Banu TUNA
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin, 8 Mart öncesi açıklanan ‘Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın sonuçları yine ‘bizimle’ ilgili ipuçlarıyla dolu. Araştırmaya göre ülkede kadın-erkek herkes, “Kadının toplumdaki en büyük sorunu şiddet” diyor, ama şiddet hızla artamaya devam ediyor. Kürtaj konusunda olumlu düşünenlerin sayısı azalıyor, babalar çocuklarıyla geçen yıla göre daha az ilgileniyor, “Feministler erkek düşmanıdır” diye düşünenler artıyor. Merkezin müdürü Prof. Dr. Mary Lou O’Neil’e göre tüm bunları aşmak için artık biraz da erkekliği tartışmak gerekiyor.
Araştırmanın beş yılına baktığımızda sonuçlar bize ne söylüyor?
– Yola devam diyor. Toplumsal değişimler çok hızlı olmaz. Minik adımlarla ilerliyoruz. Bu senenin sonuçları, eğitimliler ile gençlerin ev içi görev paylaşımında daha eşitlikçi olduğunu gösteriyor. Sorunca herkes eşitlik olsun diyor, ama iş ev içi görev paylaşımına geldiğinde durum değişiyor.
Teselli edici olan, şiddetin kabul edilemez olduğu inancının genel kanaat haline gelmesi. Boşanma sebepleri arasında ilk sırada. Öte yandan şiddet de her yıl artıyor. Bu nasıl oluyor?
– Birkaç sebebi var. Ekonomi kötüleşince aile içi şiddet artıyor. Bu hep böyle. İkincisi, toplumsal cinsiyet rolleri değişiyor. Bir aileyi tek maaşla geçindirmek, hele İstanbul gibi büyük şehirlerde mümkün değil. Dolayısıyla kadınlar da para kazanıyor. O zaman erkek ne işe yarıyor? Erkekler sıkışıp kaldılar. Erkeğin kendini var ettiği temel sarsıldı. Bence artık erkekliği konuşmaya, çalışmaya başlamamız gerekiyor. Hep kadın sorununu konuşuyoruz. Erkeklere nasıl olduğunu hiç sormuyoruz. Toplumsal roller değişiyor ve değişim süreçleri her zaman sıkıntılı geçer. Bir de zaten toplumda şiddet genel olarak çok yaygın. Her yerde kavga ediyor insanlar.
Feminizmin erkek düşmanlığı olduğuna dair inanış, bunca zaman sonra yeniden yükselmiş!
– Erkeklerin perspektifinden bakmaya çalışıyorum… O taraftan bakınca belki de biz sürekli öfkeli olduğumuzdan, her haksızlıkta sesimizi yükselttiğimizden erkek nefreti gibi algılanıyor olabilir. Çünkü kadınlar artık susmuyor, itiraz ediyor. Toplu taşımada dokunan, yayılan, ısrarla bakan erkekleri hemen orada ifşa ediyor. Şiddeti ifşa ediyor. Çalışan, kendi parasını kazanan, eşit haklar talep eden kadın, erkeğin varoluşunu sarsıyor.
Kadınlar kürtaj yaptırmaya devam ediyor
Kürtajın yasaklanması gerektiğini düşünenlerin oranı 2016’dan bu yana yaklaşık yüzde 20 artmış. Kadının en temel haklarındandır diyenler ise yüzde 44’ten 37’ye düşmüş…
– 2012’de Başbakan Erdoğan “Kürtaj cinayettir” dedikten sonra aşağıya doğru gidiş başladı. Ha bu arada sonuçlar bunu söylüyor, ama kadınlar kürtaj yaptırmaya devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi’nin 2012 araştırmasına göre evli kadınların yüzde 14’ü hayatı boyunca en az bir kez kürtaj yaptırıyor. Evli olmayanları da hesaba katarsanız bu oran çok daha yüksek.
Babaların çocuk bakımına katkısında da düşüş gözüküyor…
– Ekonomik olarak zordayız. Babalar geçen yıla göre çok daha fazla çalışıyor olabilir. Evde olmadıkları için çocuk bakımına da katkı sağlayamıyorlar.
Yasaklar toplumdaki algıları yönlendiriyor
2017’de LGBTİ haklarıyla ilgili sorulara çok daha olumlu cevaplar almışsınız. Bu yıl gerileme var. O yılın özelliği neydi?
– Kaç senedir İstanbul’da Onur Yürüyüşü yapılamıyor. Ankara’da okullardaki faaliyetler, film gösterimleri filan yasak. Bu da yavaş yavaş bu algının toplumda oturmasına neden oluyor. Yeni Akit gazetesi sürekli bu konuda nefret suçuna varan başlıklar atıyor.
O zaman önümüzdeki yıllarda da düzelme beklemiyorsunuz LGBTİ haklarında…
– Bu tip gelişmeler eğitim ister. Filmler gösterilecek, paneller yapılacak, uzmanlar tartışacak ki ilerleme olsun. Bunlar toptan yasaklanınca mevcut algıyı nasıl değiştireceğiz?
Muhafazakâr feministler Sokakta eşit, evde değil
‘Muhafazakâr feminizm’ hâlâ yükselişte mi?
– Evet, kadınlar çalışma hayatına katılıyor, sokakta eşit bir ilişki kuruyor, ama evde geleneksel olarak üzerine düştüğü kabul edilen görevleri de yerine getiriyor.
Muhafazakâr kadınları bir araya getiren ‘Kadınlar Camilerde’, ‘Reçel’ gibi platformları takip ediyor musunuz?
– Mısır ve İran’dan çıkan ‘feminist İslam’ diye bir kavram var. Feminizmle ilgili her şey Batı’dan gelmiyor. Umut verici buluyorum bu gelişmeleri. Benim toplumsal cinsiyet derslerim başı örtülü kızlarla dolu. Akın akın geliyorlar. Hak talepleri, üniversitelerde sayılarının artması çok önemli. Bugünün genç ve kapalı kızları ileride bu ülkeyi kurtaracak.
Nasıl? İktidarın kulağı onlarda
– Geçen sene dersten sonra iki örtülü kız öğrenci geldi bana. “Hocam biz inançlıyız ama homofobik olmak istemiyoruz. Bize yol gösterebilir misiniz?” dediler. Helal olsun. O kadar umut verici ki, herkese bu hikâyeyi anlatıyorum. İşin bir de ekonomik tarafı var. Hiçbir aileye iyi yaşamak istiyorsa tek maaş yetmiyor. Bu kızlar boşuna üniversite okumadı, evde oturmak istemeyecekler. Birincisi ekonomi müsaade etmez, ikincisi onlar çalışmak isteyecek zaten. Mevcut iktidarın kulağı onları duyuyor. Eşitlik yönündeki hak taleplerini duymazdan gelemeyecekler. Bu da hepimiz için iyi olacak.
(Hürriyet Pazar, 10.03.2019)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN