Ali ABADAY (jpardaillan@gmail.com)
Vampir, kurtadam ve zombilerin revaçta olduğu şu günlerde Hollywood’un yeni bir Frankenstein filmi çekmemesi garip olurdu. Her ne kadar geçen yıl çekilen “Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı/ I. Frankenstein” istenen başarıyı yakalayamasa da bu sefer yapımcılar farklı bir yol deneyerek hikâyenin köklerine inmek ve canavarı yaratan Frankenstein’ı ön plana çıkarmak istemiş.
Büyük ihtimal hikâyeyi siz de biliyorsunuzdur. Bilimde sınırları zorlamak ve ölümün geçici bir olgu olduğunu göstermek isteyen hırslı biliminsanı Victor Frankenstein çaldığı ceset parçalarından bir insan meydana getirir ve onu canlandırır. Ancak canavarın bilincinin olmaması ve inanılmaz kuvveti sonucunda cinayetler birbirini izler.
Bu sefer ise Frankenstein’ın hikâyesi anlatılmak istenmiş. Sonuçta bu kadar takıntılı ve hırslı doktor Victor Frankenstein (James McAvoy) kimdi? Onu bu derece farklı kılan özellikleri ve yaşadığı olaylar neydi? Bunun içinde anlatıcı olarak ona deneylerinde yardım eden İgor (Daniel Radcliffe) seçilmiş.
Kamburu yüzünden herkesin aşağıladığı ve hor gördüğü isimsiz bir palyaço (Daniel Radcliffe) esasında oldukça zekidir ve insan fizyolojisi üzerine bayağı bilgi sahibidir. Bir gösteride âşık olduğu trapez ustası Lorelai (Jessica Broen Findlay) düşüp yaralanınca Victor ve palyaço birlikte koşarlar. Palyaço bilgisi sayesinde ve Victor’un yardımıyla Lorelai’i kurtarır. Ne var ki sirkin patronu onu hayvan kafeslerine kapatır.
Victor aynı gece bu palyaçoyu kurtarmaya çalışır. Ancak sirk çalışanları onları kovalar ve bu sırada içlerinden biri ölür. Victor ile palyaço eve vardıkları zaman Victor palyaçonun esasında kambur olmadığını, sırtında bir iltihap olduğunu söyler ve onu normal bir şekilde ayağa kaldırır. Palyaçoya ev arkadaşı İgor’un bir zamandır gelmediğini o yüzden soran olursa ismini İgor olarak söylemesini de tembihler.
İgor yeni hayatına alışmaya çalışırken bir yandan da hastanedeki Lorelai’e yardım etmektedir. Bu esnada Scotland Yard’da görevli polislerden Müfettiş Turpin (Andrew Scott) sirkteki olayın ardından İgor ve Victor’un peşine düşer. Ona göre Victor uzun süredir hayvanları çalan kişidir ve bir şeyler saklamaktadır.
OYUNCULUKLAR SAĞLAM, ANCAK…
Genel olarak bakınca Victor Frankenstein’da İgor’un anlatıcı olması ve bilgisi ile Frankenstein’a yardım etmesi iyi bir düşünce. Ayrıca ölümü yenmek için yeni bir canlı yaratmaya çalışan Frankenstein’ın hayatını değiştirip yeni bir kimlik verdiği İgor da denklemde bir nevi eşitliği sağlıyor. James McAvoy’un oldukça başarılı bir şekilde oynadığı ve karakterin ruh hâlindeki değişimleri oldukça incelikli verdiği Victor Frankenstein portresi de çok hoş. Ne var ki bu iki durum filmi kurtarmaya yetmiyor.
Özgün olabilecek yerde hikâyenin önceki filmlerde çok defa anlatılan noktalarına fazla bağlı kalınması bir sebep bunda. Aksiyonun yeteri kadar yüksek olmaması, Victor’un ruh hâlini anlatmak isterken yönetmenin buna çok da girmemeye çabalaması ve gerilimin sadece yaratık kısmında tutulması yani filmin tarzının ne olacağının belirsiz kalması Victor Frankenstein’ın problemi. Tabii yaratığın boynundaki elektrotlar veya kafasının düz olması gibi özellikle Boris Karloff’un oynadığı canavara referanslar hoş.
Guy Ritchie Sherlock Holmes’in köklerine inip geçmişte ancak günümüze uygun bir hâlde çektiğinde bayağı başarılı oldu. “Doğaüstü/ Chronicle” ile Hollywood’da bir anda adından oldukça söz ettiren Max Landis’in senaryosunu yazdığı “Victor Frankenstein” ise aynı tarifi uygulamak isteyip başarılı olamıyor.
Max Landis “Doğaüstü”nden beri başarılı olamayan senaryolarına bir yenisini eklerken yönetmen Paul McGuigan da Guy Ritchie’nin kopyası olarak kalıyor.
Gösterime girdiği ABD’de büyük bir hayalkırıklığı yaşayan “Victor Frankenstein”, bir süre canavarın hikâyesinin gözlerden uzakta kalmasının sebebi olacak gibi. Tabii yeni yılda gösterime girecek olan “Second Chance” dizisi umulmadık bir patlama yapmazsa.
VICTOR FRANKENSTEIN
Yönetmen: Paul McGuigan
Görüntü Yönetmeni: Fabian Wagner
Senaryo: Max Landis
Oyuncular: Daniel Radcliffe, James McAvoy, Jessica Brown Findlay, Andrew Scott
(Taraf, 11.12.2015)
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN