Post image
Gladyo imalatı 484 ‘sol örgütün’ otopsisi

SÜPERNATO pizza sever…

 

1980 Ağustos’unda Bologna tren istasyonu bombalandı. 85 kişi hayatını kaybetti.

 

Attila Hakan GANİMGİL

Gladyo’nun İtalya’daki suç tarihi inanılmaz bir öyküdür. İtalya’da 1980 yılına kadar terörü yöntem olarak benimseyen 484 adet illegal ‘sol’ grupçuk, iç savaş senaryosuna uygun olarak da 113 adet illegal ‘sağ’ grupçuk Gladyo imalâtı olarak sahaya sürüldü.

Ünlü gök bilimci Carl Sagan’ın “Bu evrende yalnız değiliz” öngörüsü, son elli yıldır içinde yaşadığımız terör ve kaos evreninde yalnız olmadığımızı sorgulatıyor.

Ülkemizde yaşanan kaotik terör döneminin, salt bize özgü olmadığını, NATO ağına giren her ülkenin bu kaos evreninde karadeliğe doğru hızla sürüklendiğini görmek için optik uzay teleskobuna gerek yok.

Henry Kissinger’in belirleyici rolü olduğu Amerikan devletinin çelik çekirdeği, Vietnam yenilgisini masaya yatırarak, dünya çapında kitleselleşen sol/aydınların emperyalizme karşı konumlanmaları/Vietnam Savaşı’na medyanın tavır almasının, yenilginin nedenleri olduğunu gördü.

Savaş sırasında, ABD ordusunun Vietnam vahşeti, bizzat Amerikan basınından, başta CBS televizyonundan ünlü gazeteci Walter Cronkite’ın yorumlarıyla yayınlanıyordu. Cronkite’ın editör raporunun ardından ABD Başkanı’nın çevresine, “Cronkite’ı kaybettiysem, Orta Amerika’yı da (Amerikan orta sınıflarını) kaybettim” dediği anlatılır. Dünya ve ABD medyası nispeten daha bağımsız ve gazeteciliğin temel ilkelerine bağlı yayın yapabiliyordu.

Vietnam değerlendirmesi, ABD devletine sol/aydınlar/medya ayaklarıyla yeni bir eylem planını gündeme getirir.

Bu eylem planıyla ABD, Vietnam Savaşı nedeniyle bütün dünyada yaşadığı tecriti kırmak için atağa geçti.

LENİN YERİNE LENNON OPERASYONU

Sola içteki operasyonların ilki, geçmişinde büyük işçi hareketlerine önderlik eden, sendikalar içinde erk sahibi olan Amerikan Komünist Partisinin sınıf mücadelesi hattından, feminizm, eşcinsel hakları, etnik azınlık hakları alanlarına çekilmesiyle, toplumsal etkisi sönümlenir.

Siyahiler içinde kitleselleşen, şehirlerde siyahilerin yoğun olduğu bazı bölgeleri kontrol altına alan, ırkçı Ku Klux Klan saldırılarına karşı milis gücü kuran ve Mao’nun bilimsel sosyalizme katkılarını benimseyen Kara Panterler (Black Panther Party) örgütünün merkez yönetimi; CIA tarafından uyuşturucu işine yönlendirilip, bu en çekindikleri örgüt likidite edilir.

Aynı yıllarda ABD’de 7 milyon üniversite öğrencisinden 250 bini politik mücadele içindedir. SDS (Student for a Democratic Society) gençlik örgütünün üye sayısı 100 bini geçer.

Doğal olarak ABD’deki gençlik hareketi başıboş bırakılacak değildir, anında “hippy ve psychedelic” akımı devreye sokulur.

Gençliğin “Savaşa Hayır” eylemlerine “Savaşma Seviş” sloganıyla girilir.

Psikedelik, bilinçlerde halüsülasyonlar yaratan başta LSD olan uyuşturucu sınıfıdır.

Bu uyuşturucu da “psikedelik rock” müziği ile gençlik içinde yaygınlaştırılır.

ABD müzik sektörü ünlü Beatles’in imitasyonu “Monkees-Maymunlar” müzik grubunu yaratıp, aydınlanan gençliği maymunlaştırma çabasına girişir. Lâkin Monkees yeterli etkiyi yaratamayınca ünlü Beatles ABD’ye getirilir. Beatles, uyuşturucunun kullanımını ve yaygınlaştırılmasını sağlayan şarkılar yapmaktadır. Kullandıkları sarı kapsül biçimindeki uyuşturucu “Yellow Submarine-Sarı Denizaltı” şarkısı sayesinde, “Sarı Bomba” namıyla ülkemiz gençliğine ulaştı.

“Lucy in the Sky with Diamonds” parçalarının baş harfleri LSD’yi ve Strawberry Fields Forever şarkısı, grubun lideri John Lennon’un kollarındaki iğne izlerini tarif eder.

John Lennon’un marihuana içtiği sırada “Remember” ve “Mind Games” şarkılarını bestelediğini gösteren video ise sözün bittiği yerdir. Lennon medya kullanılarak gençlik için bir idol haline getirilerek “Lenin yerine Lennon Operasyonu” tamamlanır.

Sanata müdahale ile sanatçıların toplumu aydınlatıcı yapıtları “didaktik” olarak nitelenerek, sanatçının mesaj vermemesi, yapıtın anlam içermemesi gereğine vurgu yapılarak anlamsızlığın ve hiçliğin “sanat akımı” postmodernizme yol verilir.

FARELİ KÖYÜN KAVALCILARI

Biz saydığımızda 1979 itibariyle çeşitli türlerden amip gibi bölünerek “Eylem her şey, hedef hiçbir şey” şiarını benimsemiş 49 adet sol grup olduğunu belirlemiştik.

1 Mayıs 1977’de Taksim’de, bugün artık HDP/PKK’nın ibriktarı haline gelen grubun içinden Gladyo’nun açtığı ateşle başlayan süreç, kısa zamanda sol grupların “silahlı mücadele”, ”öncü savaş”, “ şehir gerillacılığı” teorilerini hayata geçirip, birbirileriyle şiddet konusunda yarışan başı bozuk grupları ortaya çıkardı.

Silahlı mücadelenin “toplumun bilincinde bombalar patlatacağı”, “sistemle halk arasında kurulan suni dengenin bozulacağı” Carlos Marighella’nın “Gerilla El Kitabı’nı” hareket noktası olarak temel alan bu gruplar az da olsa halkla olan tüm bağlarını, vicdanlarını koparıp, bizzat mahallede, sokakta emekçinin başına bela olacak düzeye geldiler.

Gladyo’nun “Fareli Köyün Kavalcısı” işleviyle, etkiledikleri gençleri sığ sularda boğdurdular. 12 Eylül’e giden yolun taşları oldular.

SÜPERNATO İMALATI ÖRGÜTLER

Klasik sağ-sol çatışmasının ötesine geçip sol içi kanlı çatışmalar evresine geçildi.

Yalnız değildik… Coğrafyamıza kuş bakışıyla baktığımızda az öte de, Lübnan’da, siyonizm karşıtı aynı mahallenin çocukları iki Şii örgüt, Şii Emel ile Hizbullah keskin nişancılarla birbirlerini vuruyordu.

Yalnız değildik… 1969’daki Gladyo/SÜPERNATO’nun İtalya’daki tertibi Bologna Garı’nın havaya uçurulmasıyla başlayan süreçte bin civarında insan çeşitli suikast ve çatışmanın kurbanı oldu.

İtalyan Komünist Partisi’nin hükümette yer almaya yakın olduğu evrede Kızıl Tugaylar, Almanya’da Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu, Japon Kızıl Ordusu, Fransa’da Doğrudan Eylem, ABD’de Weather Underground Organization “WUO”, Belçika’da Savaşan Komünist Çekirdekler, Yunanistan’da 17 Kasım Hareketi, İspanya’da 1 Ekim Anti-faşist Devrimci Grubu, İngiltere’de Angry Brigade, dünyada emperyalizm ve sömürüye karşı gelişen kitle hareketleri yerine salt şiddete tapan, bireysel terörü benimseyen, eş zamanlı olarak ortaya çıkan sezonluk örgütler zuhur etti.

İtalya’da 1980 yılına kadar terörü yöntem olarak benimseyen 484 adet illegal “sol” grupçuk, iç savaş senaryosuna uygun olarak da 113 adet illegal “sağ” grupçuk Gladyo/SÜPERNATO imalâtı olarak sahaya sürüldü.

SÜPERNATO’nun “stay-behind”inin en aktif yeraltı çalışması yaptığı ülke İtalya’dır.

GLADYO İTALYA’DA NASIL ORTAYA ÇIKARILDI

Her ne hikmetse, 1990’da Sovyetler Birliği kendi yöneticileri tarafından yıkıma uğratılmasıyla birlikte bu örgütlerde tüm dünyada, eş zamanlı olarak buharlaştılar.

Türkiye dışında, Gladyo/SÜPERNATO’nun Avrupa’da gerilim stratejisi uygulamak için yerleştirdiği “stay-behind”in en aktif yeraltı çalışması yaptığı ülke İtalya’dır.

Türkiye’de olduğu gibi Gladyo (İtalyanca ölüm emri verme hakkı) gerilim stratejisiyle, hükûmet darbeleriyle Amerikancı yönetimler kurmayı amaçlar.

İtalya’da Gladyo’nun deşifre süreci İtalyan savcı Fellice Cason’un, 1972’de üç jandarmanın ölümüne yol açan bombalı saldırı davasında, patlayıcıların gizli bir örgüte ait depodan alındığı bilgisine ulaşmasıyla başladı. 1988’de Kuzey İtalya’da toprağa gömülü 127 silah ve patlayıcı depoları ele geçirilmesi süreci hızlandırdı. Savcının uyarısıyla harekete geçen parlamento bu gizli yapılanmayı soruşturdu. İtalyan medyası da sonuna kadar gidilmesi konusunda Casson’a tam destek verdi. Bilgisine başvurulan başbakan Giulio Andreotti örgütün varlığını kabul etti. Gladyo’ya bağlı örgüt yapılanmasının tüm Batı Avrupa ülkelerinde varolduğu ve bunlara ait tüm verilerin İtalyan istibaratı SİSMİ’nin arşivlerinde kayıtlıydı.

Moro’nun cesedi, Hristiyan Demokrat Parti ile İtalyan Komünist Partisi
merkezlerinin tam orta noktasına bırakılan bir arabanın bagajında bulundu.

Yapılanma tahmin edilenin çok ötesinde isimlerle irtibatlıydı. Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, Giulio Andreotti, dört bakan, istihbarat örgütünün üç başkanı, 48 bakan, 160 subay, iş dünyasından bankacılar, sanayiciler, diplomatllar ve Genelkurmay Başkanı’nın da üyesi bulunduğu P2 (Propaganda Due – Propaganda 2 ) Mason Locası’nın büyük üstadı Licio Gelli, Gladyo ile ilişkiliydi.

Gelli’nin CIA’dan 10 milyon dolar aldığı belirlendi. Gelli, 85 kişinin hayatını kaybettiği 1980 Ağustos’undaki Bologna tren istasyonun bombalanması tertibi nedeniyle 7 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

İtalyan Gladyo’su eylemleri ya doğrudan kendi ya da patlayıcı ve silah sağladığı sahte sol örgütleri kullanarak yapıyordu. Temiz iş çıkarıp, iz bırakmamak ve hedef şaşırtmak için CIA jargonunda suikast ve bombalama eylemlerinde “false-flag” (yanlış bayrak) yanlış kartvizit bırakma yöntemini kullanıyorlardı. Gladyo/SÜPERNATO’nun en trajik, en acımasız cinayetlerinden biri eski İtalyan Başbakanı ve Hristiyan Demokratların lideri Aldo Moro’nun katledilmesidir.

Gladyo’dan kumandalı sahte sol örgüt, Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıp 55 gün boyunca rehin alındıktan sonra öldürüldü. Saat sabah 9’u birkaç dakika geçe kaçırılmasına rağmen bu olay bir radyo tarafından 8.30’da duyurulmuştur.

Kaçırıldığı anda sokakta İtalyan ordusuna mensup yüksek rütbeli biri vardı. Bu askeri görevli ifadesinde, sabahın saat 9’unda bir arkadaşıyla öğle yemeği yemeye gittiğini söylemiştir. Gladyo pizza sever!

Moro’yu kaçıran arabanın izlediği yolda bulunan devriye aracının birkaç dakika evvel geri çağrılması, olay anında çekilen resmin ortadan kaybolması, Gladyo eyleminin pek de temiz bir iş çıkarmadığını gösterir. Cinayetin ardından, Andreotti Hristiyan Demokratların lideri oldu.

ALDO MORO’NUN SUÇU NEYDİ?

Moro, İtalya’yı istikrara götürecek bir Hristiyan Demokrat Parti–İtalyan Komünist Partisi koalisyon hükümeti kurma çalışmasındaydı. Moro’nun eşi Eleonora, Henry Kissinger’in kocasını telefonla arayarak Komünist Parti ile işbirliğine gitmesi konusunda, “Bunu pahalıya ödeyeceksin!” şeklinde tehditkâr bir ifade kullandığını belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığının Uluslararası Kriz Yönetimi uzmanı ve rehine olaylarında arabuluculuk faaliyetlerini yürüten görevlisi Steve Pieczenik, “Aldo Moro’yu biz öldürdük” adlı kitabında ilginç itiraflarda bulundu. Moro’nun Komünist Parti ile parlamentoda ittifak arayışına girdiği için ABD tarafından biletinin kesildiğini belirtildi.

Kaçırıldıktan 55 gün sonra Moro’nun cesedi, Hristiyan Demokrat Parti ile İtalyan Komünist Partisi merkezlerinin tam orta noktasına bırakılan bir arabanın bagajında bulundu. Moro, henüz öldürülmeden önce İtalyan devlet televizyonu RAI’de ölüm haberi yayınladı.

Moro’nun parlamentoda İtalyan Komünist Partisi ile Hıristiyan Demokratların işbirliğini öngören önemli bir oylamanın yapılacağı günün sabahında kaçırıldığını anlatan Amerikalı diplomat Pieczenik, İtalya’da İçişleri Bakanı Cossiga başkanlığında kurulan kriz komitesinde görev aldı.

Pieczenik, Kriz Komitesinin Moro daha öldürülmeden, Kızıl Tugaylar adına sahte bir bildiri hazırlanarak İtalyan Başbakanı’nın öldürüldüğünün ilan edilmesi kararı aldığını ifade etti.

Bir Fransız televizyonunda yayımlanan belgesel programda da Cossiga, Kriz Komitesinin Moro’nun ölümünden önce öldüğünü iddia eden sahte bir bildiri yayımlama kararı aldığını doğruladı.

Ardından Andreotti, Hristiyan Demokratların lideri oldu.

Andreotti, İtalyan Gladyo’sunun yargılandığı mahkemede “Bana yönelik ithamlar çok ayıp, İtalya’da solun iktidarını engellediğim için bana madalya verilmelidir.” dedi.

İşte Gladyo’nun İtalya’daki suç tarihinden bir kesit…

(Aydınlık, 16.08.2022)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN