Post image
BM Kadın Hakları Türkiye Temsilcisi: Türkiye 20 yıldır yerinde sayıyor

pcPerihan ÇAKIROĞLU

BM Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Haklarının Geliştirilmesi Birimi (UN Women) Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir, BUGÜN’e konuştu. Ingibjorg Gisladottir, 7 Haziran’daki seçimler için kadınlara seslenerek “Listesinde güçlü kadın aday göstermeyen partilere oy verilmemeli” dedi.

Artık BM’nin kadın genel sekreter seçmesinin zamanının geldiğini belirten Gisladottir, BM’nin yapısının da değişmesi gerektiğini söyledi. Gisladottir, “BM de bunun gerektiğini biliyor, Güvenlik Konseyi üyeleri bunu istemeli. Daha eşitlikçi, dinamik, etkin ve az bürokrasiyle çalışan bir yapıyı özlüyoruz” diye konuştu.

Türkiye, Birleşmiş Milletler’in (BM) kadın hareketindeki bölge merkezi konumuna geldi. Buna rağmen hâlâ toplumda kadın – erkek eşitliği, aile içi şiddetin önlenmesi anlamındaki çalışmalar yetersizliğini koruyor. Geçen 20–30 yılda beklendiği ölçüde bu alanda yol alamayan ülkemizde kadın hareketleri tabana ulaşamıyor.

BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Ingijborg Gisladottir ile buluştuk. Dünyadaki ve Türkiye’deki kadın hareketlerini konuştuğumuz Gisladottir, ilginç tespitlerde bulundu. Gisladottir, kadın hakları ve cinsiyet eşitliğinde dünyanın bir numarası olan ülkesi İzlanda’dan da örnekler verdi.

Anaerkil tohumlar yeşerir

ingibjorg-gisladottir-turkiye-kadin-haklari-konusunda-20-yilda-yol-alamadi_1537743_720_400Ingijborg Hanım, dünyada kadın hakları için erkeklerin de bu işe katılması gerektiği tezleri ortaya çıktı. Aslında Türk toplumunda bir çelişki de söz konusu. Her ne kadar ataerkil görünsek de geçmişimizde “anaerkil” özellikleri de taşıyoruz. Bu çelişkiden hareketle kadın ve erkek eşitliğini daha kolay sağlayabilir miyiz?

Bu söylediğinize tamamen katılıyorum. Bir yerlerde kadın hareketinde önceden atılmış “tohumlar” varsa ne kadar geçmişte kalmış ne kadar yaşlı olsa da o tohumun yeşermesi için imkan vardır.

Bu imkanları nasıl daha etkili yapabiliriz?

Kendi ülkem İzlanda’dan bir örnek vermek istiyorum. Şu anda İzlanda, cinsiyet eşitliğindeki skalalarda en eşitlikli ülkeler arasında “birinci” durumda. Oranlara baktığımızda işgücünde yüzde 80, siyasette parlamentonun yüzde 40’ı kadın. Ve hükümette genelde yüzde 50 oranında kadın bakan oluyor. Ülkenin nüfusu 350 bin kişi ama biz her şeyi temsil eden bir microkosmosuz. Bize bir laboratuvar gibi bakılıp daha sonra bu örnekleme evrensel gibi düşünülebilir. Model olarak düşünülebilir.

Seçmenin yüzde 50’si kadın

Türkiye’de 7 Haziran’da genel seçimler yapılacak. Siyasi partilere bir mesajınız var mı?

Siyasi partiler, seçmenlerinin yüzde 50’sinin kadın olduğunun farkına varmaları lazım. Eğer sadece erkek adaylarla sahneye çıkarlarsa kadın seçmenlerin tercihini kullanmamış olacaklardır. Bu durumda seçmen kadınlara ana mesajım, güçlü kadın adayları olmayan partilere oy vermemeleri yönünde olacak.

İzlanda, eşitlikli toplum felsefesinde nasıl bir yol izledi?

Belki, biz cinsiyet eşitliğinde birinci durumdayız, ama 30 yıl önce durum böyle değildi. Konuya Türkiye bağlamında bakarsak biz İzlandalı kadınlar olarak ülkemizde toplum olarak geçmişimizde bir yerlerde hep bir tohumun olduğunu bildik. Bizim kendimize inancımız yüksekti, kişisel öz algımız çok güçlüydü. Çünkü çiftçiler ve balıkçıların eşleri olarak zaten çok güçlüydük ve kadınlar kendilerini hiç zayıf görmediler. Bu temelden zaman olgunlaştığında güçlü bir hareket ve bir sıçrama oldu.

Türk kadını zamanla atlatır

İstanbul ve Ankara’da ofisiniz var. Türk toplumunu ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum ama İzlanda örneğiyle benzeştiğimizi düşünürsek, Türkiye’de de böyle bir sıçrama ve atak gerçekleşebilir mi?

Neden olmasın, Türk kadınları da bizim gibi güçlü hissediyorlar kendilerini. Belki problemler var ama zamanla bunlar aşılabilir. Hatta bölgesinde öncü olabilir. Şunu da belirtmek isterim ki, bizim ofisler sadece Türkiye için değil, Orta Asya ve Avrupa için de çalışıyor. İstanbul’daki ofisimiz bölge ofisi. Ankara’da ise bir program ofisimiz de var.

11 belediyeyle pilot uygulamadayız

cinsiyet

Bu ofisler, nasıl bir sistemle çalışıyor?

İkisi de eşdeğer konuma sahip ve iki konuda çalışıyoruz. Birisi 3 yıldır TBMM’deki Kadın–Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ile çalışıyor. Ve onlarla birlikte yasama taraması yapıyoruz. Şimdi bu programın ikinci fazına geçiyoruz. İkinci aşamasında kadının siyasete katılımı konusunda çalışacağız o komisyonla. İkinci programımızda Türkiye ile ilgili toplumsal duyarlılıkla ilgili bütçeleme mevcut. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin bütçeleme programında 11 belediye ile çalışıyoruz. Bu 11 pilot belediye diyelim. Onların programlarını cinsiyet eşitliği anlamında gözden geçiriyoruz.

BM’nin genel sekreteri artık kadın olmalı

BM’nin gelecekteki yeni genel sekreteri bir kadın olmalı değil mi? Bunun zamanı gelmedi mi?

Bence tam zamanıdır. BM’nin bizleri dünyaya daha iyi göstermesi için bir kadın lider olmalı. Bu iş için çok kadın var. İsim vermem doğru olmaz, ama birçok kadın devlet başkanı, bakan veya büyükelçiler mevcut.

Sosyal hayatı motive eder

BM genel sekreterinin kadın olması dünyaya barış ve eşitlik getirir mi?

Tabii ki genel sekreterin kadın olması bu söyledikleriniz için yeterli değil. Bir kadın ne kadar güçlü olursa olsun dünyadaki bütün ataerkil düzenleri değiştirebilecek güce sahip değildir. Yapılabilecek tek kesin şey, dünyanın her yerinde bir şekilde sosyal hayata, siyasete giren kadınları motive edip destekleyecek güçlü enerji verir. Onları harekete geçirir.

BM’nin yapısını değiştirmesi gerekiyor

cin

Sizce, BM, günümüzdeki problemlere yeterince çözüm üretiyor mu? Süren savaşlara baktığımızda BM’nin yeterince çalışmadığını söyleyenler çoğunlukta. Bu düşünceler doğru mu?

BM’nin genel sistemini değiştirmek, BM’nin de kendisini değiştirme ihtiyacı olduğunu kendisi de biliyor. BM, üye ülkelerin ortaya çıkardığı bir yapı. Dolayısıyla da değişim için üye ülkeler o kararı alacaktır. BM, ne yöne gidecektir? Benim şahsi görüşüm daha hızlı çalışan, dinamik ve daha az bürokratik bir BM görmek istiyoruz. Bu da Güvenlik Konseyi’nin yapılanmasıyla ilgili büyük ölçüde. Çünkü, BM’de Güvenlik Konseyi’nde 5 üyeden birisi karşı çıktı mı karar alınamıyor.

Türkiye 20 yılda fazla yol almadı

Sizce Türkiye, kadın hareketlerinde şu anda nasıl bir konumda?

Türkiye, Pekin Deklarasyonu’nu 20 yıl önce onayladı. Bu 20 yıla rağmen Türkiye cinsiyet eşitliğinde çok fazla yol alamadı. Gidilecek çok yer var hâlâ. Türkiye hükümetini Pekin Deklarasyonu’nu tam uygulamaya davet ediyoruz. Bununla ilgili çalışmaları hızlandırmasıyla cinsiyet eşitliği şimdikinden çok daha öteye gider.

aile-ici-siddet-ve-cocuk-istismari-3241897_6518_oAile içi şiddet bulaşıcı. Devlet, herkes çalışmalı

Aile içi şiddet konusunda ülkelerin başı dertte. Bu anlamda bir tavsiyeniz var mı?

Aile içi şiddet ve kadın cinayetleri, bir tür “bulaşıcı hastalık” gibi epidemik şekilde dünyanın her yerinde var. 100 yıllık geçmişi olan bir epidemik.

Bununla mücadele için aktif ve etkin olmak gerekiyor. Tıpkı, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede olduğu gibi insanların davranışlarını değiştirmek gerekiyor.

Mantalite değişikliği zor ama bunun önlenebilmesi için de cinsiyet eşitliğini gerçek hayatta önde görmek, evlerde, okullarda yerleşmesini sağlamaya çalışmak lazım. Sadece kadınların değil, devletin de çalışması lazım. Bütün kadın cinayetlerinin yüzde 50’si öldürülenlerin en yakınları tarafından yapılıyor.

Belediye bütçelerine eşitlik parası

Yani, kadın erkek eşitliği için de para harcanması gerekiyor, bütçe gerekiyor. Peki, bu bütçelemeyi nasıl yapıyorsunuz?

Belediyelerin eşitlik anlamında alınacak tedbirleri bütçelerine koymaları için çalışıyoruz. Bu çok önemli. Çünkü eğer parayı bütçeye koymazsanız bir şey yapamazsınız. Sabancı Vakfı ile de bu konuda çok yakın çalışıyoruz. Bir de tabii ki farkındalık ortaya çıkarmak için kampanyalar da düzenliyoruz. Mesela, erkeklerin de dahil olduğu “HeForShe” kampanyası da bu şekilde başladı. Şu anda bütün Türkiye için bu kampanyayı bizim ofisten yapıyoruz.

(Bugün, 14.03.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN