipsizlik kararı verildi. Tecavüz zanlıları hakkında davacı olan Pozantı mağduru 4 çocuk ise davalı duruma getirilerek müebbet hapis cezası istemiyle yargılandı.
(Günlük Evrensel, 06.11.2016)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN