20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü… Yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20 Kasım 1989 yılında benimsenmesinin yıl dönümü…
2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren ve Türkiye (ülkemiz 14 Ekim 1990’da imzaladı, 27 Ocak 1995’te yürürlüğe girdi) dahil 193 ülkenin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi “en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesi” olma özelliğine sahip…
Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlıyor.
Ama dünyada bugün 1 milyarın üzerinde çocuk fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bu rakam sadece bakıcılarının şiddetine maruz kalan çocuklarla ilgili. Dünyanın dört bir yanında süren savaşlar ve çatışma ortamlarını düşünün bir de… Savaşın şiddetini en ağır şekliyle yaşayan çocukları, yaşadıkları travmaları…
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) “her 5 dakikada bir, her gün de ortalama 345 çocuğun şiddet sonucu öldüğü”ne ilişkin raporunu geçen haftaki yorumumuzda yayımlamıştık.
Şiddet; ne yazık ki yaş, coğrafya, din, etnik köken ve gelir düzeyi gözetmeden tüm çocukları etkiliyor. Çocuklar güvende olması gereken evlerinde, okullarında ve yaşadıkları çevrelerde bile aile üyelerinin, öğretmenlerinin, komşularının ve diğer çocuklarının şiddetine maruz kalıyor…
Dünya üzerinde çocukların yüzde 25’i aile içi şiddetin kurbanı olurken işsizlik, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve alkol şiddetin en büyük nedenleri arasında yer alıyor. Yoksul ülkelerde yaşayan çocuklar ise daha fazla şiddete maruz kalıyor. Hem de dayaktan tecavüze, kısacası şiddetin her türlüsüne…
İşçi ölümlerini, kadın cinayetlerini durduramayan ülkemizde de maalesef çocuklar şiddetten fazlasıyla nasibini alıyor. Her yıl 1 milyon 300 bin dolayında çocuğun doğduğu Türkiye’de, özellikle kız çocukları hala 13-15 yaşında evlendiriliyor, oyuncak bebekleri yerine çocuk yaşta, gerçek bebeklerini kucaklarına alıyorlar. Zorla, hem de birçoğu kendilerinden büyük insanlarla evlendirilen bu çocuklar, koca evlerinde de aşağılanıyor, şiddet görüyor ve onur kırıcı davranışlara maruz kalıyorlar.
AKP hükümetinin 2015 yılı için hazırladığı program da, suça sürüklenen veya istismara uğrayan çocukların da her geçen yıl artış gösterdiğini ortaya koyuyor: Resmi rakamlara göre, 2012 yılında açılmış tüm davalar içindeki çocuk sanık sayısı 159 bin 80 iken, 2013 yılında bu sayı 182 bin 308’e ulaştı.
Çocuk istismarı nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na başvuranların sayısının artması dikkat çekerken 2012’de 2 bin 395, 2013’te 3 bin 2 olan başvuru sayısı 2014’ün Ekim ayı itibariyle 2 bin 449 olarak gerçekleşti. Programda, suça sürüklenmesi, suç mağduru olması veya sokakta sosyal tehlikelerle karşı karşıya kalması nedeniyle haklarında bakım tedbiri veya koruma kararı verilen çocuklardan psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edilenlere yönelik “çocuk destek merkezleri” kurulmasının karara bağlandığı belirtildi.
Çocuklara yönelik cinsel şiddet dünya genelinde yaygın olarak görülüyor. Dünyada 20 yaş altı her 10 kız çocuğundan biri fuhşa zorlanıyor. Cinsel köle olarak kullanılan kız çocuklarının sayısının 120 milyonu geçtiği sanılıyor. Erken yaşta evlendirilen genç kızların sayısının ise 240 milyon olduğu tahmin ediliyor. Evliliğe zorlanan genç kızların üçte biri ise eşlerinin duygusal, fiziksel ve cinsel şiddetine maruz kalıyor.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise çocuklar en çok internet ortamında cinsel şiddete maruz kalıyor. 2009’da İsviçre’de yapılan bir araştırma, 15-17 yaşlarındaki kız çocuklarından yüzde 22’sinin, erkek çocuklarının da yüzde 8’inin en az bir kez cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya çıkardı. UNICEF, çocuk kurbanların korktuğu için yaşadıklarını dile getirmemesi, birçok ülkede çocukları koruyan yasalar bulunmaması ve çocuk koruma hizmetlerinin olmaması nedeniyle çocuklara yönelik şiddet olaylarının gederek arttığına işaret ediyor.
Dünya genelinde bakıldığında şiddet olaylarının bir kısmının aslında çocuklara bakmakla yükümlü kişiler tarafından işlendiği görülüyor. Çocuk Koruma Birimi Başkanı Susan Bissell’in açıklamasına göre, dünya çapında 2-14 yaşlarında her 10 çocuktan altısı fiziksel cezaya maruz kalıyor…
Dünyada çocuklara yönelik her türlü fiziksel cezayı yasaklayan 39 ülke bulunuyor. Maalesef ülkemiz bu ülkeler arasında değil, sadece yasal düzenlemeler yapacağına dair taahhütte bulundu…
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalanmasının üzerinden 25 yıl geçti. İsveç’te ise çocuklara yönelik her türlü fiziksel cezanın yasaklanmasının tam 35. yıldönümü… Tüm dünya çocukları için harekete geçen İsveç, bu konuda ülkeleri bilinçlendirme kampanyalarına destek veriyor. Bu vesileyle de 3-4 Kasım tarihlerinde İsveç Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen etkinliklerde, dünyada ve İsveç’te çocuklara yönelik gerçekleştirilen fiziksel cezalara karşı alınan önlemler ve gelinen son aşamayla ilgili bilgiler verildi.
UNICEF’in verilerine dayanan bu bilgilere göre, dünyada 2-14 yaş arasındaki 10 çocuktan altısı yani yaklaşık 1 milyar çocuk sadece bakıcılarının saçını çekmekten vurmaya fiziksel şiddetine maruz kalıyor.
İsveç’te fiziksel cezaların çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri 1930’larda tartışılmaya başlanmış ve 1957 yılında Ceza Kanunu’nda değişikliğe gidilerek bir velinin çocuğu her hangi bir şekilde yaralaması engellenmiş. 1958’de tüm okullarda, 1960’da da çocuk bakım evlerinde çocuklara yönelik fiziksel cezalar yasaklanmış…
1970’lerde çocuk istismarı vakalarının sayısının yüksek olması üzerine sivil toplum kuruluşları, yasal düzenleme için harekete geçmiş ve 1979’da çocuk hakları korumaya alınmış… Söz konusu yasal düzenlemeden sonra 1980’de yüzde 27.5 olan çocuğa fiziksel ceza 2011’de 2.9’a gerilemiş. Çocuğuna fiziksel ceza veren ailelerin büyük çoğunluğunu da yabancı uyruklu ailelerin oluşturduğu belirtiliyor…
Tüm çocukların bakım, güvenlik ve iyi yetiştirilme hakkı vardır. Kişiliklerine saygı gösterilerek davranılmalıdır. Bir birey olarak fiziksel ya da onur kırıcı başka bir muameleye maruz bırakılmamalıdır çocuklar…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN