Post image
‘İnternet bağımlısı gençleri üçüncü nesil psikoterapi kurtaracak’

 

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, zamanının büyük çoğunluğunu internette geçiren, bu olmadığında yoksunluk krizleri yaşayan, okulu reddederek yeteneği olduğu halde başarı gösteremeyen gençlerde farkındalık odaklı, “Ben kimim, nereye aitim, hayatın anlamı nedir, niçin” gibi var oluşu sorgulayan, düşünce hakkında düşünen üçüncü nesil terapilerin olumlu sonuçlar verdiğini söyledi.

Tarhan, bu yılki teması “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” olarak belirlenen Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında Türkiye’deki gençlerin yaşadığı sorunları AA muhabirine değerlendirdi.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nce yapılan çalışmaya göre, gençlerin yüzde 12,5’inin internet bağımlısı olduğunun tespit edildiğini belirten Tarhan, dünyadaki istatistiklere paralel olan bu sonucun, internetin gençlerin hayatında önemli bir konu olduğunu ve zamanlarının büyük bölümünü bu mecrada geçirdiklerini gösterdiğini söyledi.

Sanal ortamda gittikçe artarak zaman geçiren gençlerin aşırı zihinsel bir uğraş yaşadığını ifade eden Tarhan, “Araba sürerken cep telefonu kullanarak, telefonla birlikte ders çalışarak tehlikeli ve zararlı davranıyor. Bunlar olmadığında da yoksunluk belirtileri, kriz yaşıyor. O artık internetin esiri, tutsağı oldu, demektir. Aslında bu da zihinleri kontrol edilmiş bir genç demektir. Dijital bağımlısı olan bir genç var artık” diye konuştu.

“Sosyal medyada narsizm yaygın”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençler arasındaki dijital bağımlılığın dünyada da yaygınlaştığını ve ciddi bir sorun olduğunu dile getirerek, dünyadaki sosyal medya kanalları ve sanal destek sağlayıcıların gençlere adeta internet ortamında ego sörfü yaptırdığını anlattı.

Gençlerde, sosyal medyada narsist paylaşımların arttığını belirten Tarhan, şöyle devam etti:

“Bir günde kendini üç defadan fazla sosyal medyada paylaşmayı patolojik olarak kabul ediyoruz. Narsizm olarak görüyoruz. Bunu sergileme ihtiyacı kabul edilebilir sınırların dışına çıkmış. Ego çağında yaşıyoruz. İnsanlık tarihinde bu kadar narsizmin yükseldiği bir çağ yok. Herkes kendini özel, önemli ve üstün görüyor. Çıkarına odaklı, dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. Popüler kültür böyle bir nesil ortaya çıkardı. Bu nesli karşımıza alarak düzeltemeyiz. Başarılarını takdir ederek, yanlışlarını düzeltmek için de onunla birlikte ilerlemek gerekiyor. Ebeveyn kılavuzluğu daha önemli.”

“Gençlerin referansı rol model kişiler”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, internet bağımlısı olan gençlerde aile bağlarının zayıf olması ve kötü arkadaşlar, ilişkiler gibi özelliklerin ortaya çıktığını vurgulayarak, aile bağları iyi olduğunda internette vakit geçiren bir çocuğun bir süre sonra o ortamdaki yapaylıkları görerek sıkılıp vazgeçeceğini anlattı.

Tarhan, “Ailenin, evin sıcak, güven ve sevgi verici bir ortam olması çocuğu internet bağımlılığından uzaklaştıran en büyük etkendir” dedi.

Ergenlik çağında ebeveyn kılavuzunun önemini vurgulayan Tarhan, aile, öğretmenler, sosyal medyada çok tanınanlar ve sanatçılar gibi rol model kişilerin gençler için referans olduğunu kaydetti.

“İntihar olguları artıyor”

Tarhan, internet bağımlılığı olan gençlerdeki en büyük sorunun okul reddi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Okula gitmek, ders çalışmak istemiyor. Zeki bir çocuk ders disiplinine girmediği için kendisini sanal ortamda harcıyor. Bir müddet sonra yetenekleri olan çocuk buna uygun akademik ve hayat başarısı elde edemiyor. Yine intihar olguları da çok artıyor. Şu andaki gençler anlam arayışında, ‘Hayatın amacı, niçin varım, var oluş ve sonsuzluk nedir?’ gibi felsefi soruları soruyorlar. Bunlara cevap bulamazsa kimlik krizi yaşıyor. Bunun sonucunda da intihar ortaya çıkıyor. Eğitim sisteminin, ailenin, toplumun ona sunduğu kimliği reddediyor, karşı bir kimlik geliştiriyor, popüler kimliğin etkisinde kalıyor. Popüler kültür zihinleri esir alıyor.”

“Özgürlük ve sorumluluk dengesi öğretilmeli”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dijital neslin özgürlükçü ve adalet beklentisinin yüksek olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Gençlerdeki adalet ve özgürlük talebi daha yüksek. Adalet olmadığı anda kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bunlar karşılanmadığında gençlik kendi içinde protest oluyor ve ülkesine küsebiliyor. Değerlerine karşı fikirler gerçekleştiriyor ve propagandaya açık hale geliyor. Yani zihin kontrolünü açık hale getiriyor. Anne ve babanın gençlerle nasıl barışık olabiliriz konusunda yatırım yapması gerekiyor. Buyurgan ebeveynlik, buyurgan yöneticilik modeli gençlerin kabul edemeyeceği bir model. Gençler ülkede hem özgür hem de ait olmak istiyor. İtaati yücelten bir kültürde gençleri kaybederiz. Özgürlüğü yücelten ama özgürlük sorumluluk dengesini öğreten bir aile, eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Bunlar yapılabilirse gençler bu krizlerden kurtarılabilir.”

Gençlere bir amaç verilmesi gerektiğini ifade eden Tarhan, “Gençlerin en büyük krizleri hayatın anlam ve amacı nedir sorularına cevap bulamamaları. Şimdi sorgulayan bir genç var. Gençlerin anladığı bir dili bulmak gerekir. Bu gençlerin bencil olduğunu göstermiyor. Bencillik ve konfortizm yaygın, ama bu onların hayatı sorgulamasıyla ilgili” dedi.

“Ülkede bana değer veriliyor, önemliyim, ülkenin bana ihtiyacı var” duygusunu gençlere verebilmenin önemli olduğunu dile getiren Tarhan, gençlere bir şeye yaradığı hissettirilmezse tatminin dış akımlarda arandığını anlattı.

“Zaman yönetimini gerekiyor”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençlere kendini aşan hedefler verilmesi gerektiğini vurgulayarak bu başarıldığında sanal dünyada gezinen gençlerin kendi yolunu bulabileceğini kaydetti.

Tarhan, klinik tanının ardından internet bağımlısı olduğu belirlenen gençlerde beyin kimyası bozulduğu için antidepresan tarzında ilaçlarla tedavi yönteminin de uygulandığını dile getirerek “Vücudun ihtiyacı varsa ilaçtan korkmamak gerekiyor. Sadece ilaç yetmez terapi de gerekiyor. Üçüncü nesil psikoterapiler var. Farkındalık odaklı, ben kimim, nereye aitim, hayatın anlamı nedir, niçin gibi, var oluşu sorgulayan, düşünce hakkında düşünen terapiler bu tarzdaki gençlerde daha çok işe yarıyor. Farklı bir dil kullanan, kendilerini merkeze alan, sorgulayan ama sevimli olan gençleri dışlamak, buyurgan şekilde yaklaşmak, karşımıza almak yerine yanımıza alıp birlikte ilerlememiz gerekiyor” diye konuştu.

Tarhan, çocuğa zaman yönetiminin öğretilmesinin önemini vurgulayarak “Günü ve geleceği planlamayı öğretirsek hatalar yapsa da genç yolunu bulabiliyor. Hatalarını söylediğinde genç savunmaya geçiyor, dinlemiyor. Onu karşımıza almak yerine konuşmaya, yatay ilişkiye ihtiyaç var. Gençlerle yatay ilişki kurulursa anne ve baba birlikte çocuğuyla birlikte hakikati bulacaktır. Onunla arkadaş değil birlikte problemi çözmek için yöntem geliştirmemiz lazım” dedi.

(www.medimagazin.com.tr, 10.09.2018)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN