8 Mart’a birkaç gün kala Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) “Kadın 2013”, Dünya Bankası da, “İşte Cinsiyet 2013” raporunu yayınladı.
Dünya Bankası raporu, kadınların küresel düzeyde halen temel hak ve özgürlüklerden tam olarak yararlanamadığı, toplumsal alanda ve iş dünyasında büyük eşitsizliklerle karşı karşıya kaldığı gerçeğini ortaya koyuyor.
Raporun tüm ülkeleri ilgilendiren tespitleri oldukça çarpıcı… Son 20 yılda küresel düzeyde 15 – 64 yaş grubundaki kadınların işgücüne katılımları yüzde 57’den yüzde 55’e gerilemiş durumda. Dahası, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yüzde 25 gibi oldukça düşük.
Kadın girişimciler genellikle küçük firmalarda ve az karlı sektörlerde faaliyet gösteriyorlar. Ücretli çalışan kadınlar ise daha çok geçici ve yarı zamanlı işlerde, daha düşük katma değer yaratan sektörlerde istihdam ediliyorlar. Dolayısıyla, kariyer ve ilerleme imkânları daha az.
Raporun en son tespiti de kazanç düşüklüğüne ilişkin. ILO’nun 83 ülkenin verilerini kullandığı bir analizinde, ücretli çalışan kadınların aynı vasıf seviyesindeki erkeklerden ortalama olarak yüzde 10-30 düzeyinde daha az kazandıkları görülüyor.
Dünya Bankası, Türkiye’de yarı zamanlı çalışan erkeklerin yüzde 10’un altında kaldığına; aynı kategorideki kadınların oranının ise yüzde 25’lerde olduğuna işaret ediyor.
TÜİK ise Türkiye’de kadının yerini şöyle ortaya koyuyor:
Nüfusun yaklaşık yarısı kadın (yüzde 49.8 yani 38 milyon 194 bin 504).
Kadınların işgücüne katılma oranı erkeklerin oranının üçte biri. İşgücüne katılma oranı erkeklerde en yüksek yüzde 95.4 ile 35-39 yaş grubunda, kadınlarda ise yüzde 38.3 ile 25-29 yaş grubunda. Kadınların iş gücüne katılma oranının en yüksel olduğu il yüzde 43.5 ile Artvin.
Eğitim düzeyleri düşük olan kadınlarda doğum sayısı fazla. Nüfus ve Konut Araştırması (NKA) sonuçlarına göre, 2011 yılında 15 ve daha yukarı yaşta ve en az bir evlilik yapmış okur-yazar olmayan kadınların yüzde 74.9’u dört ve daha fazla çocuk doğurmuş iken lise veya dengi okul mezunu kadınların yüzde 4.8’i dört ve daha fazla çocuk doğurmuş.
Yüksek öğretim mezunlarının yüzde 22.9’u hiç ise doğum yapmazken yüzde 1.9’u 4 ve daha fazla çocuk doğurmuş. Yine araştırmaya göre, işgücünde olmayan kadınların yüzde 52.8’i 3 ve daha fazla çocuk doğurmuş.
TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 2013 yılında okuma yazma bölmeyen erkek nüfus oranı yüzde 1.4 iken kadınlarda bu oran yüzde 7. Yetişkin nüfus içinde ise bu oran yüzde 8.3. Özetle okuma yazma bilmeyen her 10 kişiden 8’i kadın…
Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranının en yüksek olduğu il ise yüzde 18.2 ile Şırnak. Erkeklerde ise bu oran yüzde 4.1 ile Mardin ilinde.
TBMM’de kadın milletvekili sayısı 79. Bu sayı oransal olarak yaklaşık yüzde 15. Türkiye genelinde halen 27 kadın belediye başkanı bulunuyor. Son verilere göre, kadın öğretim elemanı oranı da yaklaşık yüzde 41. Mimarların yüzde 39.8’i, avukatların yüzde 38’i, bankacıların yüzde 51’i, polislerin ise yüzde 5.5’i kadın.
Devlet Personel Başkanlığı’nın Mart 2013 verilerine göre, kamu kurumlarında personelin yüzde 36’sı kadın. Kadınların bürokrasi içerisinde üst düzey karar verici konumlardaki oranı ise sadece yüzde 10.3…
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN