Post image
Bireysel silahlanmaya hayır, ama…

Silah Yasa Tasarısı’nda yapılacak düzenleme Meclis’te görüşülmeyi beklerken sınırlarımız adeta kalbura dönmüş durumda…

Türkiye art arda yakalanan silah dolu araç haberleriyle sarsılıyor. Önce Internet ve görsel medyaya düşüyor haberler, ardından yazılı medya manşetlerinde yerini alıyor…

Silah kullanımına bağlı şiddet ülkemizde hemen her gün artarak medyada yer alırken tüm Türkiye olarak izliyoruz:

“Adana’da bir tır dolusu silah, füze, roket atar, bomba ele geçirildi…” (7 Kasım 2013).

Hatay’da silah yüklü tır…” (1 Ocak 2014)

“Adana-Gaziantep otoyolunda durdurulan iki ayrı otobüste yüklü miktarda mühimmat.” (10 Ocak 2014)

Üzücü, ama geçmiş yılı bu haberlerle kapattık ve yeni yılı da haberlerle açtık.

Bunlar tabii görsel ve yazılı basına yansıyanlar, ihbarlarla ele geçirilenler…

Eğer bu kadar rahat ülkeye silahlar giriyor ve çıkıyorsa ne kadar millet olarak güvenli bir ortamda yaşıyoruz tartışılır.

Malumunuz, başta vakfımız olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin “Bireysel silahlanmaya hayır” demelerine ve Silah Kanun Tasarısı’nda değişiklikler yapılabilmesi amacıyla mücadele etmelerine karşın toplumda silahlanma merak ve isteği maalesef her geçen gün artıyor.

Yapılan araştırmalara göre, işlenen cinayetlerin yarısı ateşli silahla gerçekleşmekte. Ruhsatlı ve ruhsatsız silah sayısı her geçen gün çığ gibi artıyor.

Komisyon üyesi, Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, bu konuyu ta 2012 yılında İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e yönelttiği bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirmişti:
Türkiye’de ruhsatlı, ruhsatsız ve kurusıkı silah sayısı ne kadardır? Bu silahların kaçı av tüfeğidir?
Ruhsatlı silahlardan kaçı taşıma ruhsatlı, kaçı bulundurma ruhsatlıdır?
Son 10 yılda kaç meskun mahalde silah atma olayı gerçekleşmiştir? Bunlardan kaçında yaralanma, kaçında ölüm meydana gelmiştir?

Yanıtı ancak daha sonra bakanlık koltuğuna oturan Muammer Güler vermişti, o da sorulardan sadece şu kısmına: “Ülkemizde 2012 yılı itibariyle 338 bin 022 taşıma ve 319 bin 037 adet bulundurma silah ruhsatı verilmiştir. En çok ruhsat tanzim edilen illerimiz, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa’dır.

Yanıt yine de, sadece “1 yılda verilen ruhsat” açısından önemlidir. Ya ruhsatsızlar…

Anadolu’ya bir çıkın hemen her evde kesinlikle duvarları süsleyen tüfekleri göreceksiniz, düğünlerde övünçle ortaya çıkıp, sıkılan silahları.

Vakıf olarak bu konuda yılsonu istatistik çalışmalarımızı sürdürürken karşılaştığımız olaylardan bir örnek verelim size.

27 Eylül 2013 Konya Hadim’e bağlı Yelmez köyünde, psikolojik tedavi gördüğü belirtilen 50 yaşındaki Mustafa Eroğlan camiden çıkan ve televizyonun sesini kısmasını söyleyen komşularına sinirlenip balkondan pompalı tüfekle kurşun yağdırdı: 3 ölü, 1 yaralı…

Olayın hemen ardından Konya emniyetinin 400 polisle yaptığı operasyonda kentte çok sayıda pompalı ele geçirilmesi ise gazetelerde, “Konya Teksas’ı aratmadı”, “Her evden pompalı çıktı” yorumlarıyla yer aldı. Polis, silahların sahipleri hakkında “ruhsatsız silah bulundurmak” suçundan işlem yaptı.

Evet. Acı, ama gerçek. Bu gibi örnekler o kadar çok ki. Artık tartışmayı, ağız dalaşı yapmayı unuttuk. Adına mağanda kurşunu, kaza kurşunu, namus cinayeti, isterseniz bir anlık öfke deyin. Ne derseniz deyin. Cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor, bu tür üçüncü sayfa haberlerini duymak bile artık tüylerimizi diken diken ediyor…

Bir örnekte dünya genelinden verelim. Stockholm Barış Enstitüsü’nün raporuna göre, Amerika’nın silahlanma maliyeti 47 milyar dolar. New York ve San Francisco’da her gün ortalama 25 kişi silahlı saldırılar sonucu ölüyor. Dünya genelinde 875 milyon ateşli silah, adeta kitle imha silahı niteliğinde. Ve BM’nin eski Genel Sekreteri Kofi Annan, küçük ateşli silahlar nedeniyle hayatlarını kaybedenlerin sayısının, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucu ölenlerden daha fazla olduğunu söylüyor…

Sonuç olarak elbette ki, devletler varlıklarını ve yurttaşlarını korumak için silahlanacaklar. Ancak biz diyoruz ki, “bireysel silahlanmaya hayır…” Ama güvenli ve barışçıl bir ülkede silahsız yaşamın yolu ciddi devlet politikalarından geçiyor diyoruz.

İyi haftalar,

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN