Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (DÜKAM) düzenlediği “Flört Şiddeti” başlıklı söyleşide, şiddetin bir başka boyutu incelendi.
Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hacer Gülen Savaş’ın moderatörlük yaptığı söyleşide; Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Terzioğlu bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Şiddetin her türlüsünün insanlık dışı olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Prof. Terzioğlu, şiddetin normalleştirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Şiddetin normalleştiği ailelerdeki çocukların da bu tür davranışlar karşısında sesiz kaldıklarını ifade etti. Ayrıca gelenekler nedeniyle kadınlarla özdeşleştirilen bazı işlerin de erkeklerin en doğal hakkıymış gibi kadınlardan istenmesinin yanlış olduğunun altını çizdi.
Flört şiddetini, diğer şiddet türlerinden ayıran iki temel faktör olduğunu söyleyen Prof. Dr. Terzioğlu, “Flört şiddetinde akran baskısı çok fazla oluyor. Başkalarının önünde şiddet daha fazla uygulanıyor, daha kötü ve haşin davranış, akranlarına kendi gücünü göstermek isteme çabası ve olayı görünür hale getirmek amacını taşır. İkinci olarak ise flört esnasında şiddet uygulamanın birer erkeklik gösterisi olduğu, arkadaşları arasında kabul görmek için şiddet uygulaması gerektiğine yönelik inanç ve düşünceler etkili oluyor” şeklinde konuştu.
“Şiddete uğrayan utanma duygusuyla hareket ediyor”
Flört şiddeti alt boyutlarını; fiziksel flört şiddet, duygusal/sözel flört şiddet ve seksüel/cinsel flört şiddet olarak gerçekleştiğini söyleyen Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, fiziksel flört şiddette; tırmalamak, tokat atmak, itmek, boğmak, yakmak, dövmek, silahla yaralamak gibi eylemlerin olduğunu, duygusal/sözel flört şiddette; aşağılamak, arkadaşlarının önünde küçük düşürücü davranışlarda bulunmak ya da azarlamak gibi fiziksel bir öğe içirmeyen; ancak karşıdakini psikolojik olarak yaralayan ifadeleri barındırdığını ifade etti.
Seksüel/cinsel flört şiddette ise; tecavüz, tecavüz girişimi ve doğum kontrolü ile kürtaj gibi eylemlerin olduğunu katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, şiddete uğrayanların birçoğunun utanma duygusuyla hareket ederek sessiz kaldığını, bunun son derece yanlış bir davranış çeşidi olduğunu vurguladı.
Psikolojik(duygusal) şiddete de değinen misafir konuşmacı, “Duygusal şiddet psikolojik temellere dayanan ve güç ilişkisinden kaynaklanan, birey üzerinde (ya da grup üzerinde) görünmez kontrol mekanizmaları kurmayı içeren bir durumdur. Şiddete maruz kalan birey bu durumu içselleştirmekte, hatta durumu normal kendi suçu şeklinde algılamakta ve yardım talebinde bulunmamaktadır” diyerek psikolojik şiddete karşı bireyleri uyardı.
Herkes şiddetin bilinmeyen karanlık sokaklardan geleceğini düşündüğünü; ancak şiddetin yüzde 85’inin tanık kişilerden geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, şiddete uğrayanların; esrar kullanımı, anlık krizler, davranış bozuklukları gibi sağlık sorunlarıyla karşılaştığını söyledi.
Konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘e de yer veren Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, “Atatürk; hiçbir hak talebinde bunmayan kadınlara çok önemli haklar verdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınlarının değerini bilmeyen, onlara hak ettiği değeri vermeyen milletlerin ilerleyemeyeceğini söyleyerek, kadınların bir milletin gelişiminde ne denli önemli olduğunu gösterdi” ifadeleri ile sözlerini sonlandırdı.
(Düzce Manşet, 13.03.2021)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN