Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler tarihi bir ana ve önemli bir başarıya imza attı. Küresel silah ticaretini düzenleyecek ve şeffaflaştıracak Küresel Silah Ticareti Düzenlemesini 154 oyla onayladı. Kabul edilmesi için 193 üyenin sadece oy çokluğuna ihtiyaç duyulurken, büyük bir çoğunluğun oylamada olumlu oy kullanması herkesi umutlandırdı. 3 ülke; Kuzey Kore, İran ve Suriye, hayır derken aralarında Çin ve Rusya’nın bulunduğu 23 ülke çekimser oy kullandı. Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en büyük silah ihracatçısı, düzenlemeye evet dedi. Söylenenlere göre, oylama sırasında elektronik panoda rakamlar çıkınca salonda sevinç çığlıkları eşliğinde büyük bir alkış koptu.
Bu düzenleme için yaklaşık on yıldır kampanya yürütülüyordu. Kampanyanın öncülerinden İngiltere’nin Dışişleri Bakanı William Hague “Dünya bu anlaşmayı istedi. Uluslararası silah ticareti üzerinde güçlü, etkili ve bağlayıcı bir kontrol olması gerekiyor” dedi. Antlaşma lehinde oy kullanan ve düzenlemenin co-sponsoru Türkiye adına söz alan New York Elçiliğimizden diplomat Levent Eler de “Kusurları olsa da, ortak standartlar yoluyla uluslararası silah transferleri düzenleyen bu antlaşma önemli bir boşluğu dolduracak ve güven inşa etmek için yardımcı olacaktır. Ama onun gerçek gücü, evrenselleştirilmesi ve uygulanması ile ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda, tüm ülkeleri iyi niyetle uygulamaya davet ediyoruz” dedi.
Antlaşma insanlık suçu, soykırım ve savaş suçlarına karşı ambargo içeriyor. Bu suçları işleyen ülkeler bundan sonra silah edinemeyecekler. Bir ülke silah ihracatı yaparken, silahların ne şekilde kullanılacağından emin olmak zorunda. Ülkeler konvansiyonel silahların yasadışı yollarla piyasaya sürülmesine de engel olmak durumundalar. Bu nedenle antlaşmayı imzalayan ülkeler arasında yardımlaşma ve koordinasyon olması gerekiyor.
Birleşmiş Milletlerin Küresel Silah Ticareti Düzenlemesi için geçen sene Temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğu toplantıda ABD henüz onaylamak için erken olduğunu ileri sürmüş ve zamana ihtiyaç olduğunu belirtmişti. Ancak aradan geçen 9 ay gibi kısa bir zamanda antlaşmanın son halini onaylamaya kadar verdi. Bunda ABD Başkanı Sayın Barack Obama’nın anaokulu saldırısından sonra silah kontrolü ile ilgili çalışmaları hızlandırmasının etkisi var sanıyoruz. Her ne kadar metinde bazı boşluklar ve mühimmat konusunda aynı kontrolün gerekli olmadığı görüşü ABD tarafından savunuluyor olsa da bu çok büyük bir adım.
Düzenlemeyi destekleyenler 10 yıl süren çabalarının sonucunu almaktan memnun. Bu sürenin çok uzun olduğuna hayıflansalar da önümüzdeki günlerde tüm ülkelerin bu antlaşmaya imza koymaları için kampanyalarına devam edeceklerini dile getiriyorlar.
Silahların izlenebilir olması dolaylı olarak suç oranlarını da etkileyecektir. Çünkü ruhsatsız silah olarak adlandırılan yasadışı silahların dolaşımı zorlaşacak. Bu durum ülkelerin mutlaka silah kanunlarını da yeniden ele almalarını gerektirecektir. Çünkü bu gelişme suçu takip edebilsinler diye ruhsatlandırmayı kolaylaştırmak gerektiğini savunan zihniyetin görüşünü çürütecek bir gelişmedir. “Biz vermezsek vatandaş ruhsatsız silah alır” diyerek kolaycılığa kaçmanın yolunu kesen bir antlaşmadır bu. Antlaşmaya Türkiye’nin imza atmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.
İyi haftalar,
Umut Vakfı
*Fotoğraftaki eser “Non-Violence” (şiddete hayır) aynı zamanda “Knotted Gun” (düğümlü silah) olarak da bilinir. İsveçli barış yanlısı sanatçı Carl Fredrik Reuterswärd tarafından 1980 yılında vurularak öldürülen John Lennon anısına yapılmış heykeldir. 3 orijinal bronz heykelin biri de New York’taki Birleşmiş Milletler Merkezinin girişinde sergilenmektedir.
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN