İlginç bir dünyada yaşıyoruz.
Terör ekenler terörle mücadele ediyorlar! Savaşları tezgahlayanlar, çıkaranlar dünyaya barış getirmek için mücadele ettiklerini ileri sürerek savaş çıkardıkları ülkelere yoğun bir şekilde silah satıyorlar.
Daha bugün bir gazetede NATO gemilerinin Boğaz’dan silahlarla geçişinin resmi yayımlanıyor…
Farkında mısınız bilemiyoruz, ama terörle sarsılan Fransa’nın başkenti Paris’te “İklim Konferansı” sürüyor…
İklimin gerçek savunucuları doğaseverlere “biber gazlı” müdahaleyle başlayan ve Cuma günü sona erecek olan 12 günlük “İklim Konferansı” öncesinde Birleşmiş Milletler (BM) iklim değişikliğinin neden olduğu acı bilançoyu açıkladı. BM’nin hazırladığı rapora göre, son 20 yıl içinde iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen felaketlerde 600 binden fazla kişi hayatını kaybederken 4.1 milyon kişi de yaralandı. Felaketlerin vurduğu ülkelerin başında, karbon salınımının başını çeken ABD’nin olması dikkat çekici bir ayrıntı olarak kayıtlara geçti. Toplamda 6 bin 457 doğa olayının mercek altına alındığı BM raporuna göre, dünya ekonomisi her yıl 300 milyar dolar zarar etmekte…
195 ülke ve kurum temsilcileriyle, 147 devlet ve hükümet başkanının katıldığı 21. Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde küresel ısınma ve hava kirliliği sorunlarına çözüm aranıyor. Küresel ısınmaya yol açan sera gazı ve en büyük sera gazı etkisini yaratan fosil yakıt kullanımının azaltılması, fosil yakıt rezervlerinin üçte ikisinin yer altında bırakılması, yüzyıl içinde yenilenebilir alternatif enerji yöntemlerinin uygulamaya konulması için pazarlıklar yapılıyor.
2050 yılına kadar fosil yakıtların terk edilmesinin konuşulduğu zirvede, toplam 3.4 trilyon dolarlık varlığa sahip 500’den fazla kuruluş bundan böyle fosil yakıt şirketlerine yatırım yapmayacakları taahhüdünü vermiş durumda. Örneğin büyük sigorta şirketlerinden Allianz, kömür şirketlerine yaptığı 630 milyon Avroluk yatırımı çekti ve önümüzdeki 6 ay zarfında rüzgar enerjisi alanında çalışan şirketlere 4 milyar Avro’lık yatırım yapacaklarını duyurdu…
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişiklikleriyle mücadele etmeleri için 2020 yılına 100 milyar dolarlık kaynak ayrılmasında uzlaştılar. Ancak 2020 yılından sonra uzun vadeli “karbonsuzlaşma hedefi” için ayrılacak kaynak konusunda henüz uzlaşmanın olmadığı konferansın açılışında konuşan dünyanın en büyük “iklim kirleticisi” ABD’nin başkanı Barack Obama, iklim değişikliklerindeki sorumluluklarını kabul etti. Ancak Obama ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları “karbon salınımının azaltılması” konusunda umut vaat etmedi…
Erdoğan’ın 2030 yılına kadar belirlediğimizi söylediği yol haritası, fosil yakıt yakma tüketimini kısmaktan öte artırmayı amaçlıyor.
Birgün’ün haberine göre, 1990-2013 yılları arasında sera gazı salımı Türkiye’de ortalama senede yüzde 3.9 artmış durumda. Türkiye yol haritasında ise 2030 yılına kadar bu değerin senede yüzde 5.7 artacağını öngörüyor ve salımı senede yüzde 4.2 artırmayı taahhüt ediyor. Yani Türkiye’nin “çevreci senaryo” diye öngördüğü değer dahi fosil yakıt tüketimi ve karbondioksit salınımında geçmişe oranla daha hızlı bir artış demek…
Dünyayı yönetenler ve uyguladıkları politikalarla dünyanın kirlenmesine, iklimin bozulmasına yol açanlar Paris’te hava kirliliğine ve küresel ısınmaya karşı çareler araya dursunlar Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre Komisyonu’ndan ilginç bir öneri geldi: “Dünya Çevre Ceza Mahkemesi kurulsun…”
“İnsanlığın geleceği için hemen şimdi dünya avukatları birleşsin” manifestosu yayımlayan TBB, dünyada fosil yakıt kullanımına dayalı endüstri ve ulaşım sektörünün küresel ısınmaya neden olan sera gazını her geçen gün daha da arttırdığını belirterek yaşanabilecek iklim felaketlerine dikkat çekti. Küresel ısınma sonucu buzulların erimesi, sera gazını emen ormanların artan sıcaklık, artan yangınlar sonucu azalması karşısında hükümetlerin kayıtsız kaldığının ifade edildiği manifestoda, “Paris’teki iklim zirvesinin bu yok oluşu engellemekten çok geciktirmeye odaklanmış bir görümü olduğuna” dikkat çekildi.
Politikacıların küresel ısınmayı sınırlandıracak anlaşmaları imzalamadıklarını dile getiren TBB, insanlığın ortak geleceğini kurtarabilmek için dünya avukatlarına “Dünya Çevre Ceza Mahkemesi”nin kurulabilmesi için çağrıda bulundu…
Çocuklarımıza savaşsız, terörsüz, iyi bir çevrede yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek dileğiyle…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN