CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bir grup kadın CHP’li milletvekilinin imzasını taşıyan Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ni, TBMM Başkanlığı’na sundu.
Teklife göre, kasten öldürme suçunun kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile işlenmesi halinde, kişi “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacak”. Teklife göre, kasten yaralama suçunun aynı gerekçeyle işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında artırılacak.
Tehdidin, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak doğrudan kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile işlenmesi halinde, fail hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak.
CHP, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile İstanbul Sözleşmesi olarak tanımlanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ndeki “Kadına Yönelik Şiddet” tanımlarından hareketle TCK’da değişiklik istedi.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Şafak Pavey, Sezgin Tanrıkulu, CHP Milletvekilleri Melda Onur, Nedret Akova, Sena Kaleli, Ayşe Eser Danışoğlu, Binnaz Toprak, Sakine Öz ve Sedef Küçük imzasıyla TBMM Başkanlığına verilen yasa teklifi şöyle ;
GEREKÇE
Uluslararası insan hakları sözleşmelerinde ve Anayasa’da da ifade edildiği üzere yaşama hakkı, cinsel dokunulmazlık ve küçültücü muameleye maruz kalmama hakları korunması gereken en temel haklardır. Bu kapsamda T.C. Anayasası’nın 10 ncu maddesinde kadın-erkek eşitliğine atıfta bulunularak kadına yönelik pozitif ayrımcılık için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ortadadır.
Kadına karşı şiddetin, kadın aleyhine ayrımcılığın ve kadının sosyal yaşamdaki geri kalmışlığın ortadan kaldırılması için her tür tedbirin alınması zorunlu olmasına karşın, kadın lehine yaşanması gereken gelişmeler gün geçtikçe kadın aleyhine daha da vahim noktalara gelmekte, kadına karşı, sadece kadın oldukları için tecavüz, ayrımcılık, öldürme ve şiddet olayları ne yazık ki giderek önlenemez hale gelmektedir. Ülkemizde son yıllarda yaşanan kadın cinayetlerinde ciddi bir artış gözlenmektedir. Bu cinayetlerin büyük çoğunluğu, kadının, eşinden boşanmak istemesinden dolayı ve artan aile içi şiddetin en son aşaması olarak işlenmektedir. 2014 yılında 294 kadın hayatını kaybetmiştir. Bu davalarda suçluya uygulanan “iyi hal indirimi”, “gelecek indirimi” ve “haksız tahrik indirimi” gibi cezai indirimler ise bir anlamda cinayeti meşrulaştırıp, devam etmesine neden olmaktadır. Son dönemde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan birçok kadın cinayetinde yaşanan bu uygulamalar topluma kötü örnek olmakta ve adaletin yara almasına sebep olmaktadır. Caydırıcı cezaların olmaması nedeni ile kadın cinayetlerini ve kadına karşı şiddetin failleri işledikleri suçlara rağmen ağır bir ceza almayacaklarının bilinci ile eylemlerine devam etmektedirler.
Birçok konuda verilen yasa tekliflerimizin yaşama geçirilmemesi ve bu konuda samimi adımlar atılmaması sebebiyle bu sefer de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Türkiye’nin taraf olduğu ve iç hukukunun parçası haline gelen İstanbul Sözleşmesi olarak tanımlanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ndeki “Kadına Yönelik Şiddet” tanımlarından hareketle kadına karşı işlenen öldürme eylemlerinin insan öldürme suçunun, yaralama suçunun, tehdit suçunun ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun nitelikli hali olarak sayılması için işbu yasa teklifi hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Ceza kanununun amacı suç nedeniyle bozulan kamu düzenini yeniden sağlamak olduğu kadar, cezanın yüksekliği nedeniyle suçun önlenmesi kapsamında caydırıcı olmasıdır. Kadın cinayetlerinin giderek arttığı ve kasten öldürme eylemlerinin neredeyse çoğunun canavarca gerçekleşmesi sebebiyle insan öldürme eylemlerinin kadına karşı işlenmesinin Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürme suçunun nitelikli hali olarak kabulü gerekmektedir. Bu yolla yukarıda belirtildiği şekilde kadına karşı işlenen öldürme eylemleri neticesinde verilecek cezanın yüksekliğinin caydırıcı olması amaçlanmaktadır. Bu sebeple kasten öldürmenin nitelikli hali için ek fıkra önerilmektedir.
MADDE 2- Kadınlara yönelik şiddetin giderek arttığı ve kasten yaralama eylemlerinin neredeyse çoğunun canavarca gerçekleşmesi sebebiyle yaralama eylemlerinin kadına karşı, sadece kadın olduğu için işlenmesinin Türk Ceza Kanunu’nun kasten yaralama suçunun nitelikli hali olarak kabulü gerekmektedir. Bu yolla yukarıda belirtildiği şekilde kadına karşı işlenen yaralama eylemleri neticesinde verilecek cezanın yüksekliğinin caydırıcı olması amaçlanmaktadır. Bu sebeple kasten yaralamaya nitelikli hali için ek fıkra önerilmektedir.
MADDE 3- Kadınlara yönelik şiddetin giderek arttığı ve tehditin bu şiddetin ayrılmaz bir parçası olması sebebiyle tehdit eylemlerinin kadına karşı, sadece kadın olduğu için işlenmesinin Türk Ceza Kanunu’nun tehdit suçunun nitelikli hali olarak kabulü gerekmektedir. Bu yolla yukarıda belirtildiği şekilde kadına karşı işlenen tehdit eylemleri neticesinde verilecek cezanın yüksekliğinin caydırıcı olması amaçlanmaktadır. Bu sebeple tehdit suçunun nitelikli hali için ek fıkra önerilmektedir.
MADDE 4- Kadınlara yönelik şiddetin giderek arttığı ve kadınların özgürlüklerinin sık sık kısıtlanması sebebiyle kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma eylemlerinin kadına karşı, sadece kadın olduğu için işlenmesinin Türk Ceza Kanunu’nun kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun nitelikli hali olarak kabulü gerekmektedir. Bu yolla yukarıda belirtildiği şekilde kadına karşı işlenen hürriyetinden yoksun bırakma eylemleri neticesinde verilecek cezanın yüksekliğinin caydırıcı olması amaçlanmaktadır. Bu sebeple kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun nitelikli hali için ek fıkra önerilmektedir.
MADDE 5- Kadın cinayetleri ve kadın yaralama davalarında, mahkemelerin verdikleri taktiri indirim sebepleri, kadınların sadece kadın oldukları için öldürüldükleri ve yaralandıkları olaylarda, sanıkların alacakları cezaları azaltmakta ve toplumda da bu suçları gelecekte işleyebilecek zanlılara karşı olması gereken caydırıcı niteliği ortadan kaldırmaktadır. Bu sebeple Türk Ceza Kanunu’nun Takdiri İndirim Sebeplerini düzenleyen maddesinin kapsamından kadınlara karşı yöneltilmiş olan suçların çıkartılması gerekmektedir.
MADDE 6- Yürürlük maddesidir.
MADDE 7- Yürütme maddesidir.
TÜRK CEZA KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 82 nci maddesine aşağıdaki ek fıkra eklenmiştir.:
(l) kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak doğrudan kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile
MADDE 2– 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 86 nci maddesine aşağıdaki ek fıkra eklenmiştir.:
(f) kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak doğrudan kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile
MADDE 3- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 106 nci maddesine aşağıdaki ek fıkra eklenmiştir.:
(e) kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak doğrudan kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile
MADDE 4: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 109.nci maddesine aşağıdaki ek fıkra eklenmiştir:
(g) Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak doğrudan kadına yalnızca kadın olduğu için uygulanan ayrımcı şiddet saiki ile işlenen suçlarda takdiri indirim uygulanmaz.
MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
04.03.2015
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN