Kimileri için üç günlük kimileri için dokuz günlük bayram tatilini geride bıraktık… Bu bayramda da yine tatile çıkanlar trafik çilesi yaşadı. Tüm uyarılara karşın meydana gelen kazalarda ise 120 kişi ölürken 4 binin üstünde yurttaş yaralandı…
Şeker bayramına damgasını vuran ve çok tartışılan iki şey ise “Emniyetteki F Tipi yapılanma içinde oldukları” iddia edilen polis şeflerinin gözaltına alınıp tutuklanması ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Kadınlar herkesin içinde yüksek sesle kahkaha atmamalı” sözleri oldu…
Bu bayram gerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü, gerekse İstanbul Adliyesi fazla mesai yaptı… Bu kez olağanüstü mesainin gündemi eski İstihbarat şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele eski Şube Müdürü Ömer Köse ve çeşitli birimlerin emniyet müdürleri ve amirlerinin “olağanüstü bir kararla” 22 Temmuz Salı günü sahur vakti gözaltına alınmasıydı…
“Paralel yapılanma içinde oldukları, Başbakan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil pek çok kişiyi dinledikleri ve casusluk” iddiasıyla gözaltına alınan ve günlerce İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde tutulan 115 polisten 31’i çıkarıldıkları İstanbul nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Tutuklular Metris Cezaevi’ne gönderilirken tutuklanma gerekçeleri “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek” olarak açıklandı…
Böylesi hiç görülmedi
Serbest bırakılanlardan polis şefi Ömer Köse‘nin “Emniyet ve savcılık sorgusunda kesinlikle hiçbir delil ve emare gösterilemedi ve soru da sorulmadı” ifadesi dikkat çekerken 22 Temmuz’da gözaltına alının 26 Temmuz’da İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen polislerin “gözaltı süresi dolduğu” gerekçesiyle adliyeyi terk etmek istemesi ve etraflarının kendilerine engel olmak isteyen Çevik Kuvvet polisleri tarafından çevrilmesi üzerinde yaptığı “oturma eylemi” oldukça ses getirdi ve ilginç görüntülere sahne oldu…
Yasal prosedüre göre gözaltına alındıktan sonraki 96 saat içinde hakim karşısına çıkması gereken polisler, 14 saat gecikmesine rağmen hakim karşısına çıkarılmadı. Bu durumu tutanaklara geçirmek isteyen polisler ile avukatları, muhatap bulamayınca da hakimi bekledikleri 6. kattan aşağı inmeye başladı. Bu aşamadan sonra İstanbul Adliyesi “emniyet ve hukuk tarihine geçecek” görüntülere sahne oldu…
Grup halinde yürüyerek 3. kattaki C kapısına yönelen polisleri, tam dışarı çıkmak üzereyken ilk olarak sivil meslektaşları durdurmaya çalıştı. Daha sonra polislerin önü çevik kuvvet tarafından kesilerek çembere alındı.
Gözaltındaki polisler de, adliyenin ortasında oturma eylemi yaptı. Burada adliye muhabirlerine açıklama yapan Yurt Atayün, “Emniyette 54 saat hiçbir soru sorulmadan bekletildim. 54 saat sonra ifademe başlandı. Ama vakit bittiği için sevk ettiler. Buraya geldim, savcı ifade almadı. Gece bıraktı gitti. Mahkeme de almadı ifademi, burada bekliyorum böyle” dedi. Atayün, astım hastası olduğunu ve nezarethanede kötü muamele gördüklerini sözlerine ekledi.
Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Hayati Başdağ’ın avukatı Hayrettin Açıkgöz gözaltı süresinin dolmasına rağmen polislerin Adalet Sarayı’nda tutulmasıyla hürriyeti tahdit suçu işlendiğini söyledi. Açıkgöz, “Gözaltı süresi Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece 00: 30’da doldu. Bundan sonra yasalar gereği gözaltında ifadesi alınmayan polislerin serbest bırakılmaları gerekir. Aksi takdirde hürriyeti tahdit suçu işlenir. Bu eziyete girer” dedi.
49 şüphelinin avukatları, soruşturma savcısı İrfan Fidan ve sorgu hakimi İslam Çiçek‘i “Resmi evrakta sahtecilik, hürriyeti tahdit ve görevi kötüye kullanma” suçlarından HSYK’ya şikayet etti.
HSYK’ya faksla gönderilen dilekçede, şüpheliler hakkında yasal gözaltı sürelerinin sona erdiği belirtilerek yasalara aykırı bir biçimde uzatılan gözaltı süresinin 26 Temmuz günü saat 01.30 itibariyle sona erdiği kaydedildi.
Eylem üzerine, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, sorgu salonunun güvenliğinin sağlanması için, 49 şüphelinin adliye nezarethanesine alınarak sırası gelenlerin tek tek sorgu katına çıkarılmasına karar verdi. Karara ilişkin tutulan tutanağın imza altına alınmasından sonra, zanlı polisler eylemlerine son verdi…
Evet bu soruşturma ve tartışmaları uzun süre Türkiye gündemini meşgul edecek…
Dünyayı güldürdü
Bayrama damgasını vuran ikinci olayın yankıları ise Türkiye sınırlarını aştı, tüm dünyada eleştirilere neden oldu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Temmuz günü seçim bölgesi Bursa’da bayramlaşma sırasında “Kadın herkesin içinde yüksek sesle kahkaha atmayacak, iffetli olacak” diye konuştu.
Ve Başbakan Yardımcısı’nın bu sö zleri bir anda sosyal medyanın bir numaralı konusu haline geldi. Ünlü-ünsüz pek çok kadın sosyal medyada kahkahalarla gülen fotoğraflarını paylaşma eylemi yaparak Arınç’ı eleştirdi…
Kadınlar, “Türkiye’de hergün kadınlar katlediliyor, iktidarın bakanı ise kahkaha ile uğraşıyor” suçlamasında bulundu.
İngiltere, İspanya, İtalya, Danimarka, Almanya, kısacası tüm dünya basını Arınç’ın “Kadınlar herkesin içinde kahkaha atmayacak” sözlerini manşetlerine taşıdı. İngiliz basını “Şaka değil, Türk lider kadınların gülmemelerini istedi”, Danimarka basını, “Bu gülünç sözleri sarf eden Arınç, kadınların gülmelerini modern toplumun çürümesi olarak yorumladı” ifadesini kullandı… Kürtaj yasağı, çocuk gelinler ve kadın cinayetlerini anımsatan Independent, “Türkiye kadın hakları konusunda çok ilerideydi. Ancak aktivistler ülkenin geriye kaymasından endişeli” yorumunu yaptı… Türkiye’de kadın olmanın zorluğuna vurgu yapan The Observer gazetesi ise “Bu tuhaf tartışmalar, kadınların yeni bir düzene ihtiyaçlarının olduğunu gösteriyor” görüşüne yer verdi…
İffetli kadının kahkaha atmayacağı günlerce Türk ve dünya medyasında yer bulup eleştirilirken kadınlar dün İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak Arınç hakkında, ‘hakaret’ ve ‘ayrımcılık’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundular. Milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Melda Onur ve Mahmut Tanal’ın da destek verdiği eylemde kadınlar, “İktidar kadınların attığı kahkahalarla uğraşacağına onları korumak için tedbirler alsın” dedi.
Kadınlar 8 Ağustos Cuma günü de İstanbul’da Beyoğlu Tünel’den Galatasaray’a kadar tepki yürüyüşü yapacaklar…05.08.2014
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN