Birleşmiş Milletler’in yayımladığı rapor, kadın cinayetlerinin yüzde 60’ında katilin aileden biri olduğunu ortaya koydu.
Yayımlanan son Birleşmiş Milletler (BM) raporu, kadınlar için en tehlikeli yerin kendi evleri olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, her 10 ülkeden sadece dördünde evlilik içi tecavüzün suç sayıldığını vurgulayarak, hukuki reform yapılması çağrısında bulundu.
Euronews Türkiye’de yer alan habere göre, Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi tarafından yıllık olarak hazırlanan ve bu seneki başlığı ‘Değişen Dünyada Aile’ olan Dünya Kadın İlerleme raporu 25 Haziran’da yayınlandı. Araştırmalar sonucu oluşturulan raporda, kadınlar için en tehlikeli yerlerden birinin kendi evleri olduğu belirtildi.
“Hukukta kadınlara yönelik negatif ayrımcılığın azalması konusunda büyük ilerlemeler görüyoruz, ancak beklendiği üzere aile yasalarındaki değişim oldukça yavaş” diyen BM Kadın Birimi Genel Direktörü Phumzile Mlambo-Ngcuka, “Aile içi şiddetin şaşırtıcı derecede yaygınlaştığını gösteren istatistikler, kadınlar için en tehlikeli yerlerden birinin evleri olduğunu gösteriyor” dedi.
5 kadından biri, partnerinden şiddet görüyor
2017’de işlenen kadın cinayetlerinden yüzde 60’a yakınında katilin aile üyelerinden biri olduğunu gösteren rapora göre, her gün 137 kadın aile fertlerinden biri tarafından öldürülüyor.
15-49 yaş arasındaki 5 kadından biri, eskiden veya şu anda birlikte olduğu partneri tarafından fiziksel şiddet veya cinsel istismara uğradığını ortaya koyan rapora göre, kadına yönelik şiddet ‘her alanda ve ciddi seviyede’.
‘Tecavüzcünle evlen’ hukuku yaygın
Pek çok ülkede de tecavüzcü, mağdurla evlenerek soruşturmadan kurtulabiliyor.
Tunus, Ürdün ve Lübnan’da benzer yasaların yürürlükten kaldırılmasının ardından Irak’tan Malezya’ya kadar pek çok ülkede kadınlar, ‘tecavüzcünle evlen’ hukukunu bitirmek için baskı yapıyorlar.
Evlilik içi tecavüz verileri toplanamıyor
Rapora göre; her 10 ülkeden sadece dördü evlilik içi tecavüzü suç olarak tanımlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Nepal, İngiltere ve Güney Afrika’nın da aralarında bulunduğu 50’den fazla ülkede kadına eşi tarafından tecavüz edilmesi suç sayılırken, Asya’nın büyük çoğunluğunda benzer yasal düzenlemelerin yapılması için kampanyalar yürütülüyor.
Birçok ülkede evlilik içi tecavüz suç sayılmadığı için buna ilişkin veriler toplanmıyor, ama mağdurlara uygulanan toplumsal baskı nadir de olsa vakaların dile getirildiği ve ihbar edildiği anlamına geliyor.
BM Merkezi’nde raporun açıklandığı toplantıya katılan Mısırlı kadın hakları aktivisti Marwa Sharafeldin, “Evlilik içi tecavüz, Müslüman ülkelerde aile hukuku açısından çok hassas bir konu” diyor.
‘Müslüman ülkelerde cinsel erişim hakkı nikahın bir parçası olarak görülüyor’
Asya, Afrika ve Orta Doğu’da faaliyet gösteren ‘Küresel İslam Aile Hukuku Projesi’ üyesi Sharafeldin, “Cinsel birleşme, nikahla gelen bir hak olarak görülüyor” diyor:
“Aile Hukuku’nda kadınlara kimle ve ne zaman evleneceklerini seçme, boşanma, kadınların aile kaynaklarına ulaşma hakları sağlandığı gibi bu konuda da kadınları korumak için bir politika reformu yapılması gerekiyor.”
Sharafeldin, “Kadınlar, erkekler ve çocuklar bu asılsız yasalardan dolayı acı çekiyor ve toplumlar geride kalıyor” diyor ve ekliyor: Bu değişim sadece kadınlar için değil…
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN