Yazımın adı aynı zamanda İsmail Tokalak’ın kitabının (Gülerboy Yayıncılık) da adı. Yazar kitabını bana 25.03.2013 günü imzalayarak göndermiş. Kitabı notlar alarak okumuşum, ama köy kitaplığımda bir yere koymuşum. Buldum onu. Önsözden bir alıntı yaparak yazarı selamlamak istiyorum. İlgilenenlere kitabı tavsiye ederim:
1- İslam ülkelerinin çoğunluğu neden dünyadaki en fakir ülkeler arasındadır? Neden dünyada kalkınmış tek bir Müslüman ülke yok? Doğal kaynaklarından dolayı zengin kategorisinde olanlar dahil, tarihte İslam devletlerinin zenginliği neden hiçbir zaman halka yansımamıştır?
2- İslam ülkelerindeki halk, neden dünyada eğitim seviyesi en düşük milletler arasındadır? İslam ülkelerinde, neden Müslümanların hatırı sayılır bir kısmı hâlâ hükümetlerin politikasında İslami kurallara yer vermesini olumlu bulurken, neden eğitimli sınıfın büyük çoğunluğu şeriat değil demokratik yasalar istiyor?
3- İslam ülkelerinde neden bilim gelişmiyor ve yeterli bilim adamı yetişmiyor? İslam ülkelerinde neden teknolojik buluşlar yetersiz? İslam ülkeleri neden dünyadan kopuklar?
4- İslam ülkeleri neden bağımsızlıklarını kaybedip Batı devletleri tarafından yönetilen, sömürülen ve aynı zamanda onlar tarafından korunmaya muhtaç bir duruma düştü? Neden en fakirinden zenginine kadar İslam ülkelerinin milyarlarca dolar dış borcu var?
5- İslam ülkelerinin çoğu neden despot otoriter ve işinin ehli olmayan yöneticiler tarafından yönetiliyor? İslam ülkeleri neden bir avuç elitin yönetiminde, onların çıkarlarına uygun olarak yönetiliyor? Batı’da gelişmiş ülkeler arasında birlik varken, İslam ülkeleri arasında neden bu dayanışma yok?
6- İslam ülkelerinde neden insan hakları ihlalleri oldukça çok? Temel insan hak ve hürriyetleri neden İslam ülkelerinde kısıtlı? Özeleştiri yapacak ortam neden oluşmadı? İslam ülkelerinde neden yolsuzluklar yaygın? Neden bir nevi rüşvetrokrasi hâkim?
7- İslam ülkelerindeki petrol zengini ülkeler de dahil olmak üzere, bir avuç zengin ile halkın çoğunluğunu teşkil eden fakir tabaka halk arasında neden büyük bir gelir dağılımı uçurumu var?
8- Batı, modern yaşama kolay adapte olurken, Müslümanlar neden yoğunlukta geleneksel yaşam biçimlerine bağlı kalarak geçmişe ve içine dönük yaşamak istiyor?
9– İslam ülkelerinde neden kadınlar erkeğin yönetiminde ve onun gölgesi altında yaşamaya mahkûm ediliyor? İslam ülkeleri, diğer az gelişmiş ülkelerle beraber neden “Cinsiyet Eşitsizlik Endeksi”nde son sıralarda? İnsan kaynağının yarısı olan kadınların çoğunu üretim alanı dışına iten, eğitim olanaklarını sınırlayan bir sistemin ileriye gitmesi mümkün olur mu?
10- İslam ülkeleri neden kötü gidişlerin nedenlerini etraflıca araştırıp ortaya koyamıyor ve sorunlarına kalıcı çözümler üretemiyor?
–Dinlerin adaletli olma iddiaları vardır, fakat demokratik değildirler. Allah’ın adaletini talep ederler, fakat bunun nasıl sağlanacağının kapsam ve detaylı ilkelerini vermezler. Bu boş bırakılan yerleri adaletli idare ve demokrasi değil, despotizm doldurmuştur. Demokrasi ise din ile devlet işlerinin ayrılmasına paralel gelişmiştir.
–Dinler, insanlığa doğru yolu göstermek için tebliğlerle dünyaya hâkim olup dünyayı ve insanlığı kendi ideallerine göre şekillendirmeye çalışırlar. (…Oysa…) Toplumsal düzende; sosyal, politik ve ekonomik kurallar önemli rol oynar.
–Dinler, değişmez kabul edilen kurallarla bir bütündür. Değişmez kurallara sahip din, değişen kurallar ile gelişen temel dinamiklere müdahale ederek toplumu yönetmeye kalktığında, toplumun gelişimini önler.
–Geri kalmışlığın, eğitimsizliğin, bilgisizliğin, fakirliğin; açıkça, sömürülmenin ilahi bir izahı yoktur. Bunun ilahi bir açıklamasını beklemek, cevabını veya çözümünü kutsal kitaplarda aramak da mümkün değildir. Bütün bu olumsuz gelişmelerin nedenini ortaya koymak için olayları kutsallık çerçevesi ve bakış açısından soyutlayarak, bilimsel ve akademik bir bakış açısıyla, tarihsel gelişimi içinde ekonomik, politik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla incelenmek gerekir.
(Cumhuriyet, 05.11.2019)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN