Seçilmiş belediye başkanlarının yerine “kayyum ataması” diyeceksiniz elbette…
Haber ajanslarından ANKA’nın haberine göre; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2016 yılından itibaren belediyelere 160 kez kayyum atandı…
İster kayyum deyin, isterseniz kayyım aynı kapıya çıkıyor…
Esenyurt Belediye Başkanı’nın sabaha karşı kapısı kırılarak gözaltına alınmasıyla başlayan yeni kayyum süreci dün de, Martin, Batman, Halfeti belediyelerine kayyum atanmasıyla devam etti…
Bu yaşanan süreçle birlikte bir anda; ekonomide yaşanan ve halkı canından bezdiren zam furyaları, ortaya çıkarılan ve akıllara durgunluk veren doktor-hemşire çetesi olayı yani “yenidoğan bebek” ölümleri, yani ülkedeki ahlaki çöküşün bebek ölümlerinden kazanç sağlama vicdansızlığı noktasına kadar geldiği durum, uyuşturucunun ilkokulların önünde pazarlanması, uyuşturucu satıcılarının sokaklarda çatışması, bireysel silahlanmadaki artış, yaygınlaşan uyuşturucu kullanımının şiddetin, cinayetlerin artmasındaki etkisi, art arda yaşanan ve dikkat çekmeye başlayan üniversiteli gençler, asker-polis ya da atanamayan üniversiteli intiharları vs. bir kenara atıldı…
Ama gündemi değiştirmek mümkün mü?
Bizce hayır…
Birileri duyup görmese de, görmemezliğe gelse de, görünmez kılmaya çalışsa da, İstanbul’un göbeğinde, Kağıthane’de 53 yaşında evli, çocuk sahibi 53 yaşındaki bir sapığın eline bıçak alıp, iki genç kızın yaşadıkları evin kapısına dayanıp cinsel tacizde bulunmaya cesaret ettiği bir dönemi yaşıyoruz…
Bugün yine ayrılığı kabul edemeyen iki erkeğin iki kadını katlettiği gazetelerde?
Şiddet sarmalının böylesine arttığı, ahlaksızlığın zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz ve bu gündem değişmez…
Değişmesi de mümkün değil…
Adalete olan güvenin ne denli azaldığı ortada… Gençler arasında işsizlik her geçen gün artıyor… Ve KPSS’de en yüksek puanı da alsa gençler işe giremezken düşük puan alanlar işlere yerleşebiliyorlar… Gençler, artan kiralar ve geçinme sorunu nedeniyle üniversite sınavına girerken bile bir başka kentte okumayı göze alamıyor artık, gelecekleri için umutlanamıyorlar…
Genç intiharları, işsizlik intiharları, geçinememe intiharlarındaki yoğun artışlar dikkat çekiyor.
Televizyonlarda görmüşsünüzdür; daha birkaç gün önce Ankara’da işsiz bir genç psikolog (ki hemen belirtelim ülkede hemen herkesin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğu, en çok psikolojik ilaçların satıldığını bilmeyen yoktur herhalde) Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili odalarının da bulunduğu halkla ilişkiler binasının tepesine çıkarak intihar girişiminde bulundu.
Kendisi; Meclis Koruma Daire Başkanı Ahmet Birtan Erol’un uzun ikna çabaları sonucu çıktığı yerden indirildi. İfadesi alındıktan sonra ambulansa bindirilerek hastaneye sevk edildi.
Umarız hastaneye gönderenler, onun işsizlik sorununu çözmüşlerdir…
Düşünsenize 34 yaşına gelmiş bir insan, üstüne üstlük bir psikolog ve hayatını sürdürebileceği bir işe sahip olamıyor…
Ve pek çok genç, üniversiteyi bitirmesine rağmen bu durumda… Zorluklar içerisinde…
Samsun’un Asarcık İlçesi’nde Sosyal Yardımlaşma Vakfı için yapılan personel alım mülakatında, katılanlara hangi takımı tuttuğu gibi abuk sorular sorulurken ve puanı düşük kişinin işe alındığı yani torpil iddiaları ayyuka çıkarken mülakat sınavına giren PDR mezunu Doğuş Can Kavaklı, 2 Ekim günü eşyalarını topamak içen gittiği yurdun altıncı katından atlayarak yaşamına son vermişti…
Bu zorlukları yaşayanlardan birisi de 30 yaşındaki Hakan Durgut’tu…
2018 yılında matematik öğretmeni olarak mezun olmuştu. Bursa’nın Orhaneli İlçesi’nde ailesiyle yaşıyordu. 6 yıldır ataması gerçekleşmemişti…
Hani her intihara “psikolojik bunalım” yaftasını yapıştırıyoruz ya… İşte 30 yaşındaki Hakan, 6 yıldır ataması yapılmadığı için, yani işsizlik bunalımındaydı…
Evet öğretmen Hakan Durgut yıllardır atamayı beklemekten muzdaripti, mutsuzdu, üniversiteyi bitirmesine rağmen mesleğine atanmamıştı, yaşadığı bu süreç umutlarını yitirmesine neden olmuştu…
Ve üç katlı evlerinin en alt katında yaşamına son verdi…
Ne dersiniz Doğuş Can, Hakan ve onlar gibi çaresizlik içerisinde kıvranan, umutlarını yitiren gençlerin hakkı, buna neden olanlara helal olur mu?
Gündemlerin bu ülkede yaşayan herkesin yüzünü güldürecek hale gelmesi dileğiyle…
İyi haftalar
Umut Vakfı – 04.11.2024
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN