Fikret İLKİZ
Üç kanun…
22 Kasım 2001 kabul tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanun…TMK sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda ve uygun düştüğü takdirde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Örneğin bu Kanunda “evlilik” ve “evlenme” aile hukuku içinde düzenlenmiştir.
25.04.2006 kabul tarihli 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu… Amacı; kişinin doğumundan ölümüne kadar kişisel ve medenî durumuna, uyrukluğuna ve bunlarda meydana gelebilecek değişikliklere ait doğal ve hukukî olayların belirlenip saptanması, bu amaçla düzenlenmiş kütüklere yazılması, elektronik ortamda ulusal adres veri tabanının oluşturulması, nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesini sağlamaktır. Kişinin “evlenme” hali kayıtları ve kimin “evlendirme memuru” olduğu bu kanunda düzenlenmiştir.
22.06.1965 kabul tarihli 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun…Bu Kanunla, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. En üst amiri Diyanet İşleri Başkanıdır. Başkanlığın taşra teşkilatı, il ve ilçe müftülükleridir.
Müftü, Müslümanların din işlerine bakan toplumu İslam dini hakkında aydınlatan, din hizmetlerini düzenleyen ve denetleyen kişidir. Örneğin ülkemizde bulunan Irak ve Suriye vatandaşlarının dini nikah kıydırma talepleri hususunda Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin görüşüne göre; “…geçici süre ile ülkemizde bulunan Irak ve Suriye vatandaşlarının talebi doğrultusunda dini nikahlarının müftülüklerimizce kıyılması hususunda hukuki engel bulunmadığı, konunun İdarenin takdirlerinde bulunduğu” mütalaa olunmuştur (2015 yılı 65752239-045,02 sayı).
19.10.2017 kabul tarihli 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 3 Kasım 2017 tarihli 30229 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetler Kanununun 22 inci maddesi değişti. Artık vatandaşlarımızın “evlenme işlemlerini kolaylaştırmak ve daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla” artık il ve ilçe müftüleri tıpkı belediye başkanı veya muhtarlar gibi evlendirme memuru olarak “resmi nikah” kıyabilecek.
Acaba bu kanuni değişiklik, TMK’daki evlilikle ilgili hükümleri etkiler mi?
TMK’ya göre birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvurmalıdırlar. Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır (Madde 134).
NHK’da yapılan değişiklikle artık il ve ilçe müftüleri evlendirme memuru olduklarına göre; evlenecek kişiler il ve ilçe müftülüklerine mi başvuracaklar? Kanun değişikliğine göre böyle olabilecektir! Taraflar seçimde serbest…
TMK hükümlerine göre erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belgeyi, örneğin kesinleşmiş boşanma ilamını, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır (Madde 136).
NHK değişikliğiyle bu belgeler artık müftülüklere verilebilecektir!
TMK Madde 137’ye göre evlendirme memuru, evlenme başvurusunu ve buna eklenmesi gereken belgeleri inceleyerek başvuruda bir noksanlık görürse bunu tamamlayacağına veya taraflara tamamlattıracağına göre; kanun değişikliğine göre bu işi müftüler de yapabilecek midir? Evet, kanun değişikliğine göre yapabilmelidirler. Nasıl yapabileceklerdir?
Yine aynı madde düzenlemesine bakarsak; evlenecek başvurucuların başvurularını usulüne uygun olarak yapmadıkları veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığı ya da evlenmeye yasal bir engel bulunduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunur ve durum evleneceklere yazıyla hemen bildirilir. NHK değişikliğine göre; “evlenme başvurusu” incelemesi yapmak ve gerekirse reddetmek evlendirme memuru olan müftüler değil midir?
TMK Madde 141’de evlenme töreninin yeri belirlemiştir. Evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir.
Acaba bundan sonra “evlendirme dairesi” neresi olacak ve evlendirme “töreni” nerede yapılacak? Müftülük binalarında mı, yoksa başka yerlerde olabilir mi?
TBMM’deki kanunlaşma sürecinde “müftülüklerin de kanunda belirtildiği şekil ve usulde, hatta nikâh kıyacak memurun giydiği cübbeye varıncaya kadar mevcut durumla aynı olacak şekilde nikah kıyacağını” İçişleri Bakanı söylemişti.
Söyleneni yaşam doğrular mı, hep birlikte göreceğiz!
Evlenme dairesi müftülükler olabilecek ve müftüler de kendi kıyafetlerini değil, resmi nikah cübbelerini giyerek mi nikah kıyacaklar?
Türk Medeni Kanun düzenlemesine göre, evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini soracak ve evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşmuş sayılacaktır. Evlenme memuru, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklayacaktır. Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verecektir.
Evlenme cüzdanlarında bundan böyle kimin imzası bulunacaktır?
Artık evlenme ile ilgili iş ve işlemler, evlenme töreni dahil, müftüler tarafından yapılabilecek midir? Çünkü, İçişleri Bakanı “ülkemizde resmî olarak tek bir nikâh kıyma şekli olduğunu ve bunun kurallarının da Medeni Kanun’da ve Evlendirme Yönetmeliği’nde açıkça belirtildiğini” kanun tasarının görüşüldüğü Komisyon toplantısında söylemişti.
İçişleri Bakanı ayrıca “Nikâhın şeklinin, nikâh merasim mekânlarının ve dinî nikâhla ilgili mevcut hükümlerin değişmeyeceğini, sadece halihazırda nikâh kıyma yetkisi tanımlanmış devlet memurlarına il ve ilçe müftülerin de ilave edileceğini” de ifade etmişti.
Yani artık il ve ilçe müftüleri evlendirme memuru olmuştur, resmi nikah kıyabilirler ve kanun değişikliği bu kadar basittir, büyütülecek bir şey yoktur!
Medeni Kanun’a göre aile cüzdanı gösterilmek suretiyle evlenen çift isterse “dini tören” yapabilir. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir. Acaba müftülerin kıyacağı “resmi nikah töreni” artık “dini tören” olarak kabul edilebilir mi?
Türk Medeni Kanunu’nu esas alan “Evlendirme Yönetmeliği” Bakanlar Kurulunun 0.7.1985 tarih ve 85/9747 sayılı kararı ile kabul edilmiştir ve zaman içinde yapılan kanun değişikliklerine uyarlanmış olarak yürürlüktedir.
Basit bir ifadeyle “evlenme” Türk Medeni Kanun hükümlerine göre düzenlenmiştir.
Nüfus Hizmetleri Kanununda yapılan değişiklikle müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verildiği andan itibaren bu değişiklik; Türk Medeni Kanun’un “evlenme” ile ilgili düzenlemesini çok kısa bir zaman içinde esastan etkileyecektir. Domino etki yaratacak bu değişikliğin uygulamada yaratacağı sorunlar yüzünden kanunlar ve örneğin “Evlenme Yönetmeliği” değişmeyecek denilmesine rağmen, değiştirilecektir.
Resmi nikah kıyılmasında seçimin taraflara ait olduğu ve bunun özgürlük olduğu söylenecektir.
Çok hukukluluk, böyle basit bir kanun değişikliğiyle başlar…
Üç kanun ortasında kalan bir olasılıkla; madem evlendirme memuru olarak resmi nikah kıymaya kanuni yetkileri var; yargının iş yükünü azaltabilmek için tarafların “boşanmasına” müftülükler tarafından karar verilebilmesi hakkında kanun değişikliği de yapabilirler mi acaba!
06 Kasım 2017
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN