Fahri Sarrafoğlu / Dünya Bülteni
Vergi gelirinin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşan Türkiye, bu oranla 92 ülke içinde ilk sırada yer alıyor. Türkiye’yi yüzde 50 payla Meksika izliyor.
Devlet doğrudan gelir ve kurumlar vergisini toplayamadığı için fatura yine vatandaşa çıkıyor ve vatandaş günlük kullanımda pek çok mal ve hizmet için yüksek tutarlarda vergi ödüyor. Vergi gelirinin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşan Türkiye, bu oranla 92 ülke içinde ilk sırada yer alıyor. Türkiye’yi yüzde 50 payla Meksika izliyor. Uluslararası vergi ve danışmanlık şirketi KPMG’nin yaptığı araştırmaya göre en düşük Kurumlar Vergisi ve en yüksek KDV oranı ise Avrupa Birliği’nde. Uluslararası vergi ve danışmanlık şirketi KPMG’nin, “Türkiye’de ve Dünyada Kurumlar Vergisi ve Dolaylı Vergiler Araştırması”na göre Avrupa Birliği (AB), Kurumlar Vergisi’nin en düşük buna karşın Katma Değer Vergisi (KDV) ile mal ve hizmet vergilerinin en yüksek olduğu bölge oldu. 1993 yılından bu yana yapılan araştırma Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 92’yi kapsıyor. Türkiye, toplam gelir vergileri içinde dolaylı vergilerin en yüksek olduğu iki ülkeden biri. Türkiye’nin dışındaki en yüksek dolaylı vergi oranına sahip ülke Meksika oldu.
KAYIT DIŞININ TEK SEBEBİ DOLAYLI VERGİLER
Fatih Üniversitesi Türkiye ile AB ülkelerinin bütçelerini karşılaştırdı. Sonuç, Türkiye’deki kayıtdışılığın sebebini açıkça ortaya koydu: “Almanya’da doğrudan vergi gelirleri yüksek. Türkiye’de ise dolaylı vergiler. Bu durum kayıt dışını tetikliyor. 2009 yılı vergi gelirinin yüzde 66,5‘i dolaylı vergi kalemlerinden geldi. Dolaylı-dolaysız vergi dengesizliği yüzde 34–67 düzeyine ulaşmış ve daha önemlisi dolaylı vergiler doğrudan vergileri yüzde 72 gibi çok yüksek bir düzeyde aşmış durumda. Elektrikten petrole, doğalgazdan iletişime, yiyecekten giyeceğe, sigaradan içkiye tüm tüketim maddelerinin üzerine bindirilen ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerin yükü, doğal olarak, nüfusun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi ve emekçilerin omuzlarındadır. AB ve OECD ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı yüzde 60’lar civarındayken, bu oran Türkiye’de tam tersidir. Yani toplam vergi gelirlerinin yüzde 70’ini dolaylı vergiler (gelir durumuna bakmaksızın herkesten eşit yüzdeyle alınan KDV, ÖTV gibi tüketim vergileri, damga ve harç vergileri vb.), yüzde 30’unu ise doğrudan vergiler (gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi kazanç üzerinden alınan vergiler) oluşturmaktadır. Bu durumun korkunç bir adaletsizlik doğurduğu ortadadır.”
EN ADALETSİZ VERGİ DOLAYLI VERGİ
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Turhan Çakar, vergi adaletinin sağlanabilmesi için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması gerektiğini belirterek “Dolaylı vergiler en adaletsiz vergilerdir” dedi. Çakar, yaptırdıkları araştırmalara göre, Türkiye’nin 8-10 katı daha fazla milli gelire sahip olan ülkelerde bile dolaylı vergi oranları yüzde 25–30`u geçmezken, Türkiye`de bu rakamın yüzde 70 civarına yükseldiğini belirtti. Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği Başkanı Rıdvan Selçuk da, Türkiye`de dolaylı vergilerin oranı yüzde 70’lere çıkarken, gelir üzerinden alınan vergilerin oranının yüzde 29, servetten alınan vergilerin de yüzde 1’ler civarında olduğuna dikkati çekti.
İŞTE DOLAYLI VERGİLER
Türk halkı günlük kullanımda pek çok mal ve hizmet için yüksek tutarlarda vergi ödüyor. 7 liraya satılan 1 paket sigaranın 5.47 lirasını, 3.65 lira ödenen 1 litre benzinin 2.44 lirasını, her 3 liralık cep telefonu faturasının da 1 lirasını vergiler oluşturuyor. Günde 1 paket sigara içen, ayda 1 depo benzin harcayan, ayda 2 adet 70’lik rakı içen, ayda 48 liralık cep ve 17 liralık ev telefonu faturası ödeyen ortalama bir vatandaş böylece, 351 lirayı dolaylı vergi olarak ödemiş oluyor. 2010 yılı içinde toplanması öngörülen kurumsal vergi tutarı 20 milyar 71 milyon lira olarak belirleniyor. Buna karşılık, devlet sadece akaryakıt ürünleri ve doğalgaz kullanımıyla vatandaştan 30 milyar 695 milyon lira ÖTV almayı planlıyor. ÖTV tahsilatının tütün mamullerinde 16 milyar 417 milyon lira, motorlu taşıtlarda 3 milyar 803 milyon lira, alkollü içkilerde de 2 milyar 166 milyon lira olması bekleniyor. Devletin bu yıl için öngördüğü Özel İletişim Vergisi de bütçede 4 milyar 829 milyon 820 bin lira olarak yer alıyor.
Bazı dolaylı vergiler
Ortalama bir vatandaş ayda dolaylı vergiye ne ödüyor?
Günde 1 paket sigara: 164 TL
Ayda 1 depo (55 lt) benzin: 134,2 TL
48 liralık cep faturası: 14,8 TL
Ayda 2 adet 70’lik rakı: 34 TL
17 liralık ev telefonu: 4,2 TL
Toplam dolaylı vergi: 351,2 TL
BAKAN ŞİMŞEK’TEN ACI İTİRAF:
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, bunu itiraf ederek direk vergileri toplayamadıkları için dolaylı vergilerin oranının çok yüksek olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, “Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisinin milli gelire oranı düşük. Sözgelimi Danimarka gibi ülkelerde milli gelir 100 lira kabul edildiğinde insanlardan 29 lira gelir ve kurumlar vergisi alınıyor. Türkiye’de ise gelir ve kurumlar vergisinin milli gelire oranı %5,6 oldu. Yani Türkiye Doğrudan çok az toplayabildi. … bu arada ne yapıyor hükümetler. Dolaylı olarak vergi topluyoruz” diyerek akaryakıt ve diğer tüketim maddelerinden alınan dolaylı vergilerin yüksek olduğunu kabul etti. Dolaylı vergilerin yüksekliği, günlük hayata etkilerinin yanı sıra vergideki adaletsizliği de artırıyor. Mevcut uygulamada çok kazananlar genellikle az, az kazananlar da çok vergi ödemek zorunda kalıyor.
2014 YILINDA VATANDAŞ 30 MİLYAR 695 TL ÖDEYECEK
2014 yılında, Gelir Vergisi’nden 42 milyar 927 milyon lira gelir elde edilmesi hedefleniyor. Bunun çok büyük bölümünü de işçi ve memur ödüyor. Holding sahipleri, doktor, avukat gibi serbest meslek erbabı, faiz geliri elde edenler ve diğer beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin ödemeleri beklenen vergi ise 2 milyar 283 milyon lira düzeyinde.
2014 yılı içinde toplanması öngörülen kurumsal vergisi tutarı da 20 milyar 71 milyon lira olarak belirlendi. Buna karşılık, devlet sadece akaryakıt ürünleri ve doğal gaz kullanımıyla vatandaştan 30 milyar 695 milyon lira Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) almayı planlıyor.
Hükümet paradan para kazananlardan vergi toplayamazken fatura yine sabit gelirliye kesiliyor.
JANDARMA ZORUYLA VERGİ TOPLANMIŞTI
İşte Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz’un başkanlığında, Prof. Dr. Fikrat Adaman, Doç. Dr. Fatoş Gökçen ile Çağrı Savcı ve Emre Tokgöz’den oluşan ekibin yaptığı ‘Vergi-Temsiliyet ve Demokrasi‘ araştırması Türkiye’de gelir vergisi ile tüketim vergilerine dair çok ilginç bulgular içeriyor. Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, Türkiye’de cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, devletin vergi politikaları, vatandaşa karşı bir zorbalık anlayışı ile birlikte götürüldüğüne dikkat çekerek “CHP döneminde sadece nakdi değil, ayni vergilerin de bizzat jandarma gözetiminde toplanması, vergiyi vatandaş nezdinde bir korku unsuru hâline getirmiş. O bakımdan Türkiye’de, ‘vergimi veriyorum, hesabını da sorarım’ anlayışının yerleşmesi biraz zaman istiyor” dedi.
VERGİ KAÇIRMAYI SEVİYORUZ
Araştırmaya göre vatandaşların yüzde 40’ı vergi için “Ülkenin, devletin kalkınması için yapılan zorunlu bir ödeme” tanımı yapıyor. Bu cevabı yüzde 30 ile ‘vatandaşlık görevi’ tanımı izliyor. Buna karşın, yüzde 15’lik bir kesim vergiyi negatif etkileri üzerinden tanımlıyor. Türkiye’de vergi toplama oranı çok yüksek değil. Millî gelirin yüzde 25’i vergilerden elde ediliyor. Bu oranın içinde SSK primleri de var. 1995’ten bu yana devletin vergi gelirleri yüzde 6-7 oranında artmış. Yani yüzde 18’lerden yüzde 25’e çıkmış. Bu artış ise daha ziyade tüketim vergisi ile sağlanmış. Son yıllarda vergi gelirlerini artırmış olmakla birlikte Türkiye dünyada en az vergi toplayabilen ülkelerin başında geliyor. Büyük firmalar bir taraftan “vergiden kaçınmak” için birinci sınıf uzmanlar istihdam etmekte, diğer taraftan istisna ve teşviklerle verir göründüğünden daha fazlasını almaktadır. Böylece altta kalanın canı çıkmaktadır.
HALK ŞİKÂYET ETMESİNİ BİLMİYOR
Vergi Denetmenleri Derneği Başkanı Aykut Güleç, dolaylı vergilerin oranının yüksek kayıt dışılığa sahip ekonomilere has çözüm yolu olarak görüldüğünü söyleyerek şöyle konuştu:
“Şu an hükümetin 50 milyar TL düzeyinde bir bütçe açığı var. Bunu kapamanın yolunu da sürekli vergileri artırmakta buluyor. Yüksek kayıt dışılığa sahip bir ekonomide oluşan gelir açığı, dolaylı vergilere yüklenilmek suretiyle giderilmeye çalışılıyor. Ancak, bu durum adaletsizliğe yol açtığından, orta vadede önlem alınmadığında sosyal barışı bozucu etki oluşturuyor. Arka arkaya gelen zamlarla vatandaşın beli ciddi şekilde büküldü. Kimsenin ödediği bu yüksek vergilerden şikâyetçi olmaması da ilginç. AB’de halk bu düzeyde vergi ödese ayağa kalkardı.”
Sonuç: Dolaylı vergi devletin itibarını da zedeliyor
Prof. Dr. Atilla Yayla, vergi meselesini incelediği bir yazısında şu ifadeleri kullanarak bir öneride bulunuyor: “Bazı vergilerin toplumsal hayata yararlı olduğuna kuşku yoktur. Ancak vergilemenin zararları da vardır. Bugün vergileme her yönüyle teşvik edilir ve vergilemenin faydaları sıralanırken, vergilerin maliyeti ve toplumsal refaha verdiği zarar gözden kaçırılmaktadır. Ücretle çalışmayıp kendi işini kuran ve ayakta kalmaya çalışan her müteşebbis vergi kâbusları görmektedir, dolayısıyla devletin itibarı da giderek azalmaktadır. Bunun önüne geçmek için dolaylı vergilere çeki düzen verilmelidir.”
(Dünya Bülteni, 11.04.2014)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN