Artık hepimiz, sadece sokaklarda değil, evimizin içinde bile güvende değiliz…
Olayları izliyor ve görüyorsunuz; çeteler, uyuşturucu çeteleri öylesine pervasızlaştılar ki; polise kurşun sıkmaktan kaçınmıyorlar, polisle çatışmaya giriyorlar…
En son olarak İstanbul’da zehir tacirleri gencecik polisimizi şehit etti biliyorsunuz…
Sokaklarda çatışanlar, cami çıkışı birbirlerini vuranlar, büfeleri basıp adam öldürenler…
Bireysel silahlanmaya göz yumulan, ciddi yaptırımlar getirilmeyen ülkemizde -ki son dönemde pek çok olayda uzun namlulu silahların da kullanıldığına şahit oluyoruz-; maalesef sayıları her yıl çoğaltılan cezaevlerinin doluluğu gerekçe gösterilerek çıkarılan infaz yasalarıyla da pek çok adi suçlu cezasını tam çekmeden aramıza salınırken silahlı şiddet ve suç oranları da artıyor…
Hemen her gün yurdun dört bir yanında yaşanana silahlı olaylarda onlarca insan vurularak öldürülüyor ve yaralanıyor. Türkiye adeta Teksas’a dönmüşken ne yolda yürüyen, ne de evinde oturan insanın can güvenliği bulunuyor…
İşte İzmir Buca’da evinin balkonunda otururken sokakta çatışanların ateşlediği silahtan çıkan 71 yaşındaki Hüseyin Çiçek’in göğsüne isabet eden saçmalarla öldürülmesi gibi…
Evet, maalesef Hüseyin Çiçek önlenmesi için hiçbir yasal girişimin yapılmadığı bireysel silahlanma sonucu magandaların sokak çatışmasında evinde otururken öldürüldü…
Tüm Türkiye’de silahlı şiddet haberleri tavan yapmışken İzmir’de “Son 40 günde 23 kişinin cinayete kurban gittiği, onlarca insanın ise yaralandığı” bugün pek çok gazetede…
Sadece İzmir’de son 40 günde yaşananlar bu…
Düşünün tüm ülkeyi…
İşte birkaç haber:
- Adana’da parka silahlı saldırı. İkisi ağır dört yaralı.
- Bodrum’da otelde silahlı çatışma. Bir ölü, üç yaralı.
- Körfez’de (Kocaeli) kardeşler arasında sokakta silahlar konuştu…
- Samsun Çarşamba’da cami çıkışı hesaplaşma. İki ölü, yedi yaralı.
- Antalya’da husumetliler sokakta çatıştı. Bir mermi, dükkanının önünde oturan esnaf Erhan Subaşı’nın (52) kalbine isabet etti.
Vs., vs., vs…
Hemen her gün onlarca böyle haber basında yer alıyor ve de çoğalarak…
Silahlara çok kolay ulaşılabilen ülkemizde olaylar böylesine artarken biliyorsunuz infaz yasasında yeni düzenleme yapılıp bir yazısı nedeniyle tutuklanan gazeteci ya da milletvekili seçilen şahıs salıverilmiyor da, “cinayet, yaralama, cinsel saldırı, uyuşturucu ve hırsızlık gibi suçlardan ceza alanlara” kısmi af getirilmiş bulunuyor…
Bu suçları işleyenler öylesine mutlularmış ki; 15 Temmuz’da yürürlüğe giren düzenleme sonucu pek çok tutuklu, itirazlardan vaz geçip, haklarındaki mahkumiyet kararlarının bir an önce onanarak kesin hükme bağlanması için mahkemelere dilekçe yağdırmış.
İngiltere, bu suçlara ağır cezalar getirmek için hazırlık yapa dursun Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler sık sık infaz sistemi üzerinde oynayarak aflar getiriyorlar bir takım suçluları salıvermek için…
Toplumda artan suç oranlarının ve silahlanmanın ceza infaz sistemiyle yakından ilgisi olduğunu vurgulayan Avukat, Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, cezaevlerindeki yoğunluğun infaz uygulamasına engel olmaması gerektiğini söylüyor…
Ve de suçlu insan sayısını azaltmak lazım… Yeni cezaevleri yapmak, doldurmak marifet değil yani…
Bunun için de; hukuk sisteminin adil ve hızlı bir şekilde çalışması sağlanmalı, Prof. Mustafa Ruhan Erdem’in de dediği gibi; “hukuk sistemine güven” yeniden tesis edilebilmeli…
Herkes adaletin adilane uygulandığından emin olmalı…
Sokaklar çetelere, uyuşturucu mafyalarına teslim edilmemeli…
Bireysel silahlanma önlenmeli…
İnsanların sokaklarda, evlerinde bir katil kurşunla vurulmayıp, huzur içinde yaşamaları sağlanmalı…
Umarız gereği için ciddi adımlar atılır…
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101’inci yılı kutlu olsun… Bu ülkeyi kurtaran ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği geçen herkesi saygıyla anıyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN