Herkes mi kafayı yedi?
Türkiye’nin dört bir yanına pıtrak gibi merdiven altı üniversite kurulurken cahillik almış başını gidiyor…
Hoşgörü…
İyi niyet…
Sevgi, saygı…
Adalet sisteminin, hukukun tartışıldığı, güvensizliğin git gide arttığı ortamda; bizi biz yapan her şey yok olmuş durumda…
Dedik ya hoşgörü, iyi niyet, sevgi, saygı yok olmuş durumda…
Sokaklarda zaman zaman yaşanan çatışmalarda zaten masum insanların öldürülmesine tanık oluyoruz…
Bu kez de; Urfa Viranşehir’de çocukların kavgasına büyükler de karışınca İbn-i Sina Meslek Lisesi önünde akraba iki grup resmen çatışmış..
Akraba olabilirler, ama acıma duyguları sıfırın altında olan bu iki grubun saat 16.30’daki çatışmasında ortalık bir anda savaş alanına dönmüş, okul çıkış saati olduğu için kurşunlar öğrencilere de isabet etmiş…
Evlerine gitmek üzere servis minibüsünde oturuyormuş 16 yaşındaki Sümeyye Yeten ile Ömer Faruk Çınar…
Vurulmuşlar…
Ah ki, ah…
Onların da aralarında bulunduğu 16 kişi yaralanmış bu akraba çatışmasında…
Olay yerine gelen polislerin havaya ateş etmesiyle ancak son bulmuş çatışma…
Çocuk için kavga eden, birbirine acımasızca silah sıkanların canı cehenneme de…
Ya servis minibüsünde evine giderken bu şehir eşkıyalarının kurşunlarının isabet ettiği 16 yaşındaki Ömer…
16 yaşındaki Sümeyye…
Masum iki genç…
Kim bilir ne hayalleri vardı?
Ve şehir eşkıyaları okuldan çıkmış evine gidecek olan bu iki masum çocuğu öldürmüş…
Maganda bu, şehir eşkıyası bu… Hiç durmuyor… Azalmak şöyle dursun, her geçen gün de sayıları arttı, artıyor…
İstanbul Arnavutköy’de de aracını bir iş yerinin önüne park etmek isteyen sürücü ile esnaf arasında tartışma çıkmış. Sinirlenen otomobil sürücüsü, (malumunuz magandalar çok rahat araçlarında, bellerinde silahlarla dolaşıyorlar) silahını çekmiş esnaf Fuat Öztürk ve Kurtuluş Tüysüz‘e ateş etmiş…
Olayda işyeri sahiplerinin yanı sıra annesiyle birlikte okuldan dönen 7 yaşındaki Yusuf’un da mermi yüzünü sıyırmış…
Düşünebiliyor musunuz bu küçücük çocuğun yaşadığı şoku…
Biliyor musunuz bilemiyoruz, Ankara Mamak’ta da birkaç gün önce, trafikte yol verme tartışması kanlı sonuçlanmıştı…
Tartışmanın büyüyüp kavgaya dönüşmesi üzerine silahına sarılan Süleyman K., tartıştığı Hacı Sarıkaya ile ağabeyi Süleyman’ı öldürmüş, kendi torunu Tevfik’i de yaralamıştı…
Karabük Cumayanı köyünde 14 yaşlarında üç çocuk, duvarın üzerine konserve kutularını koymuşlar havalı tüfekle atış talimi yapıyor…
Eee, televizyonlarımızda dizilerimizde görüyorlar, ellerinde internetteki oyunlardan etkileniyorlar…
Onlar da çok büyük iş yapıyormuş havalarındalar…
Sonuç mu?
Hedefi vuracakken oradan geçen 59 yaşındaki Hüseyin Ulus’u vurup, öldürmeyi başarmışlar…
Ey analar, babalar, çocuk doğurmak kolay, ama onun hamurunu yoğurmak, insan olarak yetiştirmek işlerin en zoru emin olun…
Ve yeniden İstanbul’a dönelim… Yer Bakırköy Kocatepe Mahallesi… Bir avukat… Hukuk bürosunun olduğu binada bir elinde satır, bir elinde kılıç… Küfür edip bağırarak apartmanda dolaşıyor… Bağırtıları duyup koridora çıkan meslektaşı başka bir avukatı görünce bu kez ona saldırıyor…
Allahtan diğer avukat hızla olay yerinden kaçmış… Ama o bu kez satır ve kılıçla sokağa inip, yoldan geçen araçlara da saldırmış…
İnanılmaz değil mi?
Ama tüm bunlar bu güzel ülkemizde yaşanan üzücü gelişmeler, gerçekler…
Nasıl geldik bu noktaya?
Ne olacak bu halimiz?
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN