Tülin UYGUR
STOCKHOLM – Bir süredir İsveç’te tartışılan en önemli konulardan biri Suriye’de PKK/YPG güçlerinin kontrolündeki Hol ve Roj kamplarında tutulan İsveç vatandaşı kadınlar ve çocuklarının durumu. Aslında bu kamplarda sadece İsveç’ten değil, diğer Batılı ülkelerden gelip IŞİD’e katılan kadınlar ve çocukları da var. BM ve diğer uluslararası örgütler ile YPG ve kadınların vatandaşı olduğu ilgili ülkeler arasında uzun süredir diplomatik görüşmeler yapılıyor. YPG’liler, savaş suçlusu olarak yargılamaya yeterli kanıt bulamadıkları kadınları çocuklarıyla birlikte vatandaşı oldukları ya da yaşadıkları ülkelere “sınır dışı” etmek isterken, söz konusu ülkeler, belki nasıl bir tutum alacaklarını bilemediklerinden, kadınların ve çocukların kamplarda kalmasından yanaydı. Sonuçta kazanan YPG oldu ve güvenlik açısından riskli gördüğü kadınları çocuklarıyla birlikte anlaşmalı olarak sınır dışı etmeye başladı.
İSVEÇ TOPLUMU BÖLÜNDÜ
Bu çerçevede 3 kadın eylül ayında çocuklarıyla birlikte Türkiye üzerinden İsveç’e getirildi. Kadınlar gözaltına alırken, çocukları Sosyal Hizmet Kurumu tarafından korumaya alındı. Kadınların kısa sürede serbest bırakılması ise tartışmaları alevlendirdi.
Kadın-erkek farkı gözetmeksizin IŞİD saflarına katılan tüm İsveç vatandaşlarının “savaş suçlusu” olarak yargılanıp mahkûm edilmesini isteyenlere karşılık, İsveç vatandaşı olmayanların oturumlarının iptal edilerek sınır dışı edilmelerini isteyenler seslerini duyurdu. Sadece çocukların İsveç’e getirilmesini ve terör ortamından kurtarılmasını isteyenlerle hem kadınların hem de çocukların getirilmesini ancak çocukların mutlaka sosyal hizmet kurumlarınca koruma altına alınmasının şart olduğunu ileri sürenler karşı karşıya geldi.
“Şiddet Yanlısı Aşırıcılığa Karşı Mücadele Merkezi-CVE” şefi Jonas Trolle ise konuya daha farklı yaklaşarak, IŞİD saflarında savaşan, yardımcı olan, yataklık yapan kişilerin topluma yeniden kazandırılması için kurumlar arasında uzun vadeli işbirliği yapılmasının şart olduğunu belirtti. Terör uzmanı Magnus Ranstorp da, Danimarka’nın bu örgütlerden ayrılmak isteyenlere yönelik etkili programlar geliştirdiğini vurgulayarak İsveç’in Danimarka’yı örnek almasını istedi. İsveç’te bu tür bireylerle yapılan çalışmalardaki eksikliklere dikkat çeken Ranstorp, Danimarka’nın topluma zarar verebilecek bu kişilerin kontrolünü elden bırakmadığını, kurumlar arası bilgi alışverişinin kolaylaştırılmış olduğunu ve her kurumun terör örgütünden birisinin ayrılması durumunda ne yapacağının belli olduğunu belirtti.
Çocukların durumu üzerinden yapılan tartışmalara bir raporla karşılık veren İsveç Çocukları Koruma Örgütü (Rädda Barnen) başkanı Maria Frisk oldu. Frisk’e göre 2021 yılının ilk 8 ayında kuzey Suriye’de YPG’nin kontrolünde olan Hol ve Roj kamplarında 62 çocuk, olumsuz kamp şartlarına dayanamayarak ölmüştü. 60 ülkeden 40 bin çocuğun bu kamplarda ağır koşullarda yaşadığına dikkat çeken Frisk, çocukların %40’ının eğitim görebildiğini, çoğunun “çocuk haklarından” yoksun olduğunu vurguladı. Hastalık, hijyen şartlarının kötü olması ve yetersiz beslenme dışında yangınların da etkili olduğu kamplarda 8 ayda 2 si çocuk 73 kişi öldürülmüştü.
10 AY SONRA TUTUKLANAN KADIN
YPG’lilerin sınır dışı ettiği İsveçli kadınlar ve çocukları tartışılırken ilginç bir gelişme oldu. 2013 yılında IŞİD’e katılmak için Suriye’ye giden ve 2020 yılı Aralık ayında İsveç’e geri dönen 49 yaşındaki İsveçli kadın, 10 ay sonra 23 Eylül’de ağır savaş suçu işlediği ve uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiği şüphesiyle tutuklandı. Evlendikten sonra Müslüman olan ve 5 çocuk dünyaya getiren kadın, kocasının ardından 2013 yılında 6 çocuğuyla birlikte IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gitmişti. 2013 yılında kocası Suriye’de ölen kadın yeniden evlenmiş ve yeni eşinden de çocuk sahibi olmuştu. İsveç televizyonun yayınladığı fotoğraflarda kadının çocuklarının ağır silahlarla poz verdiği, intihar bombacısı yelekleri giydikleri görülmekteydi. Hatta kadının 12 yaşındaki oğlunun kesilen kafaların takılı olduğu demir parmaklıkların önünde silahıyla ve IŞİD’lilerle fotoğrafı vardı. 12 ve 18 yaşındaki iki oğlunun IŞİD’e karşı yapılan saldırıda öldüğü belirtilen kadın, 12 yaşındaki kızını da Suriye’de evlendirmişti. Sosyal Hizmetler Kurumu iki çocuğuyla İsveç’e dönen kadının çocuklarını derhal koruma altına almıştı. Annelerinin “normal bir yaşantı” sürdüğünü iddia ettiği çocuklar, uzmanlara göre büyük travmatik deneyimlerin etkisi altında.
KADINLAR SAVAŞ SUÇLUSU MU?
Soruşturmayı yürüten savcıya göre kadın, diğer örgüt üyeleriyle birlikte 15 yaş altındaki en az bir çocuğunun “çocuk asker” olarak savaşmasına olanak sağlamıştı. Bu yüzden ağır savaş suçu işlemişti. Savcıya göre bu dava kabul edilir ve mahkeme aşama gelirse İsveç’te bir ilk olacak. İsveç İstihbarat Örgütü SÄPO’nun şiddet yanlısı İslami örgütün içerisinde yer aldığını belirttiği kadın ise savcının suçlamalarını reddediyor. Kadının avukatı, müvekkilinin polis sorgusunda Suriye’de neler yaptığını anlattığını, polisle işbirliği yaptığını, dolayısıyla tutuklanmasını gerektiren bir durum olmadığını belirtiyor.
Daha önce benzer bir davada IŞİD’e katılan ve İsveç’e geri dönen 31 yaşında bir kadın, iki yaşındaki çocuğunu savaş ortamına, Suriye’ye, götürdüğü için Mart 2021’de yargılanmış ve 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Kadının çocuğu da Sosyal Hizmet Kurumu tarafından korumaya alınmıştı.
IŞİD’Lİ İSVEÇLİLER GELMEYE DEVAM EDİYOR
YPG tarafından sınır dışı edilen 3 İsveçli kadın daha, 22 Ekim’de Stockholm’de Arlanda havaalanında uçaktan iner inmez, savaş suçlusu şüphesiyle, polis tarafından gözaltına alındı. Beraberlerindeki 8 çocuk da artık Sosyal Hizmetler Kurumu koruması altında.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde “Özerk Kürt Yönetiminin sınır dışı ettiği 3 kadın ve 8 çocuğun ev adreslerinin İsveç ’de olduğunu ve 2 çocuğun öksüz ve yetim olduğunu” belirtti. Ann Linde, gönüllü olarak Suriye’ye giden ve bir terör örgütüne katılan kadınların bunun hesabını vereceklerini, çocukların ise evlerine dönmesiyle rahatladığını söyledi. Sınır dışı işleminin mümkün olduğunca kontrollü bir biçimde yapıldığı belirtilmekte. İçişleri Bakanı Mikael Damberg kadınların neden getirildiği sorusu üzerine “Kadınları ve çocukları biz gidip getirmedik, Kürt yetkililerin yaptığı hukuki soruşturmanın sonuçlanmasını bekledik. Bizim yaklaşımımız eğer birisi orada terör örgütüne katıldıysa yargılama sorumluluğunun da orada olması gerekir şeklinde” diye cevap verdi.
2021 yılında İsveç’ten IŞİD saflarına katılmak üzere yaklaşık 100’ü kadın olmak üzere toplam 300 kişinin Suriye’ye gittiği biliniyor. Daha önce dönen bazı kadınlara “savaş suçu” işledikleri gerekçesiyle soruşturma açılmış ancak soruşturma dava aşamasına gelemeden sonlandırılmıştı. 150 kişinin ise hiçbir yaptırım olmaksızın Suriye’den İsveç’e döndüğü verilen bilgiler arasında. Suriye’ye giden İsveç vatandaşlarının bazılarının çatışmalarda öldüğü, bazılarının da hapishanede ya da kamplarda oldukları bilinmekte. Halen Hol ve Roj kamplarında en az 12 İsveçli kadın ve 22 çocuğun daha olduğu bildirilmekte. İsveç İstihbarat Örgütü’ne göre bölgede serbest dolaşan İsveçli IŞİD’liler de var.
(Aydınlık, 27.10.2021)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN