Bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı daha çocuk hakları ihlalleri içerisinde geride bıraktık…
23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle art arda açıklanan raporlar, bir kez daha çocuklara verilen değeri gözler önüne serdi: “Açlık, yoksulluk, istismar, şiddet, uyuşturucu tuzağı ve ölüm…”
Bayram nedeniyle geleceğin büyüğü çocuklar Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve illerin mülkü amirlerinin koltuklarına oturdular… Törenlerle günün önemi vurgulandı. Ancak İstanbul Bakırköy’de Ahmet Hamdi Tanpınar Ortaokulu müdürü, aylardır 23 Nisan için hazırlık yapan 3A sınıfı öğrencilerinin bale gösterisi yapmasına izin vermedi. Sahneye çıkmalarına izin verilmeyen çocukların bazıları ağlarken İlçe Milli Eğitim Müdürü de, “Bale kültürümüzde yok” diyerek müdüre sahip çıktı…
Bu çağda bu kafa…
Oysa ne fark eder ki, ister her hangi bir yörenin oyununu oynasınlar, ister bale yapsınlar? Onlara bu bayramı armağan eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, çocuklarımızın modern ve bilimsel bir anlayışla eğitilmelerini, aydınlık yarınlarımızın, geleceğimizin bekçisi olarak yetişmelerini arzulamış…
Yöneticilik ufak tefek, abuk sabuk sayılabilecek şeylerle uğraşmak mıdır? Yoksa nüfusu 77 milyon 695 bin 904 olan Türkiye Cumhuriyeti’nde nüfusun yüzde 29.4’ünü (22 milyon 939 bin 482) oluşturan çocukların sevgi dolu ortamda iyi eğitim alıp, gelecek kaygısı duymadan iyi yetişmelerini sağlamak mıdır?
Çocuk haklarında sonunculukta birinciyiz
. Daha önce de yazmıştık… Raporlara göre, Türkiye’de çocukların eğitim kalitesi, 2014 yılı itibariyle 65 ülke içinde 62. sırada… İyi bir yönetici bu sıralamada, çocukların bale oynayıp oynamamasını sorun yapmak yerine ülkesini 62. sıradan birinciliğe taşımanın gayreti içinde olmalı, bunun için kafa yormalı…
. Keza Türkiye, çocukların maddi refahı bakımından 2014 yılı itibariyle 30 OECD ülkesi arasında sonuncu… Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2014 yılı İstatistiklerle Çocuk verilerine göre, çocukların toplam nüfus içindeki payı azalırken yoksul nüfus içindeki payı yarıya yaklaştı. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın 2013 yılı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 16 milyon 706 bin yoksul bulunuyor ve çocuklar yüzde 44.3’le ülkemizdeki yoksul nüfusun neredeyse yarısını oluşturuyor… Yoksul nüfus içindeki çocuk oranının en yüksek olduğu bölgelerin sırasıyla yüzde 55.8’le Güneydoğu Anadolu, yüzde 54.3’le Kuzeydoğu Anadolu ve yüzde 49.6’yla Ortadoğu Anadolu olduğu görülürken en düşük olduğu bölgeler, yüzde 30.4’le Batı Marmara, yüzde 34.3’le Ege ve yüzde 36.3’le Doğu Karadeniz…
. Türkiye, çocuk yoksulluğu bakamından 2014 yılı itibariyle tüm OECD ülkeleri arasında son sırada…
. Türkiye’de yoksul ailelerin çocuklarının tüm çocuklara oranı, 2014 itibariyle 30 OECD ülkesi arasında en kötü durumda…
. Türkiye çocukların eğitim sıralamasında 2014 yılı itibariyle 30 OECD ülkesi arasında sonuncu…
. Yine 2014 yılı itibariyle çocukların sağlık ve güvenliği irdelendiğinde OECD ülkeleri arasında sonuncu…
. Çocuk gelinlerin sayısı bakımından 2013 yılı itibariyle dünya üçüncüsü…
. En az lise eğitimi alan çocuklar bakımından ise 2011 yılı itibariyle OECD ülkeleri arasında son sırada…
Yine TÜİK raporuna göre, 2013 yılında 22 bin 464 çocuk çeşitli nedenlerle öldü, 2014 yılında ise 1 milyon 337 bin 504 doğum gerçekleşti… İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre, 2013 yılında en az 59, 2014 yılında en az 54, 2015 yılında ise (22 Nisan itibariyle) en az dokuz çocuk işçi yaşamını yitirdi. Çalışma Bakanlığı verilerine göre ise son 13 yılda ölen çocuk sayısı 127…
Çocuklar tarım ve inşaat gibi mevsimlik işler, çırak ve stajyer olarak organize sanayi bölgeleri ile yaz dönemlerinde özellikle hizmet sektöründe çalışıyorlar. Okul çağındaki 1.3 milyon çocuk okula gidemiyor…
DİSK Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) 23 Nisan nedeniyle yayımladığı “Türkiye’de çocuk işçilik gerçeği-2015” raporuna göre, alındığı öne sürülen önlemlere karşın çocuk işçiliği önlenemiyor. 1996-2006 yılları arasında istihdam edilen çocuk sayısının 2 milyon 270 binden 890 bin düzeyine düştüğü belirtilen rapora göre, ancak 2006 yılından sonra bu düşme eğilimi durdu. Özellikle tarım kesimindeki artışla çocuk işçi sayısının tekrar arttığı bir ortama girildi. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaştı. Ev işlerinde çalışan ve istihdam içinde değerlendirilmeyen çocuklar da buna eklendiğinde, Türkiye’de 5-17 yaş arası toplam çalışan çocuk sayısı 8 milyon 397 bin oldu.
Rapora göre, okula gitmeyen çocuklar arasında aile bütçesine katkı için çalışanların oranı yüzde 27’den yüzde 35’e yükseldi. Çocuk işçilerin çalışma koşulları da oldukça kötü. Çocuklar için haftalık çalışma süresi 54 saat olurken çocukların üçte birine işyerinde yemek verilmiyor, yarısından çoğu 400 TL’nin altında bir ücretle çalışıyor. Çalışan çocukların yüzde 3.4’ü sakatlanma ve yaralanma yaşamış…
Gündem Çocuk Derneği’nin “Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı 2014 Raporu”na göre 2014 yılında 627 çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı yaşamını yitirdi.
Uyuşturucu kullanım yaşının 11’e kadar düştüğü, mahalle aralarında peynir ekmek gibi bonzai vs. satıldığı Türkiye’de çocukların suça karışma oranı da her yıl yükselen trent gösteriyor…
İnsan Hakları Derneği’nin çocukların hak ihlallerine ilişkin verileri de iç karartıcı tabloyu ortaya koyuyor. Halen 2 bin 165 çocuk hırsızlıktan, cinayete çeşitli suçlardan cezaevinde. Her yıl 300 bin dolayında çocuk polis ve adliye ile tanışıyor. İHD, gözaltı ve cezaevlerinde tecavüz, taciz ve işkenceye maruz kalan çocuk sayısını 57, devlete bağlı okul ve yurtlarda tecavüz, taciz ve işkence iddiasını ise 43 olarak tespit etti… 12 çocuk hakkında kayıp başvurusu resmi makamlara yapıldı…
TÜİK’in 2014 yılı çocuk rakamlarına göre de çocuk hükümlülerin oranları arttı. 2013 yılında ceza ve infaz kurumlarına 12-17 yaş grubunda 6 bin 132 çocuk hükümlü girdi…
40 bin dolayında çocuk gelinin bulunduğu tahmin edilen ve CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın her 100 çocuktan 80’inin şiddet gördüğünü söylediği ülkemizde bir 23 Nisan’ı daha geride bırakırken görüldüğü gibi çocukların içinde bulunduğu durum hiç de iç açıcı değil…
Kısacası 23 Nisan’da insanın içi hiç de “neşeyle dolmuyor…”
Görülen o ki, çocukların suçla ilişkilerinin kesilmesi için “çocuk dostu politikalar”ın geliştirilmesi gerekmektedir…
Umut Vakfı olarak “çocuk haklarına saygı duyulduğu, uluslararası sözleşmelerin çekincesiz yerine getirildiği, yaşam hakkı başta olmak üzere tüm çocukların temel haklarının ihlal edilmediği, çocukların şiddet görmediği, maganda kurşunlarına hedef olmadığı bir ülkede 23 Nisan’ların kutlanmasını” diliyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN