Post image
Elbette ki demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez,  ama…

darbe-girisimi-sonrasi-t-c-devleti-adiyla-halka-cagri-mesaji-160918-5

Darbeleri, hukukun üstünlüğüne inanan, gerçek demokrasiyi savunan hiç, ama hiç kimse savunmaz, savunamaz…

Demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez…

Türkiye Cumhuriyeti tarihi darbe ve darbe girişimleriyle doludur.

1980 askeri darbesinden yaklaşık 36 yıl sonra 15 Temmuz 2016 günkü darbe girişimini hep birlikte yaşadık… Önceki darbe ve darbe girişimleriyle kıyaslayınca ilginç bir darbe girişimiydi… Daha öncekilerde sabaha karşı her şey olup bitmiş, başbakan, bakanlar, muhalefet partisi yöneticileri darbeciler tarafından gözaltına alınarak etkisiz hale getirilmişti… Bu kez 15 Temmuz Cuma günü akşam saat 21.30’da darbe girişimiyle sarsıldı Türkiye… Meclis’e dahi bomba yağdırdı Türk Hava Kuvvetleri uçakları…

Ve Cumhurbaşkanı’nın halkı sokağa sahip çıkmaya çağırmasıyla da sadece “girişim” olarak kaldı… Ancak önceki gün Bakanlar Kurulu’ndan çıkışta Başbakan Binali Yıldırım’ın da açıkladığı gibi “60’ı polis, üçü asker, 145’i sivil toplam 208 kişi demokrasi şehidi” oldu…

Darbe girişiminin hemen akabinde kıran kırana bir mücadele yaşanırken bir yandan da Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 541’i ilk derece idari yargıda, 2 bin 204’ü ilk derece adli yargıda olmak üzere toplam 2 bin 754 hakimi açığa aldı. Medyada yer alan haberlere göre, beş HSYK üyesinin de üyeliklerini düşürdü. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olduğu öne sürülen 10 Danıştay üyesi de gözaltına alındı…

cropped_content_darbe-girisimi-sirasinda-basbakan-binali-yildirimi-aglatan-carsafli-kadin-fotografi_T4bV30c6hdV91oHBaşbakan Yıldırım, Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada, görevden el çektirilen, göz altına alınan ve tutuklananlarla ilgili de sayı verdi. Darbe girişiminin karşısında duran tüm partilere, yazılı ve görsel basına, sivil toplum kuruluşlarına, vali, kaymakam ve emniyet müdürlerine teşekkür eden Başbakan, 7 bin 543 gözaltı olduğunu açıklarken “316 darbecinin tutuklandığını, 24 darbecinin öldürüldüğünü, 50 darbecinin yaralı ele geçirildiğini, 5 HSYK üyesinin üyeliğinin düştüğünü, 2 bin 735 hakim ve savcının da açığa alındığını” anlattı.

Darbe girişimine “senaryo” diyenlere de yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, “Bu darbe teşebbüsünün Türkiye demokrasisine karşı olduğu ayan beyan bellidir. Arkasında bunların ‘kainat imamı’ dedikleri, cümle alem biliyor. 7 bin 500 gözaltına alınanlardan bu kişinin adresinin çok net olarak belgeleriyle elimizde olduğunu bilmekte fayda var. Konuşacak çok şey var, ama her şeyi zamanı gelince söyleyeceğiz” dedi. Başbakan, meydanların bir müddet daha boş bırakılmaması gerektiğini de yineledi…

Tüm kamuda görevden almalar sürüyor ve dün itibariyle bakanlıklar dahil görevden alınanların sayısı 55 bin 403. Darbecilerin tutuklanmaları da sürüyor…

“Silah almanın önündeki engeller kalkacak!”

Darbelere elbette ki karşıyız… Son darbe girişiminin de demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçeceği bir gerçek. Ancak mutlak demokrasinin olmazsa olmazı “hukukun üstünlüğü”dür… Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde demokrasiden söz edilemez…

TRT Haber canlı yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç’un, darbelere karşı vatandaşın meşru müdafaa hakkını savunması için “ruhsatlı silah alınmasının önünün açılacağı” yönündeki açıklamasını ise olayların heyecanı içerisinde söylenmiş sözler olarak değerlendiriyoruz…

şeref-malkoçMalkoç’un da dediği gibi; Türkiye’deki silahlı cinayetlerin, olayların büyük çoğunluğunun “ruhsatsız silahlarla” işlendiği bir gerçek… Ancak devlet yöneticilerine düşen görev, Türkiye’nin dört bir yanında başıboş dolaşan mayın gibi her geçen gün artan ve bugün resmi olmayan rakamlara göre 20 milyonun üzerinde olan, insanlara büyük acılar yaşatan “ruhsatsız silahları”,  bu yasadışı bireysel silahlanmayı önlemek ve ruhsatlı silah alımını da çok ciddi bir prosedüre bağlamaktır…

Ki bireysel silahlanma; her zaman için “iç barışa, huzura, birlik ve beraberliğe” tehdittir…

Hukuk devletlerinde, kimse kendi kendine bir başkasını cezalandırma hakkına sahip olamaz…  Her koşulda suç ve ceza yargının görevidir…

Umut Vakfı olarak diyoruz ki; şu an kardeşçe, el ele, kol kola, her koşulda demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, birlik ve beraberliği savunmak ve sağlama zamanıdır…

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN