Post image
Hayatımızın dönüm noktası

ali-abaday-1249-96x119Ali Abaday (jpardaillan@gmail.com)

Bu yılın Oscar şampiyonu “Birdman or the Unexpected Virtue of Ignorance/ Birdman veya Chailliğin Umulmayan Erdemi”nde tiyatronun kulislerinde, odalarında ve koridorlarında olanları görmüştük. Filmin sonunda ise kimi eleştirmenlere göre Riggan Thomson’un tiyatroya yeni bir soluk getiren performansını izlemiştik.

Barry Levinson’un yönettiği ve başrollerinde Al Pacino ile Greta Gerwig’in yer aldığı “The Humbling/ Dönüm Noktası” ise sanki Birdman’in kaldığı yerden devam edişini anlatan bir şekilde başlıyor. Bu sefer de ana karakter bir oyuncu –ancak biraz yaşlanmış– eski yeteneğini kaybettiğine inanıyor.

Simon Axler’ı (Al Pacino) kuliste hazırlanırken görüyoruz, repliklerini tekrarlarken sırası geldiği için sahneye doğru yürümeye başlayan Simon bir anda kendisini tiyatronun dışında buluyor, görevli kendisini tanımadığı için ön kapıdan salona girmeye çalışıyor. Derken hepsinin bir rüya olduğu ve Simon’ın hâlâ kuliste olduğu ortaya çıkıyor.

Bu noktadan sonra ise film Simon’ın kendisini sahneden atması, evinde intihara teşebbüs ettiği için bir kliniğe yatırılması ve ardından eski bir arkadaşının (Dianne Wiest) lezbiyen kızı Pegeen Mike Stapleford (Greta Gerwing) ile olan ilişkisini anlatıyor.

the-humbling_3739920

Bütün hayatını sahnede farklı karakterleri oynayarak, başarılı olarak geçirmiş, evlenmemiş ve çocuğu olmamış Simon’ın yaşlanınca düştüğü bunalım esasında modern toplumda herkesin başına gelebilecek bir durum. Kendisini işe yaramaz hisseden, karşısındaki insanlar kendilerini açtıklarında bile rol yaptıklarını zanneden Simon’ın hayatı Pegeen ile tanışınca değişiyor.

Yılların yıprattığı, artık eski cazibesi ve enerjisi kalmayan Simon Pegeen’in enerjisi ve gençliğiyle yeniden hayat buluyor. Pegeen’i aklındaki kadına çevirmek için uğraşırken esasında onun hiçbir zaman istediği kadın olamayacağını göremiyor.

Zaten ilişkilerde bir tarafın diğerini değiştirme isteği hep de bu nedenle hüzünle sonuçlanır. Simon da Pegeen’in ne kadar değişirse değişsin temelinde kendisi olduğunu fark edemiyor ve kimi zaman hayalî kimi zaman gerçek kavgalarıyla onu kaybetmeye başlıyor.

Bu arada Simon’ın klinikte tanıştığı, kocasının küçük kızını taciz ettiğini görüp onu öldürmek için Simon’dan yardım isteyen Sybil (Nina Arianda) ve Pegeen’in ameliyatla erkek olan eski sevgilisi Prince (Billy Porter) Dönüm Noktası’nın ilginç yan karakterleri.

Philiph Roth’un kitabı daha çok yaşlı bir erkeğin cinsel fantezileri olarak görülüp eleştirilmişti. Buck Henry ve Michal Zebede ise senaryoda bunu azaltıp, daha çok Simon’ın hayalleri olarak görmüşler. Simon’ın başarısızlıkla ilgili takıntısı filmde pek anlaşılmasa da, sahne ile gerçeğin karışımı, yaşlandıkça düşülen yalnızlık ve gençliğin enerjisinin kimi zaman hayatı nasıl değiştirdiği Dönüm Noktası’nda iyi bir şekilde anlatılmış.

Usta oyuncu Al Pacino ile Barry Levinson’ın yeniden biraraya geldiği Dönüm Noktası ne yazık ki beklentileri karşılamıyor. Senaryodaki kimi açıklar ve filmin bazı sahnelerde ne yöne gideceğinden emin olamaması Dönüm Noktası’nın zayıf yanları. Yine de Al Pacino’nun kimi iyi sahneleri için izlenebilir.

595577.jpg-r_160_240-b_1_D6D6D6-f_jpg-q_x-xxyxxTHE HUMBLING/ DÖNÜM NOKTASI
Yönetmen: Barry Levinson
Senaryo: Buck Henry ve Michal Zebede
Görüntü Yönetmeni: Adam Jandrup
Oyuncular: Al Pacino, Greta Gerwig, Nina Arianda, Kyra Sedgwick

(Taraf,17.04.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN