2014 yılını savaşlar, çatışmalar, acılar eşliğinde geride bırakmak üzereyiz… BM Çocuklara Yardım Fonu (Unicef) yılın son günlerinde yaptığı yazılı açıklamayla, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde her beş çocuktan birinin insani yardımdan yoksun olduğunu bildirdi…
Açıklamada, ağır, yetersiz beslenme sorunu yaşayan 5 yaşın altındaki 5 bin çocuğun da tedavi göremediğine dikkat çekildi…
Ülkedeki ekonomik durum, yollara barikat kurulması, yağmalama eylemleri ve insani yardım kuruluşlarını hedef alan saldırılar nedeniyle 620 bin kişinin temel sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını kaydeden Unicef, 250 bin kişinin içme suyuna erişiminin bulunmadığını ve 33 bin çocuğun da kızamık aşısı olmadığını vurguladı…
Unicef, bu yıl ortalama her gün en az bir çocuğun öldürüldüğü ya da işkenceye maruz kaldığını açıkladı. Yardım kuruluşu, ülkedeki çatışmalar nedeniyle yaklaşık 500 bin çocuğun evinden kaçmak zorunda kaldığını da belirtti…
İngiliz Sivil toplum kuruluşu “Save The Children”ın yayımladığı raporda ise ülkede BM güçlerinin bulunmasına rağmen yaklaşık 10 bin çocuğun asker olarak kullanıldığı belirtildi. “Çatışma bölgesindeki tuzaklar” adlı raporda, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2012’de başlayan iç savaştan bu yana silahlı gruplar tarafından asker olarak kullanılan 18 yaşın altındaki kız ve erkek çocukların sayısının 4 kat arttığı vurgulandı. Raporda, bu çocuklardan bazılarının silahlı gruplarca kaçırıldığı ya da asker olmaya zorlandığı, bazlarının ise para, korunma ya da bazen sadece karınlarının doyurulması ve giysi verilmesi karşılığı asker olarak yetiştirilmeyi kabul ettiği kaydedildi. Çocuk haklarıyla ilgili uluslararası çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşu, bazıları sadece 8 yaşında olan ve genellikle çatışma bölgesine mühimmat taşıyan çocukların yetişkin grup üyeleri tarafından fiziksel ve duygusal şiddete maruz kaldığı, bazılarının öldürme ya da başka şiddet eylemlerinde bulunma emri bile aldığına dikkati çekti.
Unicef’in Batı ve Orta Afrika Genel Müdürü Manuel Fontaine, tecavüze uğrama ve cinayete kurban gitme riskiyle karşı karşıya bulunan birçok öğretmen, doktor ve yardım kuruluşu görevlisinin her gün çocuklar için hayatını tehlikeye atarak çalıştığını bildirdi.
Tüm tehlikelere rağmen ülkedeki yaklaşık 1.4 milyon kişiye ilaç yardımı, 1 milyondan fazla çocuğa da çocuk felci aşısının yapıldığı, ailelerin sıtmadan korunabilmesi için yaklaşık 550 bin cibinlik dağıtıldığı ve yetersiz beslenen 22 bin 300 çocuğun tedavi edildiği de açıklandı. Unicef, 2015’te de acil yardım programlarını sürdürebilmek için uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu…
Aslında Türkiye ve dünyanın pek çok ülkesinde de çocuklar açısından durum aynı. Savaşlar ve çatışmalar, yaşam koşulları nedeniyle göç eden 10 binlerce aile, çocukları göç ettikleri ülkelerde sefaleti yaşıyor. Türkiye’de doğan, yaşayan pek çok çocuğun durumu da Afrika ülkelerindeki çocuklardan çok daha iç açıcı değil…
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da 23 Ocak 2014 tarihinde “Bronşit teşhisi” konulan 2 yaşındaki Muhammet Miraç Şimşek’in iğne yapıldıktan sonra ölmesi üzerine “Çocuk ölümleri” konusunu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımış ve Sağlık Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermişti. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği yanıtlar Türkiye’de 2008-2013 yılları arasında özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan çocuk ölümleri konusunu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kayıtlarına göre, 2009 yılında Doğu Anadolu bölgesinde 3 bin 89, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise 4 bin 997 olmak üzere toplam 5 yaş altı 8 bin 86 çocuğun öldüğünü belirten Sağlık Bakanı, 2013 yılında bu rakamın toplam 6 bin 857’ye (2 bin 576 Doğu, 4 bin 281 Güney Doğu) gerilediğini bildirdi…
TÜİK’in 2013 rakamlarına göre , Türkiye’de bebek ölüm sayısı 13 bin 900. Yani her bin canlı doğum başına 10.8 bebek ölümü söz konusu oldu. Bebek ölüm hızı illere göre incelendiğinde, 2013 yılında bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il binde 25.1 ile Kilis oldu. Onu, binde 17.2’yle Batman ve Gaziantep, binde 17.1 ile Van ve binde 16.8 ile Ağrı izledi. Bebek ölüm hızının en düşük olduğu il ise binde 5.3 ile Tunceli oldu. Tunceli’yi binde 5.8’le Rize, binde 6.3’le Kırşehir ve binde 6.5’le Bartın izledi.
Yine TÜİK’e göre 1 ayını doldurmadan ölen bebeklerin oranı 2013 yılında yüzde 64.7 oldu. 2013 yılında bebeklerin yüzde 13.8’i ilk gün, yüzde 30.6’sı 1-6 günlükken, yüzde 20.3’ü ise 7-29 günlükken öldü.
1-4 aylıkken ölen bebeklerin oranı ise yüzde 22.8…
Unicef’in değerlendirilmeleriyle kıyasladığımızda bu sadece bebek ölümleri eşleştirilmesi. Kaçırmalar, tacizler, tecavüzler, cineyetler değerlendirmesinde de Türkiye ile ilgili pek çok rakamlar ortaya koymak, eşleştirmek mümkün…
21. yüzyılda yeni bir yılı yani 2015’i karşılarken ülkemizde de daha dünyaya gelmeden ve de geldikten sonra bebeklerin, çocukların durumu böyle…
Yeni yılda tüm dünya çocuklarının insani yardımdan yoksun olmamalarını diliyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN