Diyarbakır’da 2010 yılında 14 yaşında olan S.D.G.’yi evlenme vaadiyle kaçırıp zorla cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen R.K., ile kendisine yardım eden ablası F.D., eniştesi Ç.D. ve ağabeyi C.K., 5 ile 29 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’nde 2010 yılında S.D.G., arkadaşlık kurduğu 22 yaşındaki R.K. tarafından bir inşaata götürüldü ve tecavüzüne uğradı. R.K., mağdurenin bekaretinin bozulması üzerine paniğe kapılarak “Olanları kimseye anlatmazsan seni kaçırır ve evlenirim” dedi. Teklifi kabul eden genç kız, bir gün sonra gece ailesine haber vermeden evden ayrıldı.
Evden kaçan genç kızı, ablası F.D. ve eniştesi Ç.D.’nin evine götüren R.K., burada da S.D.G. ile cinsel ilişkiye girdi. Küçük kızın iki halası olayı öğrenince zorla tutulduğu eve geldi. İddiaya göre şüpheli R.K.’nin ölümle tehdit ettiği S.D.G.’yi, eve gelen ağabeyi C.K. de müdahale ederek ailesine teslim etmedi. Genç kız bir süre sonra bir köye kaçırılıp tutulduktan sonra halasına teslim edildi. Şikayet üzerine R.K. tutuklanıp cezaevine konuldu.
R.K. hakkında ‘zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 43 yıl, kaçırılan kızı evlerinde barındıran şüphelinin ablası F.D. ve eniştesi Ç.D. hakkında da 29’ar yıl, ağabeyi C.K. için de 21 yıl hapis cezası istendi.
Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu sanık R.K. ve tutuksuz sanıklar Ç.D., C.K. ile F.D. yargılandı. Sanıklar suçlamaları kabul etmezken, tutuklu sanık R.K. da tahliye edildi. Yaklaşık 4 yıl süren davada mahkeme S.G.D.’yi kaçırarak tecavüz ettiği iddia edilen sanık R.K.’yı, ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 29 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme kaçırılan kızı evlerinde barındıran şüphelinin ablası F.D. ve eniştesi Ç.D.’nin ise ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarına yardım etme’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 11 yıl 8’er ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti şüphelinin ağabeyi C.K.’yı ise ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak’ suçundan 5 yıl hapisle cezalandırdı.
Sanıkların avukatları, sanık ve mağdur arasında daha önceden arkadaşlık ilişkisini bulunduğunu belirterek zorla herhangi bir cinsel istismar olayı yaşanmadığını savundu. Avukatlar, kararı temyiz edeceklerini söyledi.
“RUH SAĞLIĞI RAPORU ALDIRILMASINA GEREK YOK”
Dosyadaki sanıklara 5 ile 29 yıl arasında değişen hapis cezaları veren Hakim Nuray Arslan Aldemir, gerekçeli kararında cinsel istismar suçlarında çok sık tartışılan mağdura beden ve ruh sağlığı raporu aldırılmasına gerek kalmadığını savundu. Çocuğun cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesinin 2014 yılının Haziran ayında değiştirildiğini vurgulayan Aldemir, şöyle dedi:
“Bu düzenleme sonrasında cinsel istismar suçunu düzenleyen maddede temel cezaya ilişkin alt ve üst sınır ceza miktarı, mevcut ceza miktarına oranla artırılmıştır. Yapılan düzenleme ile cinsel istismar sonucu mağdurun beden ve ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin rapor alma zorunluluğu da artık kalmamıştır.”
—————
TCK 103’üncü madde
Çocukların cinsel istismarı
(1) ‘Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.’
KALDIRILAN BÖLÜM
18 Haziran 2014 tarihli 6545 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunla, TCK 103’üncü maddenin 6’ncı bendindeki ‘Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere cezasına hükmolunur’ hükmü kaldırıldı.
(Doğan Haber Ajansı – 05.02.2015)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN