Post image
Kanada!

 

Fırsatlar ülkesi, yeşil cennet, son yıllarda da Türkler’in, Türk gençlerinin hayalindeki ülke…

Evet Türk gençleri ülkeden kaçabilmek için fırsat kolluyor…

Pek çoğunun hayallerinde de başı çeken ülkelerden biri Kanada…

Hatta yakinen tanıdığımız, ikizleri bulunan, işleri de iyi karı-koca mühendis ahbabımız her şeyi geride bırakıp Kanada’ya adeta kaçarcasına gittiler…

Büyük hayaller kuruyorlardı…

Onlar için “fırsatlar ülkesi”ydi…

Dışarıdan baktığınızda Başbakan’ı dahil her şeyiyle muhteşem, doğasıyla yaşanılası bir ülke… Yani her yönden cazip geliyor sanırım gençlere…

Ve de ilk baktığında herkese… Tüm dünya ülkelerinde arayış içerisinde olanlara…

Etrafımızda da gençler Kanada’ya gitme hayalleri kurarken bizim aklımız hep “kendi doğasını koruyan Kanada’nın maden şirketinin gelip de Kaz Dağları’nda yüzbinlerce ağacı kesmiş” olmasında…

Hani bizde bir laf vardır “kendisine müslüman” diye…

Bize göre gençlerin “fırsatlar ülkesi” olarak son yıllarda gidebileceklerini düşündükleri ülkeler arasında birinci sıraya yerleştirdikleri Kanada da “kendisine müslüman…”

Kendi ülkesinin doğasını koruyan Kanada’nın, şirketi yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik ile yürüttüğü altın madeni projesiyle, tertemiz havası, yemyeşil doğasıyla bir bölgenin nefesi olan Kaz Dağları’nda, ekosisteme darbe vurmuştu…

O nedenle; kim Kanada’yı kendince FIRSATLAR ÜLKESİ olarak görüp, kapağı oraya atmaya çalışsa Kanadalı şirketin ÜLKEMİZİN AKCİĞERLERİ KAZ DAĞLARI’ndaki bu doğa katliamı geliyor aklımıza…

Bunu düşününce de Kanada bizim için ne fırsatlar ülkesi, ne de cazibe merkezi…

Sizce bir iki yüzlülük söz konusu değil mi?

Kendi ülkenin her yerini ormanlarla kapla, çıkar için başkasının ülkesindeki ormanları yok et…

Gençlere HAYALLERLE GERÇEKLERİN ÇOĞU KEZ ÜST ÜSTE DÜŞMEDİĞİNİ anımsatarak şunu belirtelim ki; bugün Kanada’da çok sayıda eğitimli ve yetenekli göçmen niteliksiz işlerde çalışmaktadır…

Eğer yukarıda bahsettiğimiz mühendis aileyi de merak ediyorsanız; ilk bir yıl hiçbir hakları olmadı… Mühendislik yapmak şöyle dursun, çocuklarını kreşe bile yollayamadılar… Sanırım şurada burada sürünme derken 5 yıl geçti ve bir şirkette mühendisliğe önce kocası başladı, şimdi de karısı işe yerleşti…

Yani hayat hiçbir yerde o kadar kolay değil…

Ve fırsatlar ülkesi Kanada’da ırkçı şiddet zaman zaman şahlanışa geçiyor…

Hatırlar mısınız, Kanada’nın Ontario eyaletinde geçen yıl Haziran ayının başında, kaldırımda yürüyen 14 yıl önce Pakistan’dan gelip Kanada’ya yerleşmiş olan Müslüman beş kişilik bir ailenin üzerine bir ırkçı arabasını sürmüştü. Çarpmanın etkisiyle aile üyelerinden ikisi kadın dört kişi hayatını kaybetmiş, 9 yaşındaki bir çocuk da yaralanmıştı.

20 yaşındaki erkek saldırgan olay yerinden 7 kilometre uzaklıkta bir alışveriş merkezinin otoparkında yakalanırken Londra Polis Teşkilatından Dedektif Paul Waight, “Bunun planlı ve önceden tasarlanmış, nefret güdümlü bir eylem olduğuna dair kanıtlar var. Bu kurbanların Müslüman oldukları için hedef alındıklarına inanılıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Saldırıda hayatını kaybeden 46 yaşındaki Salman Afzaal bir fizyoterapistti. 44 yaşındaki eşi Madiha Salman ise mühendisti. Pakistan’daki bir üniversiteden mühendislik derecesi almış ve Kanada’da bir üniversitede inşaat mühendisliği üzerine doktorasını tamamlamak üzereydi. Kızları Yumna, London İslam Okulu’ndan mezun bir ressamdı. Saldırıda ölen ailenin en büyüğü Talat ise sanatçı ve öğretmendi.

Kanada geçen Pazar günü de; 30-31 yaşlarındaki iki kardeşin katliamlarıyla sarsıldı…

Saskatchewan eyaletinde Damien Sanderson ile Myles Sanderson kardeşlerin bıçaklı saldırısında 10 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi de yaralandı…

RCMP ve yerel polis güçleri, halktan tedbirli olmalarını ve gerekli olmadıkça dışarı çıkmamalarını istedi. RCMP, “Güvenli bir yerden ayrılmayın. Başkalarının evinize girmesine izin verirken dikkatli olun. Şüpheli kişilere yaklaşmayın. Araç kullanıyorsanız otostopçuları almayın” uyarısında bulundu.

Daha sonra Damien Sanderson ölü olarak bulunurken Kanada Başbakanı Trudeau, olayı “şok edici ve yürek parçalayan” bir durum olarak nitelendirerek “Şiddetin her türlüsüne ülkemizde yeri yok” açıklamasını yaptı…

Gerçekten çok büyük bir acı…

Düşünsenize iki saldırgan sokağa çıkıyor… Önüne gelen herkese bıçak sallıyor ve 10 kişiyi öldürüyor, 18 kişiyi de yaralıyor… Olayın ayrıntıları önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır… Hedef kimlerdi, kimleri öldürdüler?

Henüz aranmakta olan saldırgan Myles’in hem kişileri, hem de mülkiyet suçlarını içeren uzun bir sabıka kaydının olduğu belirtiliyor…

Yani hangi ülkeye giderseniz gidin değişen bir şey yok…

Aynı bizim ülkemizde olduğu gibi suç dosyası kabarık birisi orda da elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor ve ülkesini yasa boğan bir katliam yapması “resmen” sağlanmış oluyor…

Ne dersiniz Myles Sanderson kadar, kabarık suç dosyasına rağmen onun dışarıda dolaşmasına izin veren yetkililer de suçlu değil mi?

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN