Fikret İLKİZ
Yaklaşık beş yıl sonra karar verilmiş olsa dahi; ifade özgürlüğü temel hakların omurgasıdır.
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 28 Kasım 2019 tarihinde, Hayko Bağdat (B. No: 2016/256 Tarih 28 Kasım 2019) başvurusunda Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
İlk derece mahkemesinde “iğrenç adam” denildiği için mahkumiyetle sonuçlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi ki soruya yanıt arıyor:
Acaba “iğrenç adam” demek ifade özgürlüğü hakkının ihlali midir? AYM ihlal saydı…
Irk temelli politik tartışmalar ifade özgürlüğünün koruması altında mıdır? Değildir!
Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde “[C.Ö.] Ermenistan’da soykırım anıtına çelenk koyup Türkiye’yi Ermeni soykırımını tanımaya çağırdı” başlıklı haber ile [C.Ö. nün] Ermenistan ziyareti ve yapmış olduğu açıklama hakkında bilgi verilmiştir. Haberin yayımlandığı gün Ankara Büyükşehir Belediye başkanı olan İ.M.G. (müşteki) söz konusu habere bağlantı vererek Twitter’daki kişisel hesabından bir paylaşımda bulunmuştur. Müştekinin paylaşımı “Alman Yeşiller Partisi MV’ne merakımdan soruyorum. Lütfen cevap ver [C.Ö.] … Senin kökenin Ermeni mi?” şeklindedir.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının bu paylaşımının ardından gazeteci (başvurucu) Twitter’daki şahsi hesabından;
“Cevap ver [C.Ö.]?”
“m.g. ermeniymiş bağrıma taş basıp deyiverdim”,
“Sana resmen Ermeni dedim. Dava aç bence? @06m.g.”,
“Başkenti resmen Ermeni’ye vermişler Yazıklar olsun…”,
“Abi pazar günü bekliyorum kiliseye? @06m.g.”,
“Hep beraber yastayız… #m.g. ermeniymiş”,
“Yeterince durumu izah ettiysek tamamdır. [M.G.] iğrenç bir adam. Ve bin yıldır dediğim gibi: Yaşasın halkların kardeşliği” şeklinde paylaşımda bulunmuştur.
O dönemde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan M.G. (müşteki) kendi kişisel hesabından C.Ö.ye “…Senin kökenin Ermeni mi?” sorusunu yöneltmiştir. Kendini Ermeni kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tanımlayan başvurucu gazeteci de bu paylaşıma tepki olarak kendi sosyal medya hesabından büyükşehir belediye başkanıyla ilgili yukarıdaki paylaşımları yapmıştır. İ.M.G. başvurucu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuştur. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi 7 Aralık 2015 tarihli kararında gazetecinin Twitter’da kişisel hesabından “M.G. iğrenç bir adam” cümlesinin yer aldığı mesajı yazmak suretiyle hakaret suçunu alenen islediğini kabul etmiştir ve başvurucunun para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar vermiştir.
Yargılamayı yapan. Mahkeme, gerekçesinde Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “iğrenç” kelimesinin anlamının “insanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh” olduğunu belirterek müştekiye hitaben sarf edilen bu kelimenin hakaret suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir. Bununla birlikte Mahkeme hüküm fıkrasında müşteki tarafından yapılan paylaşımların başvurucu gazetecinin mensubu olduğu toplumu aşağılar tarzda sayılabileceğini belirterek başvurucunun suça konu eylemi tahrik altında islediğini kabul etmiş, başvurucu hakkında takdir olunan cezadan 1/3 oranında indirim yapmış ve gazetecinin 1.160 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar vermiştir.
Başvurucu gazeteci Avukatı Ali Deniz Ceylan 6 Ocak 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi; siyasetçilere ve kamuoyunca tanınan kişilere yönelik eleştiri sınırlarının çok daha geniş olduğunu kabul ederek karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi; siyasetçilerin, kamuoyunca tanınan kişilerin ve kamusal yetki kullanan görevlilerin gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumunda olduklarını ve bunlara yönelik eleştirinin sınırlarının çok daha geniş olduğunu ifade özgürlüğü ile ilgili kararlarında her zaman vurgulamıştır.
Müştekinin (Belediye Başkanı) olaylara ilişkin kanaat ve tepkilerini kamu ile paylaşırken toplumun belli bir kesimini küçük düşürücü ve ırkçılığı körükleyen ifadelerden kaçınma yükümlülüğü vardır. Gündeme ilişkin konularda fikir ve kanaatlerini kamuya duyurmaktan kaçınmayan müştekinin kışkırtıcı bir üslup kullandığı da dikkate alındığında sert eleştirilere maruz kalma ihtimalini de gözetmesi gerekir.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM’si ırkçı söylemlerle fikir ve kanaatlerin açıklanmasını özgürlük olarak kabul etmemektedir.
Başvurucu tarafından kullanılan “iğrenç” kelimesi rahatsız edici niteliktedir. Fakat ifadenin müşteki tarafından başlatılan ırk temelli politik bir tartışmada kullanıldığı gözden kaçırılmamalıdır. Nitekim ilk derece mahkemesi, müştekinin sosyal medya paylaşımlarını haksız tahrik nedeni kabul ederek başvurucunun cezasında indirime gitmiştir. Bir başka anlatımla neden olunan ırk temelli söylemlere karşı çıkan gazetecinin ifade özgürlüğü korunmalıdır. Gazeteci, müşteki Belediye Başkanının kendi neden olduğu bir ortamda “orantısız” kabul edilebilecek söz sarf etmemiştir.
“Cezalandırmaya neden olan ifadenin, müştekinin Ermeni toplumuna yönelik açıklamalarının başvurucuda yaratmış olduğu kızgınlıkla sarf edildiği anlaşılmıştır. Müştekinin yaptığı açıklamalar dikkate alındığında başvurucunun ifadelerinin orantısız olduğu söylenemez.
Unutulmamalıdır ki ifade özgürlüğünde yalnızca düşünce ve bilginin özünün korunması değil düşünce ve bilginin sunuluş şekli de önemlidir. Rahatsız edici de olsa siyasilere yönelik eleştirilerin cezalandırılması caydırıcı etki doğurarak cezalandırılma korkusuyla kamuoyundaki farklı seslerin susmasına yol açabilir. Bu durum da çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engeldir.”
Anayasa Mahkemesi; “Somut olayda başvurucuya adli para cezası verilmesi, başvurucunun yazarlık ve gazetecilik faaliyetlerini baskı altına alacaktır. Bu durum demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olan siyasilerin söylem ve faaliyetlerine yönelik eleştiri ve bilgilendirme ortamına da zarar verebilir. Bu nedenle başkalarının şöhret ve haklarının korunması amacıyla başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Müştekinin (Belediye Başkanının) olaylara ilişkin kanaat ve tepkilerini kamu ile paylaşırken toplumun belli bir kesimini küçük düşürücü ve ırkçılığı körükleyen ifadelerden kaçınma yükümlülüğünün bulunduğu kuskusuzdur. İfadenin müşteki tarafından başlatılan ırk temelli ve tansiyonu yüksek politik bir tartışmada kullanıldığı dikkate alınmalıdır.”
Anayasa Mahkemesi kararına göre düşünce ve bilginin sunuluş sekli de ifade özgürlüğünün korumasından yararlanır. Rahatsız edici de olsa siyasilere ilişkin yapılan bilgilendirme ve eleştirilerin cezalandırılması caydırıcı etki doğurarak kamuoyundaki farklı seslerin susmasına yol açacaktır.
Cezalandırılma korkusu, çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olabilir. Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.
Hakaret fiilleri suç olmaktan çıkarılmalıdır.
6 Ocak 2020
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN