Batıda intiharlara yol açan, Türkiye’de de giderek yaygınlaşan nomofobl (cep telefonundan mahrum kalma korkusu) ile netlessfobinin (internetsiz kalma korkusu) oluşturduğu tebdil endişe verici boyutlara ulaştı.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefa Saygılı, “Oyun oynayıp internete giriyorlar, cihazın türlü marifetlerinden yararlanıyorlar. Bu da haliyle bir bağımlılık oluşturuyor” derken Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Turhan, sosyal temas olmadığı için Batı’da bu bağımlılıklardan kaynaklı ileri yaş intiharların arttığına dikkat çekerek “Bağımlı akıllı telefonuna, İnternete ulaşamayınca endişe içine girip kriz geçiriyor. Tıpkı uyuşturucu kullanımı gibi” diyor. Telefon ve ınternet bağımlılığının tedavi edilmemesi zaymır hastalığına dönüşme tehlikesi bulunduğunun da altını çiziyor…
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, akıllı cihazların yoğun ve kontrolsüzce kullanılmasının sosyal ve psikolojik anlamda olumsuz sonuçlar doğurduğuna dikkati çekerek bağımlı olmuş bireylerde cep telefonundan ve internetten uzaklaşmanın endişeye yol açtığını belirtti.
Akıllı telefonların zararlı kullanımı ve İnternette aktif olamama durumuna dair 15-24 yaş kuşağı arasında sanal bir bağımlılık oluşturduğunu belirten Tarhan, bu bağımlılık türünün 2013’te literatüre ‘davranışsal bağımlılık” olarak girdiğini söyledi, Bağımlılık ilaç tedavisi ve terapi gerektirir Nomofobl ve netlessfobinin zihinde aşırı uğraş oluşturduğunu kaydeden Tarhan, bu bağımlılık türlerinin beyindeki ödülceza sistemini bozduğunu vurguladı. Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bağımlı olan kişi cihaza ulaşamayınca korku paniğe kapılabiliyor. Akıllı telefonuna, internete ulaşamayınca endişe içine girip kriz geçiriyor Tıpkı uyuşturucu kullanımı gibi. Örneğin allayıp 90 km gidip telefonunu alıp geliyor. Ya da araç kullanırken mesaj atmaya çalışmak, internete ve sosyal mecralara bakmak bu bağımtığın yansımalarına örnektir. İşte burada bağımlılık oluşmuş demektir, Zira aşın zihinsel uğraş meydana gelmiş oluyor.”
Nomofobi ve netlessfobinin bireydeki tipik belirtilerinin eskiye nazaran daha çok görülmeye başladığını vurgulayan Tarhan, güne başlarken ilk iş akıllı telefon ve interneti kontrol etme, gittikçe arlan kullanım, yoksun kalma halinde kriz gibi belirtilerinin olması halinde kişinin bağımlı olabileceği uyarışında bulundu.
Tarhan, helirtilerin aynı zamanda günlük hayatı bozduğuna işaret ederek “Beynin ödül-ceza sistemi bozulmuştur. Dolayısıyla kişi hasta kabul edilir ve bu durum tedavi gerektirir” diye konuştu.
Nomofobik ve netlessfobik vakalarda artış olduğunu söyleyen Tarhan, kendi kliniklerinde de benzer vakalarla karşılaştıklarını kaydetti. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda akıllı cihazlar ve İnternette daha çok zaman geçirmek için okulu reddetme gibi eğilimlerin ortaya erkliğini ifade eden Tarhan, tedavinin iki aşamada gerçekleştiğini vurguladı. Tarhan, tedavi yöntemini ise şöyle açıkladı:
“Beynin kimyası bozulduğu İçin 2-3 haftalık bir ilaç tedavisi uyguluyoruz, Yani kişiyi hastaneye yatırıyoruz. İlaçla beraber bireyi akıllı cihazlardan ve internetten yoksun bırakıyoruz. Sonrasında ise bireysel ve grup terapileri ile tehlikeli ve zararlı kullanım algısı oluşturuyoruz.”
Alzaymır hastalığına dönüşme tehlikesi var
Hastalığın beyni tembellestirip hayal kurmayı da engellediğini ifade eden Prof, Dr. Nevzat Tarhan, “Birey uzun vadede hayal kurmayı unutuyor, Hayal endüstrisi dediğimiz sinema, televizyon gibi unsurlar, fazla muhatap olmaktan dolayı kişide hazır ilgi alanları oluşturuyor. Birey bu defa önüne hazır geleni tüketmeye alışıyor, böylece çalışmayan tembel beyinler ortaya çıkıyor” görüşünü dile getirdi.
İnsanlık tariflinde ilk defa böyle bir dönem yaşandığım vurgulayan Tarhan, şöyle devam etti:
“Tüm dünyada bununla ilgili risk analizi yapılıyor. Sosyalliği bozuyor. Düşünce alışkanlığını değiştiriyor. Kişi beyinde deha adacıklarına sahip olmasına rağmen sohbet edemez hale geliyor. Sosyal zekaları düşük, mantıksal zekalan yüksek çocuklar yetişiyor. Sosyal temas olmadığı için Batıda bu bağımlılıklardan kaynaklı ileri yaş intiharları arttı. Bu bağımlılıklara kapılan bireyler zevk odaklı kişilerdir. Bu da zihnin depresif olması ile ilgilidir. Tedavi edilmemesi halinde alzaymır hastalığına dönüşme tehlikesi vardır.”
Ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Nevzat Tarhan, “Çocuğu 12 yaşına kadar mahrum bırakıp bir anda akıllı cihazları eline tutuşturmak doğru değil. Anne babalar kontrollü bir şekilde çocuğun akıllı telefonlarla, internetle tanışmasını, onu kullanmasını lemlrı etmeli. Amacına uygun kullanılmasını sağlamalı. Bir de tabii medya okur yazarlığı gibi internet okur yazarlığı geliştirmek lazım” dedi.
Nomofobi ile netlessfobinin yeni nesilde görülmesi normal
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefa Saygılı, nomofobi ve netlessfobinin sosyal İlişkileri bozduğunu vurgulayarak “Yeni nesil akıllı cihazlarla adeta yapışık bir hayat yaşıyor Cihazları hayatlarının bir parçası haline gelmiş durumda. Telefon numaralan bu insanlar için kimlik gibi olmuş” dedi.
Saygılı, yeni neslin akıllı telefonlarla internete girerek ya da oyun oynayarak cihazın marifetlerinden faydalandığını, bu durumun da bağımlılık oluşturduğunun altını çizerek şöyle konuştu:
“Oyun oynayıp internete giriyorlar, cihazın türlü marifetlerinden yararlanıyorlar. Bu da haliyle bir bağımlılık oluşturuyor. Orta yaş ve üstü için bu tip bağımlılıklar söz konusu değil, ama gençler onunla doğmuş, onunla büyümüş. Dolayısıyla nomofobi, netlessfobl gibi korku türlerinin yeni nesilde görülmesi normal. Diğer yandan ise işin toplumsal yanı farklı sorunlara neden olabiliyor. Örneğin sohbet geleneği yara alıyor. Mevcut durum bu alışkanlıklara uyum sağlasa da kültürde bir farklılaşma meydana geliyor.”
(Kahramanmaraş Manşet, 03.11.2016)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN